- 855 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREĞİ DAĞLANAN ANNE
Sevda Hanım, (çocuğunu bir tanesini) nur tanesi Aliyi okula bıraktıktan sonra çalıştığı iş yerinin istikametine doğru arabasını sürdü. Sevda Hanım, evliliklerinin on ikinci yılında evlerini şenlendiren Alinin bakıcısı ve kocası tarafından okula bırakılmasını hoş karşılamıyordu. Bizzat kendisi, ilköğretim beşinci sınıfa giden oğlunu okula bırakıyordu. Ali, bazen annesine “ben tek başıma okula gidebilirim” demesine rağmen annesi “hayır, oğlum ne olur ne olmaz. Sen merak etme ben seni okula her gün götürürüm.” Ali, bazı çocukların kendisiyle dalga geçtiklerini anne kuzusu dedikleri hatırlattı. Annesi, “sen onlara aldırma benim her şeyimsin sana bir şey olursa ben yaşayamam” diyordu. Sevda Hanım, oğlunu gönül rahatlığıyla okula bıraktığı için çok mutluydu. Bu mutluluk, iş yerindeki performansını da çok etkiliyordu. Bu mutluluk ve performans diğer elemanlarda olmadığı için Sevda Hanım yöneticileri tarafın çok seviliyordu. Diğer mesai arkadaşlarına her seferinde örnek gösteriliyordu. Sevda Hanım, iş çıkışında oğlunu okuldan alamıyordu. Bu duruma üzülüyordu; fakat hiç olmazsa sabahları okula bırakıyordu. Ali, evde türlü türlü yaramazlıklarda yapsa annesi bir şey demiyordu. Bunu fırsat bilen Ali, arkadaşlarını eve davet edip evin altını üstüne getiriyordu. Sevda Hanım, coşkuyla mutlulukla onların dağınıklığı topluyordu. Evlerine gelen çocuklar, Alinin arkadaşları diye onları uğurlarken defalarca öpüyordu. (Bir anne, ne kadar çocuğuna düşkünse işte Sevda Hanımda oğluna bu kadar düşkündü.) Artık yaz dönemi yaklaşıyordu. Okul döneminde, oğlum biriciğim çok yorulmuştur diye tatil planları yapmaya başladılar. Sevda Hanım, hemen hemen her akşam kocasıyla bu konuyu konuşuyordu. Okul sezonu bitiyordu. Biricik Alisi, zayıf getirmemişti; fakat Teşekkür Belgesi, alsaydı iyi olacaktı Neyse diyordu Alimin canı sağ olsun gelecek yıllarda Takdir Belgesi bile alır. Ders çalışma, geride kalmıştı şimdi tatil zamanıydı. İş yerinden iki haftalığına izin aldı. Yanlarına gerekli eşyalarını alıp kendilerini sahile atıverdiler. Ali, yüzmeyi yeni yeni öğreniyordu. Sevda Hanım, her seferinde oğlunu uyarıyordu yanımdan ayrılma benden uzaklaşma boğulabilirsin diyordu. Alide annesini dinlemeye çalışıyordu. Tatillerinin son günüydü şimdiye kadar gönüllerince eğlenmişlerdi. Sevda Hanım, artık oğlunu uyarma gereği duymuyordu. Ali, annesine çaktırmadan denizde biraz açılmıştı. Geriye dönüp baktığında annesini göremedi. Suyun yüzünde duracak kadar yüzmeyi öğrendiği halde panik yaptı. Bu panik, neticesinde suya batıp çıkmaya başladı. Annesinin kendisine seslendiğini zannediyordu. Annesine cevap vermek istiyordu ki yuttuğu sular buna engel oluyordu. Ali, sesini duyuramadığı içinde daha fazla panik yapıyordu.Babası da durumun farkına varınca hemen ona doğru yüzmeye başladı. Fakat Ali yutacağı kadar tuzlu suyu yutmuştu.Alinin cansız bedenini sahile tek eliyle getirmeye çalıştı. Babası, Alinin cansız bedeni sahile getirdiğinde çok yorulmuştu. Sevda Hanım, bir tarafta ağlıyor diğer taraftan Alinin yuttuğu suyu çıkarma çalışıyordu. Kocası, Ali sudan çıkarmadan önce 112 Acil Servisini aramıştı. Bulundukları sahilin, adresini eksiksiz verdiği için Acil Servis hemen gelmişti. Onlarda ilk müdahaleyi yaptılar fakat yapacak bir şey yoktu Bir ihtimal olur ki hayata döner diye hastaneye yetiştirmek için yolu çıktılar. Hastaneye vardıklarında da doktorlarda artık yapacak bir şeyin kalmadığını ifade ettiler. Sevda Hanım, yıkılmıştı. Biricik tek tanesi çocuğunu kaybetmişti. Yıllarca çocuğunu kucağına almayı hayal etmiş ve o hayal gerçek olmuştu. Fakat şuanda bin bir ümitle yetiştirmeye çalıştığı oğlunu kaybetmişti. Onun için hayat bitmişti. Bundan sonra oğlu olmadan yaşayacaktı. Onsuz hayat, zehir olacaktı; fakat onun yaşadığı yerde yaşamak onun kullandığı eşyaları kullanmak ona biraz teselli verecekti. Onun odasına girdiğinde, eşyaların her birini defalarca koklar yerine tekrar düzgün bir şekilde bırakırdı. Bu üzüntü ve keder Sevda Hanımın gençlik yıllarını alıp götürmüştü. Sevda Hanımın, eski güzelliğinde ve canlılığında eser kalmamıştı. Öyle bir gün oldu ki kalbi bu acıya dayanamadığı için ruhunu teslim etti.
YORUMLAR
:(( oğlum ALi yeni başladı okula.
Eğer okuma-yamayı çabuk öğrenirse onu buyaz Daha uzun süreli olarak
işdende zorla iznimizi bir aya denk getirerek ,Antalya'ya denize tatile dayısının yanına götürme sözü vermiştim.
Bu heves ile okula gidip geliyor şimdilik :((
Bu yazı içime oturdu..
Yüzmeyide buyaz yeni yeni öğrenmişti..
Adım sevgi değil ama,sevgi dolu bir anneyim:(
ve şuan çok üzüldüm :(
ALLAH HİÇ BİR ANNEYE EVLAT ACISI TATTIRMASIN İNŞAALLAH
Mehmet Ali Öztürk
Edeb-i Şiirsel
Ali benim oğlum..Benim bahsettiğim ali benim oğlum yani..
saygılar!