AŞK VE KİN ( 17 )

• 7 Ekim 2011 Cuma 00:33:57

Hemen yerinden kalkıp, elinde telefon uzaklaşırken, Yeşim arkasından şaşkınlıkla bakakaldı.
’Bu ne gizemli haller, aşk bu galiba’’ Ya kendi yüreğindeki aşkı? ona hürmeten tekrar tekrar Ufuğa verdiği şans, ve bunu kaç kere istismar edip ihanet eden bir budala.
’Aşkmış’ dedi Neslihanın ardından, ’Öyle iğrenç bir dramaki bu aşk denen palavra, içine giren bir girmeyen bin pişman’.
Neslihan’ın uzun beyaz yün hırkası, denizden esen sert rüzgar gel gitleriyle havalanıyor, rüzgara karşı yürüdüğü için, siyah saçları dudaklarını aşıp ağzına giriyordu. Saçlarını toplamaya çalışarak Selim’e laf yetiştirirken, oturduğu bankta hiç kımıldamadan ona bakan Yeşim’i unutmuştu bile. ’’Ah Neslihan ah’ diye söylendi Yeşim ’Şimdi ağzın kulaklarına varıyor ama neden bilmem ben bu doktora hiç güvenmiyorum’.
Neslihan, ’’Selim sende iyimisin’’? derken, ne kadar hızlı yürüdüğünü farketti bir an, uzaktan Selim’in durgun sesi, ’İyi sayılırım’ diye mırıldandı. Adımlarını yavaşlattı ister istemez, denize doğru çevirdi yüzünü, ’’Sen gidince daha bir yalnız kaldım Neslihan’’ diyen titrek sesini duyunca esmer etli dudakları kurudu boğazıyla birlikte...
Sevinç ve heyecan bir arada, ’Yaaaa demek benim gidişim seni bu kadar etkiledi ha’?
Bir kaç saniye sessizlik, ’Seninde bildiğin gibi’ dedi Selim ’Buralarda hiç kız arkadaşım yok, beraber dertleştik, konuştuk, hem fikir olduğumuz bir çok konu vardı seninle , ayrıca kafa yapılarımızda uyuyor, gidişin beni etkiledi haliyla’.
’Hayır’ dedi yüreği ’’Hayır istediğim cevap bu değildi, ahhhh Selim, taze minik bir gül yaprağını avucuna alıp kurutarak ufalayıp attın bir kaç saniyede, ama o gül yaprağı benim kalbimdi’..
Selim gülerek ’Aslında seninle kendi kendime verdiğim bir kararımı paylaşmak istedim, kullanmadığım bir haftalık iznimi beraber geçirebiliriz Antalyada tabi seninde istemen lazım’’
Kısa süren bir sessizlikten sonra devam etti, ’’Annemi hafta sonu tatilindede uçağa atlayıp gidip görebilirim o sonraya kalabilir’’
İçinden Selim’e garip bir kızgınlık duydu, ’Bu kararı tek başınamı aldın’?
İşte fikrimi seninle paylaşıyorumya, yalnız gitmeyide düşündüm bir ara o kadar ihtiyacım varki iyi bir tatile, fakat beraber gitmemizin ne kadar güzel olacağını düşündüm daha sonra’’..
Selim odasında otururken aslında yüreğiyle konuşmuyordu, Hale’yide çağırabilirdi Antalya’ya, Gemlik’ten uçağa atladığı gibi hemen Antalyada olurdu, bir kaç saatte.
Fakat bilmediği, ya da bilmek istemediği bir his, onu Neslihan’la gitmeye itiyordu.
Aşağıda girişteki mutfağa yer sofrası hazırlayan Mavuş Hala’nın çıkardığı, çatal, kaşık, seslerinden başka hiç bir ses duyulmuyordu. ’Neslihan oradamısın’? Yavaş düşünceli bir sesle ’Evet’ dedi.
Ardından ’Bak Selim seninle aynı odayı paylaşmıyacağımı herhalde tahmin ediyorsundur, az çok beni tanıdıysan tabi’...
’Bu söz ahmaklara sorulacak bir soru Neslihan, senin ve ailenin yaşam biçiminizi, örf ve adetlerinizi, burada Maraş’ta birebir yaşıyorum zaten,merak etme ayrı odalarda kalırız, Antalya bu sonbahar mevsiminde tatil yapılması için en uygun yerlerden biri olduğu gibi, sana babamın denizci olduğunuda söylemiştim sanırım, rahmetli her yaz ailece bizi Antalya’ya tatile götürürdü, zaten bizim kökende Antalya yöresindeki yörüklerden, sanırım bu yüzden oralara daha farklı bir sempatim var’.
Neslihan içini çekti, ’Tamam Selim düşünmeliyim bunu, kararımı sana söylerim, bildiğin gibi bizim okulların açılmasınada bir hafta on gün gibi bir zaman kaldı’.
’O zaman görüşürüz’ dedi Selim, ’Peki hoşçakal, sende’ dedikten sonra telefonun kapat tuşuna bastı..
İşte Marmara Deniz’i gece soğuğu çökmüş üzerine, üşüdüğünü bile hissetmedi sanki, kafası karmakarışık, suların gel gitleriyle örselenip törpülenmiş gri taşların ucundaki kuru yere oturdu kaldı, gözünü bulanık denize dikti öylesine dalgındıki..

_____...... RABİA......BELGİN......_____