- 1877 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KİTAP DÜNYASI
Mensubu olduğunuz toplumsal yapının onlarca asır içinde yoğurduğu gelenekleri merak ettiniz mi hiç?Balkanlar’dan Türkistan’a uzanan geniş bir coğrafyada hayat nasıl süregelmiş , süregelen hayatın bu güne uzanan gelenekleri neler?Hangi bölgelerde hangi ortak değer yargılar nasıl yaşamaya devam ediyor?Evlilikten.doğum ve ölüme ,yeme içmeden tutunda misafir ağırlama ve uğurlama fasılları nasıl gerçekleşiyor Türk illerinde…mevsimler akıp giderken toprak hangi geleneklerle sürülüyor ,hangi dualar ya da alışkanlıklarla hayvanlar çifte sürülüyor?.Alışverişler nasıl yapılır koca kıtada? .Gerçekten merak ediyor musunuz?
Yukarıda sıraladığımız veya sıya almadığımız pek çok gerekçelerle bu kitaba ulaşmalısınız diyorum.
Berikan Yayınları tarafından Temmuz 2007 de ilk baskısı yapılan “Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları” adını taşıyan kitabın yazarı Dr. Yaşar Kalafat.yedi ayrı kitaptan oluşan seri on cilt olarak tasarlanmış.Fakat yedi ayı kitap olarak düzenlenmiş.
Eserde bol miktarda yazılı kaynağın yanında sözlü kaynaklarında kullanılması halk kültürü konusunda araştırmalar yapanlar için ayrıca önemli bir destek noktasıdır.
Yazar “İkinci Baskıya Sözbaşı “bölümünde eserinin kısa macerasını takdim ediyor. Daha önce Kültür Bakanlığı (2002)yayınları arasından çıkan kitaplar sonra Berikan Yayınlarında olgunlaştırılarak okuyucusuyla buluşturulur.
Dr.Yaşar Kalafat çalışmasının III.ve IV diye adlandırdığı bölümünde ülkemizin 5/3 lük bölümünde yaklaşık 70.000den fazla yerleşim alanında halk bilimci kimliğiyle bulunduğundan söz etmektedir.
Eserin ciltlere göre genel konu dağılımı ise şu şeklide yapılmıştır:
İlk ciltte Hazara ,Karakalpak,Dağıstan,Karaçay,Ahıska,Başkurt,Kazak ve Tatar Türklerinin inanç değerleri anlatılmaktadır.
İkinci ciltte Karakoyuncu,Kaşkay,Afşar,Kiresunlu,Kengerli,Ayrım,Mavıllı,Karamanlı Türklerinin inançları ele alınıp anlatılmaktadır.
Üçüncü ve dördüncü ciltler olarak tasarlanan kitapta ise Hakaslar, Boşnaklar, Acarlar, Albanlar,Gürcistan,Romanya,Burgaz,Şumnu,Kıbrıs,Rodos,Tacikistan,Suriye Türklerinin inanç değerleri anlatılmaktadır.Söz burada iken bir ayrıntıyı aktaralım:Tatar Türkerlinin inançlarında eğer bir kız çocuğu bebekle oynamayı çok seviyorsa o kızın bebeği çok olur diye inanılırmış.Aynı inancın Anadolu’nun neredeyse tamamında ortak inanç olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Eser bu mantıkla düzenlenmiş binlerce sayfadan oluşan çok ciddi bir çalışma örneği.
Çalışmanın sekizinci cildinde Atatürk’ten yapılan alıntıda 19296 yıllarında varlığı bilinen bölücü fikirlere karşı nasıl ayakta kalınacağına dair sözün bulunması hem sözün söylendiği devir itibariye uzak görüşlülüğü göstermesi bakımından hem de günümüze ışık tutması bakımında gerçekten çok önemlidir.
“Birlikte yaşayıp,birlikte üretip ve birlikte paylaşarak binlerce yılda oluşturulmuş bir kültür coğrafyasını,çıkar edinildiği zannıyla parçalamak,parçalanmasına seyirci kalmak,ana dili ve inancı ne olursa olsun,bize göre ecdadın ruhunu rencide etmektir.”sözleri çalışmanın kültür iklimi bakımından aynı olan coğrafyamızda oynana oyunları göstermesi bakımından ayrıca dikkate değerdir.
Türkistan geleneklerinin anlatıldığı bölümde kına yakılması,gelinin eşikten çıkarılması ve gelin olarak geldiği eşikten içeriye alınması konusunda anlatılanlar neredeyse coğrafyamızın tamamına egemen inançlardan biridir.
Suriye Türkmenlerinin damada yaptıkları işkence dolu şakalar,,süt hakkı uygulaması Anadolu ve diğer Türk coğrafyalarının ortak adetlerinden biri olarak işlenmektedir.
Binlerce sayfadan oluşan bir bilimsel çalışmayı kısa bir tanıtım yazısında özetlemek imkansıza meyletmek olu ki biz böyle bir çabanın tarafı değiliz.Temennimiz bu tür eserlerin okuyucu kitlesini bulabilmesi…Belki bu yolla birbirimizi anlamakta çok zorlandığımız bu günlerde et ve tırnaktan müşterek bir bedenin dalları olduğumuz şuuru kuvvetlenir.
Millet olarak varlığımız güçlü bir şekilde sürdürmek istiyorsak kendi kültürel köklerimizle barışmalı,bu kökleri yeni anlayışla bu çağın gerekleri içinde canlandırmalıyız.
Çizgi filmlerden .dizi ve sinema filmlerine,tiyatrolardan.opera çalışmalarına ,heykellerden,
Şarkı ve türkü sözlerine kadar elde o kadar çok malzeme vardır ki işlenecek maharet dönüp etrafa doğru bakmaktan geçiyor olsa gerek.
Dr.Yaşar Kalafat’ı bu değerli çalışmayı okurlarıyla paylaştığı,geleneksel kültürümüzü belgeli hale dökerek anıtlaştırdığı için ayıca kutlamak gerek.
Bilinçli okuyucuya düşen ise kütüphanesinde bu esere yer açmak…Ve okumak için zaman ayırmak…
Sinan YILMAZ