- 384 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnançların Tarihsel Rolü 7
7-Bu yarılmadan sonradır ki her iki alan birbirine etkiyen değişen değiştiren süreç girişimlerini daima görünmez bir tanımlılıklar bütünü olan koruma avatar kalıplarıyla, temastı ilişkileri sürdürecektiler. Bu avatar kalıp sosyal toplumsal yapıta geçişlerin dönüştüren seçme ayıklama kriterleridirler. Söz gelimi toplumun demokratik bir ilişkileniş biçimi halka aynı şiddet veya yeğinlikte geçemezdi. Çünkü halkta üretim ilişkileri gibi bir nedense belirleyen değil, konusu özne ve özel olan öznel belirlenimli kişiler sağlyıştılarıyla (gelir gruplarıyla) girişen bir belirlenimleri vardı. Bu yüzden buranın korunan yapısı da bu seçiciliği ile hoşgörücü olacaktı.
Sosyal yapılarda öznel ve nesnel belirlenimdirler. Ancak sosyal yapılar iki boyutlu değerlendirilirse anaot katot bazında anot poztif (nesnelci) bir tanımlama, katod daha bir öznelci tanımlanma olursa, katot girişmesi ve etkimesi daha fazla olan, anodu da büyük oranda katoda götüren bir özne, özel oluşla, öznellikti yapıdırlar. Toplum da anod zaman süreci daha fazla olan, katodu da büyük oranda anod zamana götüren süreç olmakla daha belirgindir.
Oysa millet, ulus, toplum adiyetliği gibi genel avatar belirlenimler, bu iki boyutlu zamanı en az üç boyutlu düzlem olacakla işlev eştirirler. Dıştan avatar kalıp iki boyutlu zamana bir üçüncü boyut değiştireni gibi eklemlenir. İstenildiği gibi iki boyutun gerlim değişmesini anaot katod durumlara götürür veya ortalama bir referansla bu alanların düzenli gerilim akım çalışmasını sağlar.
Yani toplum ve sosyal yaşam çok boyutlu süreçlere beyz akım kontrolü gibi bir dıştan kuşatan avatar kalıp özellikle ulaşır. Beyz tabanı davranışı sosyal ve toplumsal yapıdan bağımsız değildir. Evrensel genel çekenlikti özdeksel özellikler belirlenmenizi böylesi mücize (ilişkilerle) değişip dönüşen farklı özellikleri içermekle, temel özdekse özellikten fazla ve farklı olurken benzer andırışlı devinimlerlende hep o temel özdekse özelliğe bağımlı kalan girişmelerdir. Bütün mucize fark olan o az biraz fazla olan kontrol girişimler düzenleyicisindeki yeni yapı yeni özellik belirlenmesinde olmaktadır.
Toplumda nesnel yansıyan avatar kalıplar millet ulus gibisosyal nesnel bir tutumla toplumsal nesnel olanı taşıyacak avatar kalıplardı. Ha keza bu dıştan ikialanı kuşatan avatar kalıplar içte örneğin bir çok üretimilişkileri kalıbıyla gerçeklenecekti. Bu avatar klıplar sistemin korunan yapılarını muhafaza edişle ileri akarken hep yeni süreçlerle yeni avatar kalıplar almıştır. Her bir avatar korunan yapı üretim dağıtım ilişkileri, yeni yapı düzenlenim ilişkilerini (bu günkü anlamla demokratikliğini) vermektedir.
Sosyal yapılarda korunan yapı neslin, yaşamın (gelenek görenekti aittiliğin) devamı ve sürekliliğidir. Burada sosyal yapı; üyesi olan , sosyal yapı unsuru olan insana göre avatar kalıptır. İnsan yeni doğacak düşünce ve cenine (anne rahminin anneye göre avatar kalıp olmasıdır) veya insanın üremse olan dişi erkek eşemlere göre bir avatar kalıp olmasıdır.
Toplumdaki avatar kalıp, üretim tüketim ilişkileri düzenliliğini içermekle, üretim tüketim ilişkilerinin sürmesine, gelişmesine yönelik basınçların dönüşmesi ile yeniden ve yeniden biçimlenen kesikli sürekli devamlılıktırlar. Her avatar kalıp, bir sınırlılıklar alanı olmakala tanımlanır. Söz gelimi, ittifakı sürecin sosyal ve toplumsal yapılar girişmesiyle oluşan, milliyet, imparatorluk ve ulus kalıbı; birbirine göre içinde farklı sosyal ve toplumsal ilişkileri barındırır, birbiri üzerine devinebilir, kesikli sürekli yapıdırlar.
Milletler oluşmasının, çatışan, zıtlaşsan, sosyolojik etnik birimleri; birbirini yok etmeden, bir arada tutan çekirdek güçleri üretimse güç bağıdır. Milletin böylesi öznel, soyut bağlacı ile süreçleşen bir deneyim zenginliği olmasaydı; imparatorlukların büyüyen kendisine özgü üretim ilişkileri birleştiriciliği hiç olamazdı. Yine imparatorluk soyut ve somut öznellik anlama deneyim ve girişebilir malzeme sunum arzları olmasaydı, farklı düzlemli üretim tüketim ilişkili ulus devletler olmayacaktı.
Milletlerin çekirdek bağlacı; birbirini yok etmeyen, öznel soyutlukları bir arada tutması demek; o çoklu ve çelişkili birliğin, bakışımlı iki veya çok yüzeyinin; bir biri içine, birbirini yansıtması demekti. Yansıma giriştirici bir unsurdu. Bu girişen durum, eskiye göre yeni yapının yeni özelliğidir. Yani millet sürecidir. Bu özellik asla eski özellik değildir. Eski özellikte bir motif ve devinme taşımakla eski özelliktir. Ama eskide bulunmayan yeni ve farklı girişmeli şimdiki özelliğide asla eski özellik (etnik yapı kimliği) değildir. İttifakı dönemle etnik yapılar (tabu ve totemi devinişler) çok köklü dönüşümle; çok köklü deviniş zemini üzerinde süreklilik kazanmıştırlar.
Milletler, yönetim merkezlerinin ortaya çıktığı, kutsal ilk tapınaktı nesnel ve öznel anlayışlı odak merkezlerinden; çevreye doğru bir sur etrafında birleşerek genişleyen açılan salınımla site devletler gruplaşması ile başlayan bir süreçtir. Dışarıdaki aşağı (torak) yerli, yukarı (gök)yerli; sonra sağ-sol yerli ve giderekten de, doğu, batı, güney, kuzey yön yerli; sosyal grupların bu sur içine her birinin, farklı kapılardan gelerek yönetim merkezlerinde, öznel tutumlu ibadetlerini yapar olmaları milletleşme anlayışının seyrü seferi olacaktı.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.