Mutluluğun Yabancı Dilindesin Gülzen
hayrettin taylan
Yüreğinde olmanın yolculuğu biter yoluma. Biraz ten ilişik tinler sunar sualsiz kalışın.
-Sana gelmenin gereğinde gergeflerim zincire vurulur.
-Bir ‘ben’ arayışı kendini arar.
Saklılarımda kalan coşkuların isimsiz akışını tümler ruhumun tümsek aynaları.
-Seni aşka kaynatır başkalaşımlarım.
Mutluluğun yabancı dilinden beni anlatır anlatılamayanlar. Sen bir güle kadın olup ruhumun nadasında yaşanmaya aşina demler büyütüyorsun.
-S’ayık bir düş beni iter uçurumlarına. Düşerek sevmenin yazgısında yazılır senli bohemlerin.
-Uzaklarını ütüler bekleyiş. Her gidenin ardında kalanların kavıyım. Yanıyorum kahrından.Her an benimle olmanın kibritisin, yanmaya zeylin uzar üstü açık gazellerime.
-G’özlerinin fermanını dinler bakışlar. Bir daha bak sevgilim.
Bir dahaların gözünden tanı beni.
İç geçmiş iç yalnızlığımın aşk bebeği olarak büyümek istedim kollarında. Bir aşk salıncağında saki olarak bahtımı sallamanı diledim.
-Diledim senin dil’en’cin demlerinde.
Gölgemin tanınmış karanlığında kara sevdamı serdim, sıcaklığın serinlesin istedim aşk dinlenirken.
-Hicranın kaşifi olarak yaramı görmeden görülecekleri görmene atlaslar sundum.
.-Ömrüm rüzgarların esişlerinde mevsimini yenilerken. Sen hep bahar olarak kal harlarımda.
-Narlarımı toplamasın sensizlik. Bırak tan tane kızıl isteklere gitsin en gitmeler.
Bir şerha arası arafta değilim seninle. Zihnin kendi çırpınışını sunar sürrealist özlemlerim.
-Bir başkaldırı kazanı kaynattım kazanımların fecrinde. Fevrimin fitilini yakan yakarışlarıma kendini yazdın.
-Bekleyişin işi olup işsiz sevgilerin sevda merceği oldum.
Buluşmanın fişini taktım, elektrik tene hazın üretimini sundu.
Ve ben mecburen istedik yaşamlar sunağına geldim.
-Damla damla seni içmek istedim.
Seni, yalnızca seni istemenin fermuarını açtım açılmaz denilen heveslerin can diliyle.
Arzuladığım kördüğümün düğmelerini tek tek çözdüm.Çözüldü aşkın buzulları.
-Yan yana, yan anlamlı sözcüklerin pengueni olmayı seçti demler.
Anlar çoğalıyor ç’ağrısız sol yanımda.
-Yanımda sen. Dünya yeni demek. Böyle bir dünya da varmış.
Sen yokken dünya neden böyle eski, yalnız, bencil, isteksizdi.
Özlemle çoğalışların aşk denizi oluyoruz.
-Islaşıl gön görmüşlere vakit oluyor. Saatin on ikisi gibi dem be demlerin üstsüz hallerini tümlüyoruz seninle.
-Kalburüstü k’alışların tanımsızlığında kendimize gelmenin ünlemleriyle yarışıyor yaşanacaklar.
Düşlerin dişlisinden arınıyor dişiliğin, kekremsi bir ceylan diliyle yüreğimde yürüyor helalin.
-Cemalinin ali’si olup zülfüyarımı zülfikarımla terbiye ediyor çiçekler aşka üşürken,arılar aşka arı bir özlem sunarken, ben kendime yabancılaşırken, gizsel bir arınma sonrasızlığımız uzar.
-Yenibaharıma çiçek olup meyve kokusu saldığın t’en yaşanırlığında yaşamak kitap oluyor ruhunun derinliklerinde.
Şükretmenin Şükrü’sü olup duaların sonralarına yazıyorum seni.
Yalnız senin bildiğin sözcüklerin anlamında anlamını kazanır yaşayacaklarımız.
-Susar ben.
-Özetler özümüzde tadını bırakan üzüm. Salkım salkım olur tanelerin. En mahreme açar mahreçlerini bilinmezlik.
Bir düşünüş, bir iç akış, bir yakarış, bir seviliş bikrinde dile gelir kadınlığının dili ve beni sana bağlar tümden.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.