- 1089 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bir parça çikolata tadında...
Günaydın…Bugün size biraz dünya gerçeklerinden uzaklaşıp, hafif gülümsetici, hafif düşündürücü; e biraz da iğneleyici bir yazı yazmak istedim.Bir mizah ürünü; ama oldukça etkileyici bir denklem…Kimin bunu düşünüp bu şekilde formülize ettiğini bilmiyorum ama ben de etkilendim ve çok hoşuma gitti.Hadi gelin biraz matematik oyunu oynayalım…
* ( İnsan ) = ( yemek ) + ( uyumak ) + (üremek) + ( para kazanmak için çalışmak ) + (eğlenmek )
* ( Eşek ) = ( yemek ) + ( uyumak ) + (üremek) olduğuna göre ;
İlk denklemde ( yemek + uyumak + üremek ) yerine ( Eşek ) koyabiliriz...
Öyleyse;
* ( İnsan ) = ( Eşek ) + ( para kazanmak için çalışmak ) + ( eğlenmek )
Bu yeni denklemde her iki taraftan ( eğlenmek ) çıkarılırsa ;
* ( İnsan ) - ( Eğlenmek ) = ( Eşek ) + ( para kazanmak için çalışmak )
* SONUÇ ve YORUM: Eğlenmeyi bilmeyen insan, sadece para kazanmak için çalışan eşekten başka bir şey değildir...
:))
Yaşam her geçen gün yeni zorluklar yüklerken insanın omuzlarına genç, yaşlı, çocuk farketmeden her birimizin hayatı hızlanıyor ve günler, aylar, yıllar hızlı hızlı tükenip sonsuza ulaşıyor…Yaşadığımız güzel anlar birer bahar kelebekleri gibi uçuşup yıllara karışıyor ve biz yıllara rağmen eski mutlulukları yakalamak için peşlerinden koşuşturup duruyoruz, yenilerini aramak dururken...Kötü anlar beynimizin kilitli sandıklarına kapatılıyor.Hayat dediğimiz üç günden oluşan varlık elimizden kayıp gitmekte…
Tutmalıyız zamanı, sıkıca tutup kavramalıyız, giden zamanların hesabını sorarcasına hayattan.Yakasına yapışmalıyız hayatın.
Yaşadığımız her anın tadını çıkarmalıyız...
Mesela;
Soyduğumuz portakalın kabuğunu gözümüze gözlük yapmalı,
Balıklarımıza çocukluğumuzun çizgi film kahramanlarının isimlerini takmalı,
Sokakta top oynayan çocuklara karışmalı,
Güzel bir bebeğe nazar boncuğu hediye etmeli,
Yakın arkadaşımıza ilk buluşmamızda hediye alıp onu şaşırtmalı,
Cebimizde kalan son para ile lolipop almalı,
Pazar poşetlerini taşıyan teyzeye yardım etmeli,
Sokakta çalan müziğe mırıldanarak eşlik etmeli,
Elimizdeki çikolatanın yarısını koparıp yanımızdakine ikram etmeli,
Eşimize bağıra bağıra şiir okumalıyız…
Arkadaşlarımızla otururken sıkıldığımızda çocukken çok eğlendiğimiz oyunlardan birini oynamalıyız, çocukluğun şen kahkahalarına tekrar kavuşabilmek için.
Neler sayılabilir, neler...
Şimdi sizin de alternatifler ürettiğinizi duyar gibiyim…
Mesela, mesela diyor bazılarınız!
Hayat biz planlar yapıp, amaçlarımıza ulaşmaya çalışırken başımıza gelenlerdir.
Planlara kurban etmeyelim küçük mutluluk anlarını…
Fırsatını buldukça gülümseyelim akıp giden zamana ve güzel yaşananlara…
Bu yazıdan sonra hiç olmazsa bugünü kurtaralım, gerisi gelecektir zaten…
Güzel düşünün, güzel şeyler başınıza gelsin…
Düşünceleriniz mürekkep iziniz olsun, Hoşça Kalın!...
YORUMLAR
Sevgili Didem resme bayıldım, ne kadar doğal, yapmacıksız!
Yazındaki dileklere tek tek katılıyorum.
Erişemediğimiz mutluluklara vahlanıp üzülmektense, yakaladıklarımızla mutlu olmak en güzeli, o anların tadına varmak.
Bir çok kişinin okuyup, tekrar düşünmesi gereken bir yazı, ben günümün yazısını seçtim bile.
Tebrikler, selam ve sevgiler değerli kardeşim.