- 1054 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
AHMET, NUR,SELMA,ZEYNEP YAZAN: AYHAN SARIKAYA - ÖYKÜ SEVENLER ATÖLYESİ ORTAK ÖYKÜ
Ahmet Bey, çalıştığı şirketin genel müdüründen telefon gelince konuşacakları sözler, otel odasındaki kadın tarafından duyulmaması için izin isteyip koridora çıkmış,karısı tarafından gelen telefondan da haberi olmamıştı…
Girdiği şirkette kısa zamanda gösterdiği performansla elit durumuna gelmiş,çalıştığı bölümün tek sorumlu yöneticisi olmuştu.Yurt dışına yüklü miktarda şirketin mallarını ihraç ediyorlardı.Yeni yeni pazarların araştırmasını da yapmaktan geri kalmıyordu…Daha geçen ay hızlandırılmış üç aylık İngilizce kursunu bitirmiş,yakında şirket tarafından İngiltere’ye gönderilip yabancı dil eğitimini de tamamlayacaktı…
Kendisindeki bu değişiklik karşısında bir an afallamış, ne olduğunu şaşırmıştı. Zaman zaman daha önceki iş yerindeki memurluğu aklına geldikçe içten içe çektiği sıkıntılar aklına geliyordu. Sabah dokuzda başlayan, akşam beşte biten mesai kıskacı arasında beynini, preslenmiş bir nesne gibi hissediyordu…Üstüne üstlük akşam saat beşten sonra hesabı tutturmak için saatlerce bankanın içinde didinip durmaları yok muydu…Ölümden beterdi sanki…Bankada elinden yüklü paralar geçmesine rağmen ay sonunda aldığı cuz’i bir maaş karşısında çoğunlukla hayal kırıklığına da uğradığı oluyordu.
Ah o paralar yok muydu… Bazen hayal kurmuyor da değildi,paranın gücüyle rahat yaşamayı,sıkıntılardan arınmayı…Hatta bilinç altında gizemli kalan cinsel ihtiraslarını gidermeyi bile düşünüyordu.Şöyle bir felekten gece yaşamak…Hayat kadınlarının fantezilerinde kendinden geçmek.Bunları aklına getirdikçe gözleri uzaklara dalıyor kendinden geçiyordu.Karısına karşı bu zamana kadar bir yamukluk yapmamıştı.O yönden müsterihti…İçindeki şeytan,onu sanki bilinmeyen bir çıkmaza sürüklüyor gibiydi.Şeytanla az mı cebelleşmemişti..Sanki şeytan kulağına fırsat buldukça fısıldıyordu:
-Para eline geçtiği zaman, bir defa yoldan çıkmakla bir şey kaybetmezsin. Hadi bir dene.
Sanki o an gelip çatmıştı. Şimdi bu özel şirkette eline geçen para, bankada çalışırken aldığının dört misli fazlaydı. Harcırah ve ikramiyelerle daha da artıyordu…
Son zamanlarda karısı Selma’ya karşı soğuk davrandığının bilincindeydi. Ne kadar belli etmemeye çalışsa da karısının bu durumu hissettiğini algılıyordu…Karısına karşı suçluluk duygusu içerisinde olmasına rağmen başka dünyalarda hayal alemine dalıp gidiyordu…Fanteziler…Ah o cinsel fanteziler yok mu? Bir türlü kafasından soyutlayıp atamıyordu…Karısı Selma’nın okuldaki öğretmenliği,akşamları yorgun gelmesi bir de
kızlarıyla uğraşması karşısında kendisini kenara terk edilmiş sönük,işe yaramayan bir sünepe erkek gibi hissetmesine yol açıyordu…
Otelin barında hafiften çakır keyif olmuş, yanına yaklaşan kızıl saçlı yabancı uyruklu kadınla sohbete dalmışlardı.Kadının şehvetli,isterik bakışları karşısında adeta kendisinden geçmişti.Türkçeyi yarım yamalak konuşmasına rağmen anlaşabiliyorlardı.
- Sen çok yakışıklı bir erkek, var ben senden hoşlanmak…
- Sen de çok güzel bir madamsın,ben de senden hoşlandım…
- Ne güzel…Bu gece bakalım dalgamıza…
- Bakalım…
Ahmet’in beklediği an gelmişti.Zaten böyle bir fırsatı çoktandır beklemekteydi.
Kızıl saçlın kadın,ne kadar zor konuşsa da hareketlerinde oldukça rahat görünüyordu.Bu yolun yolcusu olduğu her halinden belliydi…
Birlikte asansöre bindiklerinde kadının dudaklarıyla kendi dudakları şehvetli bir şekilde birleşti. Kadının iri göğüsleri,Ahmet’in göğsüne yapışmış,sanki ezilmişti birbirlerini sıkıca sarılmalarından dolayı…
Ahmet Bey, şeytanın yönlendirdiği yöne doğru hızla sürükleniyordu.
Yirminci kattaki odalarına çıktıklarında kızıl saçlı kadın ,bir saniye bile beklemeden Ahmet’e tekrar şehvetle saldırmış onu yıldırım gibi soymaya başlamıştı.
Tam o esnada cep telefonun çalmasıyla Ahmet beyin ihtiraslı, şehvet dolu yaklaşımı yarım kalmıştı.Hele de telefonda arayan genel müdür olunca…Pantolonunu ve gömleğini üstüne geçirip salona çıkmıştı…
Tam o esnada danışma tarafından odaya bağlanan telefondan haberi yoktu. Genel müdür ile konuşmasından sonra içeriye girdiğinde kızıl saçlı kadın,kaldığı yerden aynı istekle Ahmet’e vücudunun kıvraklığı ile sokulurken:
- Hayatım seni biraz önce bir bayan aradı.
Kim olabilirdi? Karısı Selma geldi aklına.Belki de odur diye düşündü.
- Kim olduğunu söyledi mi?
Kızıl saçlı kadın, Ahmet’i şehvetle çırılçıplak soymaya çalışırken.
- Aysel Açıkgöz diye bir sekreter olduğunu söyledi.
Ahmet, bir an rahatladı.Korkusu dağılır gibi oldu…
Biraz sonra da bütün korkularını yenerek kızıl saçlı kadınla şehvetle,çılgınca sevişmeye başladılar…
ayhansarıkaya - 06 Mart 2010 Cumartesi
YORUMLAR
Bence; bireysellikten hiç bir şey olmaz. Bilgi paylaşmak için vardır. Tek başına bir pehlivan,çayırda peşrev çeksin dursun;neye yarar? Yazamaz durumdan "yazar" duruma geldiysek, birbirimize desdek vermemizden olmuştur. Öykü,roman yazmak zevkli bir uğraşı. Ekip de güzel olunca tadına doyum olmaz.
Nermin Hanım, diyorum ki; atölyedeki eski gümlerimize dönüp,kafamızın dinginliğini yeniden kazanalım.
Haydi.
Selam ve sevgilerimle arkadaşım.
Gıpta ederek izliyorum atölyenizi ama bugün aklım başıma geldi, ileride bir gün benimde seyredip gülümseyeceğim bir çalışmam olsun diye dahil oldum ekibinize:)) Bu seri gerçekten hoşuma gitti. Kimin nerde bırakıp nerde başladığını kestirmek güç. Uyum yakalamış eller ama en güzeli her bölüm sonrası bir sürprize gebe kısık bırakılması. İhmal edilmemiş bir detay, süper. Tebrikler bir kez daha.