%100 doğal
%100 DOĞAL
Geçen gün büyük bir markete alışveriş yapmak için gittim. Çoğunlukla ya annem ya da ablam yapardı mutfak alışverişini....
Şifa bitkiden çıkar, bitki doğadan. Ağaçlar şifa, dalları şifa, nefesleri her derde devadır.
Anadolu toprağı şifanın bahçesi...
Anadolu deyince düşüncelerinizdeki sınırları nasıldır bilmiyorum ama benim düşüncelerimdeki Anadolu sınırlarında Marmara Bölgesi yoktur.
Bu bölgede şifa sözcüğünü bulmaya çalışmak kendini akıllı sanmaktır,
Ki zaten Marmara Bölgesi kendini akıllı sananların bölgesidir.
Üstelik üstün akıllı.
Marketlerde satılan gıda ürünlerinin büyük çoğunluğunun üstünde %100 doğaldır yazmaya başlandıysa akıllık çok yüksek seviyededir. Bu gıda ürünleri bolca satılıyor.
Oysa Anadolu’nun yangınları vardır. Çobanları, hayvanları, köyleri, atölyeleri, hanımelleri vardır. Bölge bölge şifası, lezzeti, tadı vardır.
Anadolu’da 18000 peynir çeşidi varken İtalyan peynirine sarılan insanlar yine üstün akıllıdır.
Organize sanayi bölgesinde araba yedek parçacılarının yanında gıda üretimi yapan firmaların ürünlerini alan Anadolu insanı değildir. O ürünleri satın alıp tüketenler uzaylı!
Çünkü başını kaldırıp gökyüzüne baktığında yıldızları uzayı görürsün. Bu topraklarda yaşayıp yediğini içtiğini bilemiyorsa kişi, o uzaylıdır.
Almak istediğim her ürünün etiketine üretim yerine baktım. Mutfak ihtiyacı olan bir çok ürünü ilk girdiğim markette bulamadım. Şekeri istanbul’un göbeğinde organize sanayi bölgesinde kot taşlaması yapan firmaların yanında üreten firmadan almam.
Süt alacaktım. 1 litrelik süt kutusunun üstüne cam şişe resmi koymuşlar. Altında da cam şişe günlük süt %100 doğal yazıyor. :) Süt kartonun içinde, dışında cam şişe’de yazıyor... ’’dam üstünde saksağan vur beline kazmayı’’
Diyeceğim o ki, görünen devasa gıda üretimi sahtedir.
Dejenere olmuş toplumlar doğallığı turistik olarak görürler ve tatil gezilerine koyarlar...
Marmara’dan Anadolu’ya senelik izinlerinde organik kahvaltı yapmaya giderler. Ve tüm sene anlatırlar: ’’doğal yaşayan insanlar gibi olmak isterdim’’
Bak ne diyor Haydar Ergülen:
’’Tabiat devrim gibidir, bütün uslu çocuklar çakar
Çünkü tabiatta ve devrimde sınıftan çıkmak gerekir’’
Koray Can Demirkılıç
fotoğraf: Tuna Akçay
YORUMLAR
Epeydir yazılarından uzak kalmışım, görüp başımızı çevirdiğimiz bir konuya değinmişsin.
Ne istediğimizi, nerede bulacağımızı, ne kadar alacağımızı, nasıl tüketeceğimizi, doğallığı nasıl koruyabileceğimizi bir türlü beceremedik gitti...Kendimizi korumayıp, vaktinde gerekli önlemleri almayıp daha sonra da otlara, tohumlara, doğaya sarılmaya çalışıyor insanlar.
Birkaç gün önce bir haber sitesinde bir doktorun sağlık köşesinde yazdığı bir yazıda kutu süt değil açıktan alıp evde kaynattığınız sütü tüketin diyordu ve yazının altındaki yorumlarda '' hadi be sersem, sen ne bilirsin... '' anlamına gelebilecek bir sürü de yorum birikmişti. Biraz araştırıp öğrenmeye çalışsak, gözümüzü açıp dönen oyunları görsek ne iyi olurdu... siteye çok sık girmediğim için yazılarını kaçırabiliyorum. Facebook'tan mesajla yollarsan okuma şansım olur. Teşekkürler..