- 758 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
UNUTAMADIĞIMIZ YÜREK SANCILARIMIZ
Sevgili Metin Göktepeyi
saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Dün internette bakınırken gözüme bir fotoğraf çarptı.
Beni 15 yıl geriye götürdü bir anda. Hayatımın geride kalan on beş yılı ve o on beş yılın içerisinde yaşanan onca acı olayları hatırlattı biranda bana.
Keşke sadece ben yaşamış olsaydım sadece benim kişisel sancılarım olsaydı bunlar.
Ama değildi benim gibi bir çok insanın yüreğine bir kor düşmüştü. Bugün aynı kor hatta daha fazlası düştü sanki yüreğime ve inanılmaz utandım kendimden ve insan olduğumdan …
Beni 15 yıl geriye götüren o fotoğraf metinin fotoğrafıydı. Yani haber muhabiri Metin Göktep’nin Fotğrafı .
Arkadaşlarla toplanıp sohbet ettiğimiz yerel bir radyoda karşılaşmıştım metinle o da tesadüf olmuştu.
Her zamanki gibi fırsat bulduğum anda yine radyoya gitmiştim gittiğimde de yine her zamanki gibi gözüm Erdal’ı aramıştı onun için direk sohbet odasına girmiştim. ( sohbet odası radyoya gelen ziyaretçilerin ağırlandığı odaydı )
Kapıdan kafamı uzatıp baktım önce kim var diye içeride Erdal ve tanımadığım birkaç kişi daha vardı .Erdal o an yanına çağırdı hoş geldin dedi eliyle göstererek bu arkadaşlar beni ziyarete gelen arkadaşlar buda bizim metin dedi hepsine hoş geldiniz dedikten sonra Erdal’ın yanına oturdum usulca bizim metin dedin ? evet metin evrenselden dedi program konuğu bu gün diye ekledi . Hıı deyip gülümsedim.
Bir evrensel okuyucusu olarak gazetenin sağlam ve gözü kara bir muhabiri olduğunu biliyordum metinin daha önce hiç karşılaşmadığımız için tanımamıştım.
Tanışma faslı bitmişti sohbete kaldıkları yerden devam ediyorlardı ben Erdal’ın yanına oturmuş sessizce konuyu anlamaya çalışıyordum bana bakıp gülümsedi elini ağır ağır kaldırıp elini kafama koydu onun deyimi ile vurdu :) çatladın dimi dedi niye dedim sessiz kaldın ya ben bilmem mi seni diyerek güldü metine dönüp şimdi sen bunu görüp ufak tefek çelimsiz sessiz bir şey olarak görüyorsun dimi dedi. Bu bir konuşursa dur durak bilmez susturamazsın başımın belasıdır bu ama tatlı bela diyerek güldü.
Allah aşkına sananda yaranılmıyor konuşsam sus dersin sussam niye sustun ne oldu dersin ne nankör adamsın sen şuada konuyu anlamaya çalışıyordum bölmek istemedim ondan sustum ama iyilikte yaramıyor sana diye takıldım biraz Erdal’a.
Metin bana bakıp sen gelmeden önce gazi olaylarından bahsediyorduk dedi bu ara ortalık karışır yine bizimde başımız ağrıyacak gibi…
Sorma dedim buraya gelirken arkadaşı gördüm ayaküstü bizde o konuyu konuştuk .
Uğur Mumcu’nun katledilişinin üçüncü yılı doluyor bu ay ,gazi olaylarının senesinde gelİyor az kaldı yine içimizi acıtmasalar bari diyorduk. Bence kendimizi hazırlayalım her koşulda bizim içimiz acıyacak yine diyerek hafif buruk bir yüz ifadesi ile gülümsedi. Bir süre sonra diğer misafirler müsaade isteyerek kalktılar.
Biz bize kalmıştık.
Erdal metine dönüp gülerek sizin gazeteyi okusa da aslında cumhuriyetçidir koyu bir uğur mumcu hayranıdır dedi. Evet dedim gerçekten uğur mumcu hayranlığım vardır.Ciddi anlamda okumaya ilk uğur mumcu kitapları ile başladığımdan olsa gerek hep özel olmuştur uğur mumcu benim için diye ekledim.
Mesela uğur mumcu suikasta uğramadan kısa süre önce suçlular ve güçlüler kitabını okumuştum ve gerçekten cesaretine hayran kalmıştım her zamanki gibi ama böyle giderse çok fazla uğur mumcu okutmazlar bize diye de aklımdan geçirmedim değil sende bilirsin ki gazetecinin cesuru fazla yaşamıyor bizim ülkede malum kalemden korkalar diye gülümsedim. Tamda sohbet koyulaşmak üzereydi kapıdan biri kafasını uzatıp metine hazır mısın?
Metin geliyorum tamam dedi tekrar bana dönüp Nazım boşa dememiş SEN YANMAZSAN/BEN YANMAZSAM /BİZ YANMAZSAK / NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIĞA aydınlanmayalım diye yok etmeye çalışıyorlar işte diye ekliyordu ki bir ses daha metin yayınn.. Tanıştığımıza memnun olduk ve metin odadan ayrıldı.
Erdal’la baş başa kaldık Erdal yayın olmasayadı metine acırdım yayın kurtardı senin elinden metini diyerek her zamanki gibi beni kızdırmak için uğraşıyordu.
Boşa yorma çeneni kızmam bugün keyfim yerinde uğraştığınla kalırsın dedim.
Kalk bakıyım o zaman iki çay al gelde şu keyfinin sebebini öğrenelim bizde ,
bu ara yine bir haller var sende diye güldü ve bende çay almak için odadan ayrılıp mutfağa gittim..
( Erdal benim, arkadaşım, dostum, sırdaşımdı. Sohbetlerden çok Erdal’ı ziyarete giderdim radyoya aslında eğer bir gün bir Erdal’dan bahsedersem o bu Erdal’dır. Rahmetle ve özlemle anıyorum o inatçı sakatı.)
Not:
Yazım hatalarım olmuş olabilir.bunun için şimdiden özür dilerim.
( noktalama işarartleri konusunda biraz özürlüyümdür )
Bitmedi ....
.
YORUMLAR
Mesele olan,burada bir acının duyabilenlerle paylaşımı.Şimdi çok edebiyet öğretmeni çıkar,onun hayatı noktalamadan daha önemsiz gibi.Belkide,tanıyan bilen bile yoktur.Yüreğiniz özürsüz ya,o yeter.Ve siyasi olduğu içinde,çok az kişi yazar.Böö desen ödleri kopacak.saygımla efendim.Göktepe'yi ve anasının verdiği mücadeleyi unutmadık.