30 yıl'a genel bakış
1980 Askeri darbesine kadar egemen güç tek elde toplanmış ve yasama, yürütme, yargı erklerinden istediği erki(leri) diğer(ler)ine karşı üstün tutabiliyordu.
Güçlü büyük bir halk desteği olan soL, egemen güç Burjuvazi tarafından başat tehlikeli düşman olarak görüldüğünden böyle bir düşmanla mücadele etmek hayati önem taşıyordu; Kapitalist sistemin geleceği açısından. Bu kadar ölüm kalım savaşı gerektiren bir düşmanla yürüttüğü mücadelesinde, özünde farksız olan birçok kesimle ortak cephe oluşturmuştur: İslami kesim, milliyetçi kesim,liberal kesim ve büyük Abi Batı ile..
Dışta Sovyetler, içte soL varlık yokluk savaşı verdiği cepheler vardı. Ve bu içteki savaşı Burjuvazi büyük abisinin desteği ile kazanmıştı.
Bu yukarda bahsettiğim yüzeysel ve önemli başlıklar üzerinde durmamın nedeni; günümüzü daha iyi anlayabilmemize imkân vermesi içindir.
Darbe sonrası 24 Ocak kararlarıyla hayata geçirilmesiyle, neo liberal politika ülkenin yönetimine nüfus edince, buna karşı gelebilecek ülkede güçlü bir soL kalmayınca, ardından Sovyet blok’unun dağılmasıyla Türkiye Burjuvazisinde ve Devlet yönetiminde Paradigma değişimi gerçekleşmeye başlamıştır. Ülke içerde ve dışarıda düşmansızlık sendromuna girmiş ne yapacağını önemli bir süre bilememiştir. Böylesine bir depresyon halindeki ülke kendi içinde kendi kendinle savaşa tutuşmuş, cepheler türetmiştir. Yeni egemen güçler doğmuş zorunlu olarak çıkar çatışmaları ortaya çıkmıştır. Taraflar acımasızlığını, yok etmek için sınır tanımazlığını bu kez kendi kendilere uygulamıştı. Bu sendrom yaşayan yalnız Türkiye değil büyük abi Batı ve türevleri de yaşıyordu. Bundan ötürü dışarıdan gelebilecek hiçbir akıl yoktu.Ne yapacaklarını onlarda şaşırmışlardı.72 yıllık Avrupa’daki Komünizm hayaletinin ortadan kalktığına, kalkması için varağını yoğunu katarak mücadele eden ve kazananlar dai inanamamıştı.
Gelgelim bizim gibi göbekten büyük Abi’ye bağlı ülke nasıl inansın. Ve bu bütün strateji ve taktiklerin; vizyonların, misyonların Sovyetlere ve içerde soL’a göre oluşturulmuşken hepsinin karşılığı ortadan kalkınca büyük depresyon yaşaması kaçınılmaz olmuştu.
Devletin işlevi devasa bir eksen kaymasına uğramıştı. Özal ile başlayan Çiller ve Erbakan dönemindeki Gümrük birliği, İsrail’le ikili ekonomik, siyasi anlaşmaları ile devam eden, 1997 Postmodern darbe ile Erbakan hükümetinin düşürülmesi ve partisinin kapatılıp siyasi yasaklı olması sendrom döneminin semptomlarıdır.
Karaoğlanlı kısa denemeleri ve ardından kitapçıkla gitmesi.6 aylık bir partinin büyük farkla seçimden tek başına iktidar olarak çıkması yeniden doğumun yansımalarıdır.
Anayasa mahkemesine Yargıtay başsavcısı tarafından kapatma davası açılması yeniden doğumun sancılarının göstergeleridir.
İkinci seçim döneminden oylarını arttırarak % 46 ile tek başına iktidarlığını koruması.
Kurumlar içinde ve kurumlar arasında kavgaların çıkması, iç organlarının içini açıp kanserli hücrelerin alınması değişimin aleni göstergeleridir.
Medyanın en büyük güçlerini devlet gücünü kullanarak güçsüzleştirip etkisizleştirmesi. Yazılı basının bağırsakların temizlenmesi. TRT’nin tüm damarlarının insülünle uyuşturulup kontrol altına alınması, beynin alınıp kurulmuş beynin yerleştirilmesi.
Ve Ülkenin her şeyinin belirleyicisi TÜSİAD’ın elinden belirleyici erkliğini alması yerine İslami sermayenin belirleyici erkliğe sahip olması, rejim değişikliğinin ta kendisidir.
Düzen içi denge unsurların unsur olabilme yetilerinin tümünü yok etmesi değişimin ne kadar büyük ve yaşamsal olduğunu gösterir.
Dış politikada Osmanlıcılık’a soyunulması, yıllarca dost olarak yürüttüğü ilişkilerini küresel kapitalizmin zorunlu değişim Pazar ihtiyacına paralel olarak değişikliğe uğratıp düşman ülkeler çıkartması. Ülke tarihinle eşit onlarca yıllık, ulusal etnik sorunu çözme hamilini almak istemesi ve söz sahibi olanların söz sahipliğini elinden ciddi boyutlarda alması.
İşçi emekçi sınıfların kazanılmış onlarca yıllık haklarının adım adım sermayenin geri alması. Sosyal devlet anlayışını hem devlet de hem yurttaşların hafızasından geri dönüşümsüz silme yoluna gitmesi paradigma değişiminin olduğunu kanıtlamaktadır.
Toplumun yaşamlarının her alanlarında dinci gericiliğin etkili olması, iktidar partisinin 3.seçim döneminde oylarını daha da arttırıp % 50 ile iktidar olmaya devam etmesi anlaşılır yapmaktadır. Bundan sonra artık önümüzdeki uzun yıllarca bu yeni devlet rejiminin bize sunduğu yaşamı yaşamakla geçireceğiz.
Devlet ve toplum bu yeni egemen güçlerin yeni paradigmasını derinden derine içine çekmiştir; daha doğrusu çektirilmiştir. Bu değişim tamamlanmamış hala devam etmektedir.
Erdem Uçan.
YORUMLAR
sayın frued; :)
ikikez okumaya başladım..ikikez yarıya gelmeden pes ettim..
ya bu manevi sarhoşluk ile bugüzel seherde,bu gibi konulara kafam basmıyor :)
anlama kapasitem şuan tıkalı olsada.....
saygıyla bir ayık vaktimde okuyacagımı bildiririm:)
Edeb-i Şiirsel tarafından 10/14/2011 3:57:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
Frued
Anlama kapasitesinden değildir yaa..
Okursanız çok sevinirim yavaş yavaş okuyun sindire sindire olsun..
Hoşça kal..