- 542 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Okuma araçları(kitaplar) üzerine.
(Günümüzde medya okuryazarlığı önde gibi görülse de kitabın öneminin geçmediği,tam tersine ona dokunmanın,yapraklarını çevirmenin ve sayfaları arasında gezinmenin başka bir "dünya" olduğunu bilerek...)
Düşünür Voltaire ,"Dünyayı kitaplar yönetiyor "derken sanırım oldukça haklı bir yerde duruyor,W.Shakespeare ise kitaplara çok daha fazla anlam ve değer yükleyerek,şöyle diyordu:
-Kitaplarım,bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.
Erasmus da,iyi-kötü ayrımı yaparak,
-Önce iyi kitapları okuyunuz.Çünkü,önemli olan ne bildiğiniz değil,bildiğinizin ne kadar iyi olduğudur, demekteydi.
Yıllardır Sivas’ta "insanlar niye yakıldı?" sorusuna cevap arayan toplumumuza Alman şair H.Heine,200 yıl öncesinden yol gösteriyor gibiydi:
-Kitaplar yakılmaya başlanırsa,sıra insanlara da gelir.
Bu arada yakılan kitapların sadece sağ ya da sola ait olmadığını,Kazım Karabekir’in kitaplarının da(Kendi yazdığı ve İstiklal Harbimiz"adlı) üç bin adet olarak 1933’te "yakıldığını" bilgi dağarcığımıza koyalım.Ya bu kitabın dahi uzun dönem yasaklı olmasına ne demeli?
İşte "paylaşmadığım" ama doğru olduğundan da şüphe etmediğim bir tespit:
-Kitaplarınızı başkalarına vermeyin.Çünkü ben kitaplığımı,başkalarından aldığım kitaplarla kurdum ,diyen A.Camus.
Arapların şu yaklaşımı övgüye "layık" değil mi sizce de?
-Kitaplar dostlar gibidir,sayıları az ama seçkin olmalıdır.
"Kitapları değil,içindeki bilgileri toplayın." diyen söz de Hz.Ali’ye aittir.Ne kadar ufuk açıcı değil mi?
F.Bacon’da da "tadlarına" göre bir sınıflandırma göze çarpmakta:
-Bazı kitaplar tadılmalı,bazı kitaplar yutulmalı,bazıları ise çiğnendikten sonra hazmedilmelidir.
Descartes da ise "sohbet "tadı öne çıkmış:
- İyi kitap okumak,geçmiş asrın en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.
Okumayı bilmek yetmez,"eylem" olarak yaşama geçirmek gerekir ki,M.Twain daha iyi anlaşılmış olsun:
-Kitap okumayan bir insanın,okumasını bilmeyene karşı bir üstünlüğü yoktur.
Kitap yazmanın "zorluğuna" da Brezilyalı şair T.Gonzaga,(1744-1810)şöyle dikkat çekmektedir :"Senin bir gecede okuduğun kitabı,ben,senelerce yazabilmem için saçlarımı ağarttım."
Kafka ise daha "radikal" bir anlayışa sahip gibi bu konuda:
-Bir kitap,içimizdeki donmuş değerleri parçalayacak bir balta olmalıdır.
Kitap-dost ilişkisi de Isaac Dısraılı’nin sözünde başka bir "derinlik" kazanmaktadır bence:
-Kitaplar benim dostlarım,gerçek danışmanlarımdır.Çünkü,ikiyüzlülük etmeden bana görevlerimi hatırlatırlar.
Ve "örnek kitaba" güzel bir örnek:(Edward Gibson’dan)
-Anne babanın yaşamı,çocuğun örnek kitabıdır.