- 895 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Muhsin Bey
MUHSİN BEY…
Şimdi öyle bir yazı yazmalıyım ki ,
Ey beyaz saçlı, güzel huylu sevecen gülüşlü, anlayışlı adam! Yıllardır devlet dairesinde çalışmış ,kıt kanaat maaşına talim etmiş.Kira, su ,elektrik ,telefon ve son günler de internet faturaları ile boğuşan.Çocukları, aile babalığı yükü altında ezilmiş Muhsin bey…
Seni, nasıl mı tanıdım ? Çok güleceksin bana ; aklını kullanmaya azmetmiş ,zeki bakışlı eşin sayesinde .Sen onun için yalnız gecelerinin kurtarıcısı, sevinç ve neşe kaynağı, evine giren tek hayati özdün oysa.Ama seni bana bir anlattı ki;” ben bu adamı nasıl öldürürüm ? “ dedi bana .Evet bu korkunç cinayete beni de ortak etmekti amacı.Dünyayı bir hamlede günaha boğan ve günahın yükünü Muhsin Bey ‘ in boynuna asıveren bu kadın ,o suçu tek başına işlemek istemiyordu. Anlattıkça anlatıyor ,bir hamlede o suçu üstlenmemi istiyordu sanki… Bir başıma bu zayıf omuzlarla nasıl taşıyacaktım o yükü ? Onu öldürebilir miydim ben?
Hatırlayacağınız gibi şimdiler de nette cinayet oranları hızla artmakta … İnsanlar sanal dünyayı yine gündelik hayatlarında olduğu gibi yaşama hevesine girdiler . Sanalda da duygular ön plana geçti.Akıl mı , mantık mı , duygusallık mı üçgeni içinde , bizim Muhsin bey de kapılmış işte duygusallık seline. Ama duruyor mu koruyucu meleği Elmas Hanım, o günler de hemen takibe alıyor Muhsin Bey ‘ i…
Usta senarist ve yönetmen Yavuz Turgul ‘ un toplumsal eleştiri niteliğinde , Şener Şen ve Uğur Yücel ‘in oyunculuklarına hayran olduğum filmi geldi aklıma şimdi .İstanbullu Muhsin Bey, Türk musikisine ve çiçeklerine düşkün, değerlerine bağlı bir "eski usül" adamdır. 80’lerde hızla değişen şehir hayatına, köyden kente göçün getirdiği kültür erozyonuna yabancı ve ilkeleriyle yaşayan bir adamdı oda . Bir gün kaset çıkarmak için şehre gelmiş, yanık sesli türkücü Ali Nazik’le kesişmiştir yolları.
Muhsin Bey, Ali’yi şöhretle tanıştırabileceğini düşünür. Bu iki ayrı dünyanın insanı böylece, zorlu bir işbirliğine girerler, girmesine ;dünyaların ne kadar ayrı olduğunu anlamaları içinse, elbette zaman gerekecektir.
Filmin en etkileyici sahnesini de anlatmadan geçemeyeceğim sizlere :Muhsin bey hapisten çıkıp da Ali Nazik’in düşmemesi için çırpındığı hatta kendisinin bunun için hapsi göze aldığı batağa, pavyona gelir. Ali Nazik " ağam neden kendimi kurtarmam lazımdı" der. Muhsin bey ise öyle bir sakin, efendi ve kendinden emin bir tonla " kurtarabildin mi bari?" der, ve hafiften tebessüm edip çeker gider. İşte bu sahne çok etkilidir. İzleyenler bilir. Kısaca filmin gücünün sırrı; hikayesi, oyunculuğu, yönetimi, müziği ve her şeyi ile doğal, sade ve samimi bir anlatım tarzı benimsemiş olmasında yatar.
Bizim Muhsin Bey ‘ e dönelim artık, davranışları son günler de çok değişmiş olup,eşi ve çocukları ile eskisi gibi konuşmuyor.Her fırsatta yalnızlığı tercih ediyor.İçinde yaşamış olduğu acıları , çözümleyemediği tüm sorunları onu yalnızlığına itiyor .İnsanlara güvenmenin yalnız kalmak olduğunu , var olabildiği tek yerin kendi içi olduğunu fark ediyor.Sevmeye çalışmanın ise rüzgarda kaybolmak olduğunu anlayıp , umutla başlayan tüm aşk oluşumunun sonunda kafaları işte böyle bulandırmaya başlıyordu.
Bu duyguların yoğunluğunda , karşılığı bulunmayan duyguları şöyle anlatır Muhsin Bey; “Yağmurun kokusunu taşıyan kadın seni hüzün kadar,masum bir çocuğun sevinci kadar seviyorum,hani olurda yaşanmazsa sonunda mutlu bir birleşim,rüzgar savurursa bedenleri ayrı iklimlere’’ ben seni hiç unutamam! Ve ben adı sen olan aşklar yaşarım,sen gidersin ve ben bu aşkta kalırım…Gitmeyecek kadar sev,sonunu hiç düşünmeyecek kadar oldu mu ?
Çık çıkabilirsen bu hikayenin içinden h@cer, evet ben de filmde ki Muhsin Bey gibi hafiften tebessüm ederek çekip gitmek istedim şimdi.
Bu kaderi kim yazıyordu, haince arkamızdan kim örüyordu bu acımasız ağları? İşte bu yüzden bu duygular için öldürülecekti Muhsin Bey. Ama acı çeksin mi , çekmesin mi ona karar veremedik. Öldürecektik onu , içimizde başka hiçbir düşünceye yer kalmamıştı … Ve işte ben de bu uğurda katil olmuştum onu yazmakla…
Elmas Hanıma ne oldu?, derseniz , şöyle kırmış olduğu iki cep telefonunun yenisini aldırdı, Muhsin Bey ‘ e …İnternet ağını iptal etti .Yardım elini uzatmadığı Muhsin Bey ‘ in yasını tutmakta. Geri gelmişti Muhsin Bey ,geri gelmesine ama kendisi olmayarak …Yalnız gecelere ışıklı gözleriyle girip , o geceyi sırlı bir aşk ile doldurmayarak .
YORUMLAR
Evet bir zamanlar muhsin bey vardı şimdi ne muhsin kaldı neden muhsin gibi memur kaldı hayatın kervanı karma karışık hoş bir yazı okudum beni eskiye götürdü sevgilerimle Bogazın kıyısından slm