CAN KIRIKLIKLARI
Bazen sorarlar ya ’’Nasılsın?’’ diye. Ezbere iyiyim dersin hiç düşünmeden. Yalnızca söylemek için dersin’’İyiyim’’ diye. ’’Sağlığın, sıhhatin nasıl?’’sorusuna cevap vermek için’’İyiyim’’ dersin. Bir konuşsan neler dökülecektir dilinden. Belki sen bile unutmuşsundur dillendirmediğin için. Öylece bir kenarda bekletirsin onları. Acılarını bir yere yığacak olsan koca bir dağ olur. Dinlediğin müzikler ’’Hayat akıp giderken avuçlarımdan, eğilip yerden toplayamıyorum parçalarımı’’yla başlar. ’’Şu dünyanın gam yükünü, çeken var mı benim gibi?’’ yle biter ama sırf belli etmemek için insancıklara, onlar gibi görünmeye çalışırsın. Her gün evden çıkarken ’’Bu akşam hüzünleri ev de bıraktım’’la çıkarsın. Günlük konuşma diliyle konuşursun. Eve geldiğin de, bıraktığın hüzünlerin seni beklediğini çok iyi bilirsin. Ayakların geri geri gider; çünkü ev de karşılaşmak istemediğin hüzünlerin seni bekliyordur. İçeri girip kapıyı kapattığın an, hüzünlerin ayrı bir şekle girip yanına gelirler. Tüm hepsinde ayrı bir yüz görürsün. Vaktiyle seni yaralayan, canını acıtan, yakan, yok eden kim varsa etrafına toplanır. Bazen sırayla, bazen hepsiyle aynı anda, bağıra bağıra iç sesinle tartışırsın: ’’Sen, bana bunu demiştin!’’ , ’’Sen, beni yaralamıştın!’’, ’’ Sen, güvenimi sarstın!’’, ’’ Hiç biriniz bunu bana yapmamalıydınız!’’ diye bazen ağlayarak söylersin onlara. Bazen kırıldığını en derin şekil de belli ederek konuşursun...En acısı nedir biliyormusun? Hiçbirinin olmamasıdır. En ağır tartışmanın orta yerinde birden kaybolurlar. Yalnızca suretlerinin olduğu, hayalden görüntülerle hesaplaşmaların asla çözüm olmadığını yeteri kadar anladığında dersin ki; ’’Beynimin içinde neden bu insanlara bu kadar yer veriyorum? Onlar bana hayatlarında benim verdiğim kadar yer vermediler. Ben neden haketmeyecekleri kadar vakit ayırıyorum?’’ Bunu dersen asla seni ziyarete geldiklerini görmezsin. Ne tartışmalar olur ne de kendi haklılığını onlara nasıl ispatlayacağının derdi. Tamamen umursamadığında ise kendine kızarsın. Ben, bu insanlara ne çok zaman ayırmışım diye. Sen istemezsen gitmelerini, onlar asla seni bırakmazlar. Yeter ki iç hesaplaşmanı düzgün yapasın!!!
YORUMLAR
Aynen öyle iç hesaplaşmalarını doğru yapak lazım gerekiyor. Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla duygulu birisiniz. Bu yüzden de sizde benim gibi haksızlıklara tahammül edemiyor ama mecburen engelleyemiyorsunuz gibi bir düşünce aldım yazdıklarınızdan. Aslında hayatı olduğu gibi kabul etmek en iyisi oluyor. Fazla da hak etmeyen insanları kafaya takmamak gibi ki bunu da yazınızda o tür kişilerin size sizin yaptığınız gibi değer vermediğinden zaten bahsetmişsiniz. Ben her zaman sorunlar için derim; takarsan eğer o sana daha başka bir türlü takar. Ama yapabildim mi çoğu zaman derseniz;
Bence hayır yapamadım.
Saygılarımla