Demlerine Meftun Güllerini Giydim Gülzen
hayrettin taylan
-Yel değirmeninde sözlerin öğütülür .Aşka ekmek olur cümlelerin.
Gül bayramım başlar.Hüznün yırtık libasını çıkarıp senli demleri giyer ömrüm.
-Haritanın yırtık paftasında yüzünün başkenti görülür. Gülün gölgesine dokunur , henüz dokunamadıklarımız.
-Güle meftun kadınlığın yakar yakarışlarımı.
-Susar su.
Sensizlik dalga dalga büyür, içimde derlenen özlemlerin köpüklerine kardeş olur yaşanmışlık.
-Senden k’alana düşer düşlerim.Belirsizliğin dişi güvercini uçar bahtımdan.Yakınlaşır gülünde büyüyen umut.
-Yırtılmış yüzyıllık hasret penceremi yamalar sevgin.Üstsüz kaldığım yapayalnızlığın sahilinde kırmızıların kapatır .
Aramızdaki arların çiçeği açılır, gelir bahtının tadına arılarım.
-Algıdan, sevgiden, aşktan, senden , benden yapılır yaşanma balı.
T’adına varmak için yaşanmışlık diz boyuma gelir. Aşk hizamı keser hızar makinesi. Kesilirim gül cemaline.
-Kusursuz bir fırtınanın dili gibi estin. Sol yanımda kazı çalışması yapan birisinin bütün derinlerini kapatır sözlerin, gözlerin, ille de yaşattıkların.
Güzel hayallerin vebalisin , halden kaçmak günah. Güzel yaşamanın ummanısın, sularından kaçmak günah. Güzelliğe güzellik katan yaşanırlığın can arısısın, balından tatmak sevap.
-Üşümüşlüğün penguenleri oynar uzak kalışlarında. Seni ister, senden sonrasızlık. Deminde demlenir özün kifayeti.
-:İçten içe içsel bir volkan olan kadınlığının gülü, yakar beni ta senden, ta istenilen yaşamdan.
Yamalı geçmişin izleri silinir. Susar aşk ile aşka alıştırmalar yapan alışmalar.
Yorgun düşlerin eteğinde kalan nakışların sözsüz romanında okunur senli özlemler. Yazılır senden sonrasının yeniden senli sonrasızlığı.
Yokluğunu yamalar terzi düşlerim. Bir günlere biriktirir , bir günlere sıkıştırır kadim arzulara. Hazırlıksız kalır, hazın dilinde kalan yaşanmışlık.
Bestelediğim aşkın türküsü çalınır.Be söyler, sen oynaşır en imkansız demlerden.
Yaraya vurur gemiler, aşk sudan önce yanar.Ağlar yalnızlık, yeniden yan yana vatan olmanın tanında akraşır cemalin.
-Düşeş düşlerin takvim yaprağı döker geçen günleri. Senli demleri yazar , isimsiz kalemler. Uzar gider, yakar gider.
Su ile sonsuzluk arasında kalır niyetimiz. Güvendiğimiz dağlara kar yerine yar yağar. Eser meltemlerin aşk ovalarıma.
-Terli yaşanmışlıkların diline günce gün be günlerimiz.
”Sensizlik" cevap verir, verilmiş sözler süzgecinde.
Yaşanmışlığın dili yaşananlara saygılı olmaktır, onlarla saygılıca güven içinde yaşamaktır. Her aşk teni koklama mecrasına doğru teğetini çizer.
-Her sevenin dudak uçlarıyla yazdığı anlık ve benlik akışlar var.
*Gökkuşağı yaylanır sen sevincin yağmuru olduğunda.
Mavi alizeler allarını toplar sıcağımda. Eser ,sever, geçerim.
-Uçurur özden akan su. Kendini toplar suskunun toplamı. Her insan biraz balçığına yakın topraksı istemlere karışır.
-Aramızda kalmaz mil. Birikmiş puanlarımızla uçar sevda güneşimiz. Vesveselerini besteleyen önyargılar kurur.
-Yüreğinle uçan sevgi balonlarının elleri olur hasret.
Ufkun gülüne dokunur. Kadın olur aşk ve kadın kalır aşk.
Mecnun dile gelir:
- Mecnun , gezinir sokaklarında Bağdat’ın, mecnun misali… Bir adamla karşılaşır. Adam yazı yazmaktadır duvara. “Leyla u Mecnun”şaşırır mecnun. Yanaşır adamın ve duvarın yanına.
sorar adama ne yapmaktasın diye;
Adam: "Bunların aşkı öyle büyük ki yazmak istedim" der, duvara. Mecnun; yerdeki duran başka bir fırça ile duvara yazılı adını siler...
Adam şaşırır. sorar adam mecnuna:
-"Ne yapmak istediğini?" Mecnun yine aynı mecnun, verir cevabını :
"Aşk’ın içinde Mecnun olmadı hiç.Aşk hep Leyla idi.”
-Şenlendirilmiş demlerin yanaşır sahilime .Gül olur ,zene karışır her şeyin.Kalırım orada.Yeniden sende kalmak, yeniden sende yaşanmaya gelir gülüne hasret demlerim.
Aşkı ve yaşanmışlığı girdaba iten uzakları keser özlemin heceleri. Senli bir alfabe taşır sende kalışımın gülü.
Yarın hep gül olmaya kızıl kıyamet.Yaprak yaprak açılmakta sen varken kollarımda. Gerisi Ankara ‘nın , sonrası İstanbul’un.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.