- 733 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gözlerin, illâ gözlerin! ..
Üzüm gözlerin gönlümün zindanlarında
Yıllardır kutsal bir aşk içkisine dönüştü.
Senin sevdan, illâ senin sevdan,
Şu yüreğime bir ay, deniz ve güneşti...
İçinin sellerini boşaltmadan önce, gözlerin böylesine bıçkın, böylesine türkuaz düşmemişti yurduma. Ellerinin bahar salkımları gövdeme ağınca yeşillendi bahçelerim, ufkum aydınlandı ve yeniden sevdaya düştüm. Sen aklanınca masum çocuklar gibi gülümsedin gözlerime, omzunu eğen yükleri boşaltınca pazarıma, ılık ılık bir sevda düştü yüreğime.
Gecelerin hesabı, kaybettiğin yılların yankısı büyüktür elbet. Her gelenin senden bir şeyler aldığını tahmin etmek çok zor değil. Üzüm gözlerinin ülkesine hep uzaktan baktım ben yıllarca. Seni severken, sen aklımın yüzdelerini tamamen kuşatmadan da sevdalar uğradı yurduma. İhaneti tattım bazılarında, kimi sevdalarımda günler bir film şeridine saklandı ve doldurdu yüreğimin tozlu raflarını.
Ayrılığın panzehirli kollarına tutunup her defasında sana yeniden tutuldum. Seni her seviyorum sözlerimde yüreğim kabardı, gözlerim dolu dolu oldu ve ılık nefesin telefon tellerinin incecik dehlizlerinden girdi taa içerime. Ve üzüm gözlerin gönlümün mahzenlerinde yıllardır kutsal bir aşk içkisine dönüştü. Senin sevdan güzelim, illâ senin sevdan şu yüreğime bir ay, deniz ve güneştir.
Senin sevdan, yitik gülü nice ormanların. Sen yanıma gelince gün iner denizlere. Kuşlar çiçek tozlarını çırpardı üzerimize. Bir şiir olurduk kâğıtlara dökülen, yalın ve okunaklı. Irmağa, dağa, taşa, toprağa ve yüreklere iner, testiden dökülen su gibi yudum yudum aşk dolardık. Sözcükler kekremsi bir tat bırakırdı ağzımızda. Yalnızlık çekerdi üstümüzden incecik tül perdesini. Yeni demlenmiş bir çay gibi dolardık birlikte bardaklara.
Dizlerinin sedir ağaçları dinlendirsin isterim şu yorgun gövdemi. Saniyeler takılı kalsın akrep uçlarına. İçindeki dertlerin hepsini sat bir Salı pazarında. Günleri ipekli mendilinde saklamayı becerebilirsen gözyaşlarının pınarlarında sevişmelerimiz biter, acının dönemecinden kıvrılırız birlikte, sen ve ben.
Yaşamak, avuçlarının içindeki çizgilerde saklıdır üzüm gözlüm. Günler bıçkın bir delikanlı gibi çekince bıçağını kınından, ölüm mırıltılarını yükseltir. Ardından bir gölge gibi gelen acıları kapat yüreğinin demir kanatlı kapılarıyla. Sana yıllardır gönlünü kaptıran Anka kuşunu al odandan içeri. Alçalan denizlerinde sevdayla boğuşan tayfalara yönünü göster ve gençlik ağularını çıkar mahzeninden.
Çünkü gül dalına astığın bir goncadır hayat, ölüm derinliği hesaplanamayan bir kuyudur ne yapsan. Bu gök kubbe altında narin çiçekler yetiştir bahçende. Soluk resimlerle geçirme günlerini. Ufkunun sana gösterdiği ince çizgilerde korkmadan yürü. Gözlerinin pınarlarına ayrılık yellerini karıştırma. Hayallerinin gemisi fırtınalara direndikçe sana yol gösteren Yunusların peşine takıl ve bu çözümsüz denizlerde bozuk pusulalarla vaktini harcama.
Evet üzüm gözlü dağ çiçeğim. Yüreğin tanrılara boyun eğmeyi reddettiği an dikil karşıma. Sevgilerin uçuran kanatlarından indirelim toprağa sevdamızı. Kırık kalplerimize derman olalım sevgimizle. Bu aşk sarhoşluğu terk etmeden bizi, uçarı, haylaz ve saf çocuklar gibi yaşayalım bu dünyanın son demini.
Selahattin YETGİN
YORUMLAR
Üzüm gözlerin gönlümün zindanlarında
Yıllardır kutsal bir ask içkisine dönüştü
Senin sevdan ,illa senin sevdan
Su yüreğime bir ay ,deniz ve güneşi
Hadi üzüm bakıslim sar beni sevgiyle
Duy seslenişimi bak gözlerime
Gor sana akan sevgi selini
Gözlerin illa gözlerin ..
HARİKA BİR ASK SEVDA YAZISI .. TEBRİK EDERİM.. JANET KOHEN.
Sevgilerimi sunuyorum..
Üzüm gözlerin gönlümün zindanlarında
Yıllardır kutsal bir aşk içkisine dönüştü.
Senin sevdan, illâ senin sevdan,
Şu yüreğime bir ay, deniz ve güneşti...
Duygu dolu yazınızı okurken çok etkilemdim...ellerinize sağlık diliyorum. zaten bu dörtlükle özetlenmişti sevginiz ve sevgilinin en yüreğe dokunan gözleri..