- 769 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ORDU VE POLİS VAZİFESİNİ YAPMIYOR ?
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
12 Eylül 1980 harekatından 1 süre sonra Kenan Evren halka karşı
konuşma yaparken yakalanan silah miktarının 850.000 olduğunu
açıklamıştı, kimse kalkıpta o günlerde sormadı. Bu güne kadar soranda
olmadı, bu ülkeye bu kadar silah nasıl girmişti ? Girdiyse sınırlardan
sorumlu ordu bunların içeriye girmesine nasıl müsaade etmişti ? Yurt
içinde imal edilmişse, polis ile jandarma teşkilatı bu kadar silah
imal edilirken ve il-ilçe-kasaba-köylere kadar ulaştırılırken
neredeydi ? Diyeceğim, ülkenin güvenliği için her türlü imkana sahip
olan MİT-JANDARMA-POLİS-ORDU vb.diğer istihbarat kuruluşları ne ile
meşguldü ? Aradan geçen 40 yılda PKK ve yan kuruluşları çok güçlü olan
Türkiye ile nasıl başa baş mücadele edebildi de
onlardan giden 40.000 kişi ile bizden giden 40.000 kişilik rakam hemen
hemen aynı oluyor ? Kısaca söylemek gerekirse Türk İstihbarat
Teşkilatları çalışmıyor, bunu 5. Oslo gorusmesinden edindiğimiz küçük
1 dialoğla öne çıkaralım;
Afet Güneş (MiT):
Orada yerleşik bir kadro değil, geçmişi olan bir yer değil. Reşadiye o
kadar gelme geçme noktası bir yer ki, ne zaman organize oldular da
hemen böyle birden bire aşka gelip eylem yapacak gücü buldular.
Sabri Ok:
Bizim güçler her tarafta var, onu söyleyelim. Türkiyenin her tarafında
var, Karadeniz’de de var, Toroslar’da da var.
Afet Güneş (MiT):
Biliyoruz, metropolleri de doldurdunuz. Bu arada patlayıcılarla
doldurdunuz.
Sabri Ok:
Yok canım.
Afet Güneş (MiT):
Hepsini biliyoruz.
Sabri Ok:
Onlar bir tarafa, biz bu süreci ilerletelim. Önemli olan o.
Bu kısa konuşma metninden çıkan sonuç ne ? Bence MİT çalışanının
dünyadan haberi yok, Reşadiye’de şehit edilen askerlerin vurulduğu
yeri gördüm. Reşadiye’den 15 km.uzaklıkta rampa bir yer, dönemeç.
Karakola da 1 km.uzaklıkta, hava o gün kapalı ve sağnak yağışlı imiş.
Belediye Başkanına ’’Askerlerin alış veriş yaptığı bir esnafın PKK’li
olduğunu, onların dönüş saatini haber vermiş olabileceğini ifade
ettim.’’ kentte 1 esnafın böyle olduğunu söyledi, 1 yardım için oraya
30 dakikadan önce kimse ulaşamaz. PKK’nin vurucu timi işi bitirip,
çekip gitmiş.
Bizim güçler her tarafta var diyen PKK’lıya gelince, doğru söylemiş.
Yıllardır, Ermeniler’in desteği ile bir çok yere silah-patlayıcı
vb.gibi vurucu aletleri Van ve Diyarbakır’dan kalkan yolcu otobüsleri
ile bile taşıyorlar. Bunu gazeteleri dikkatli bir şekilde okuyan
sıradan bir vatandaş bile tesbit edebilir, PKK güneydoğu’da devlet
kurmaktan ziyade Türkiye’yi paramparça etmek istiyor. Arkasında artık
Ermenistan-Fransa-Rusya-ABD-İsrail-Yunanistan-İngiltere vb.ülkeler
olduğunu bilmeyen yok, kısacası istihbarat teşkilatları içeride
sandalye başında oturmaktan kalkmalıdır. Batılı ülke emniyet
teşkilatları gibi sokakta vazife yapmalıdırlar, yoksa MİT mensubunun
’’Metropolleri patlayıcılarla doldurdunuz.’’ dediği gibi PKK onları
patlatmaya başlarsa o zaman aldığınız maaşı ve içinde bulunduğunuz
rahatı hak etmiyorsunuz demektir.
Bu arada özellikle İsrail tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne
dağıtılan suikast silahı uzi’nin bir çoğunun kimin elinde olduğu
bilinmiyormuş, bu nasıl oluyor da bilinmiyor ? Doğrusu ben çok merak
ediyorum, en küçük 1 kayışı bile imza karşılığı verip arşivleyen
devlet idarecileri. Elinde bulunana avantaj sağlayacak ve suç işlemesini
kolaylaştıracak polise bu silahları gelişigüzel dağıtabilir mi ?
İsrail geçtiğimiz günlerde İsrail’li yerleşimcilere (Yani halka)
kendilerini korumaları için silah dağıttı, Filistin Devleti’nin
kuruluşu aşamasında olay çıkarsa kendilerini korumaları için. ABD’de
bir müddet önce İstanbul’da bulunan azınlık mensuplarına (Yahudi-
Ermeni ve Rumlara)silah eğitimi verdiğini beyan etti, kime verildiği
bilinmeyen uzi’ler polis eli ile bu Yahudi-Ermeni-Rumlara ulaştı ise
ne yapacağız ? Ben artık ’’Milliyetçi’’ geçinen polislere de
inanmıyorum, siz inanıyor musunuz ?
40 yıldır anarşiyi bitiremeyip, Silivri’ye kapatılanlara da
acımıyorum. Çünkü 40 yıldır, vurulan-soyulan-rahatsız edilen-işkence
edilen-haksızlığa uğrayan vb.acıları yaşayan halk için de hiç bir şey
yapmadıklarını biliyorum ve düşünüyorum, zaten yalnız kalmalarının
sebebi de budur. Dibinde ki PKK’nin ne yaptığını öğrenmek için
km.lerce ötede ki 1 devletten (ABD’den) yardım aldığını söyleyen bir
Genel Kurmay Başkanı ve istihbarat teşkilatları için ’’Çok iyi
çalışıyor.’’ diyebilir misiniz ? Hele alınan her istihbarat,
Türkiye’nin aleyhine gelişiyorsa. Demek ki yanlış istihbarat
alıyorsunuz, demek ki içinizde PKK’ya çalışanlar var. Yoksa 40 yıldır
bu kadar maddi ve manevi zarar olur mu ? Bazı anlar kendinizi bile
koruyamıyorsunuz, ülkeyi ve insanını nasıl koruyacaksınız ?
Uzun lafın kısası;PKK ülkeyi parçalamaya muvaffak olursa ’’Bir çakıl
taşı vermemek üzerine’’ yemin eden ordu ve polis teşkilatı bundan
sorumludur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.