- 1300 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ebedi Sevgiliye Doğru
Kâbe’ye yürüyerek giden kazakları neydi bu zorlu yolculuğa böyle niyetlendiren...
Nabi’nin Medine’ye varmadan okuduğu beyitleri minarelerden duyuşundaki sır...
Geçmişte Hacca gidenlerde Medine’ye birden girilmezdi. Önce konaklama olurdu. İzin gelirse girilirdi. Şimdilerdeki gibi dört saatte Medine’de olmak değildi...
İlahi Aşk ile aşılıyordu yollar. Aylarca süren bir yolculuktu bu.
Günahlarla kirlenen kalbe verilen en büyük ceza; ibadette feyzin kesilmesi. HUZUR’dan uzak kalmak.
Eskiler gece günah işlediklerinde sabah kapılarında yazılı bulurlarmış. Bizim de yazılsa halimiz ne olurdu?..
Ahh kirlenen bardaklar, acilen yıkanmalısınız!.
Temiz bardaklara temiz içecekler doldurulur...
Bezmi elestte sana hayran olmuşuz Ebedi Sevgilimiz.
Dünya sevgisinden ayır kalbimizi, Senin İlahiaşkınla dolsun.
İçimizdeki sevgi; saf ve tertemiz. Menfaatsiz, beklentisiz, çocuk kalbindeki masum sevgiler gibi...
Cennet sevdasıyla yada cehennem korkusuyla değil, taze bir bebeğin annesine duyduğu özlem ne ise, biz de onu duyuyoruz.
Ney sesinin verdiği huzur ile elest bezmini hatırlıyoruz. Anımsatıyor bize ne için yaratıldığımızı. Geçmişten bir seda idi, kulaklarımızdan gönlümüze giren ve gönlümüzü titreten.
Görmeden sevdiğimiz Mevlamız...Ebedi Sevgilimiz...
Biz sende tamamlandık. Zerreydik. Bütün olduk. Yarımlığımız bitti. Aşkına aşık olduk. Aşkınla var olduk. Bundandı belkide diğer aşkların yarım kalışı...
Vuslatsız aşkların sırrı Senin Vuslatına ermekti belkide...
Biliyormusun, hüzünlermiş bizi sana yaklaştıran sır. Ne zaman rahatlasak, senden uzaklıkla imtihan oluyoruz. En acısı da bu biliyormusun...Senden uzak kalmak. Hasretinde ateşi varmış, yakıp kavuran bir ateş ve acı. Aşıkların neden gözleri yaşlı olurmuş, sonbahar yağmurları gibi.Toprağın yanan bağrını gözyaşları dindirirmiş.
Gecelerimizde Sen varsan kaybetmedik.
Ömrümüz bereketlenir.Öyle bir pencere ki bu, gecelerde tüm aleme bir davet var ...
Aşkınla demli olanlara açılan bir seda bu.
Hiç istemezler sabah olsun. Sabah olması Sevgiliyi paylaşmak demek.
Gündüzler de, öyle bir gürültü olur ki, Sevgiliyi hissiyatımızda duymamız zorlaşır. Ancak namaz zamanlarında hasretimiz diner.
Geceler öylemi ya...
Geceler hasretin değil, vuslatın yoğun yaşandığı bir dem...
Allah dostlarından uzak kalmak aşkımızın ateşini azaltıyor. Bizim dinimiz sohbet dini. Peygamberimiz H.z Muhammed {s.a.v} sahabelerine yaptığı sohbetleri ile elmaslar haline gelmelerine vesile oldu. Ya bizler sohbetsiz nasıl canlanırız.
O aşk dolu gözleri seyredemedik. O gözlerde neler gördüler kimbilir;
H.z Ebu Bekir{r.a.},H.z Ömer {r.a.}, H.z Ali {r.a.}, H.z Zeyd {r.a.}, H.z Hatice {r.a.}, H.z Aişe {r.a.}, H.z Fatıma {r.a.}, H.z Hüseyin {r.a.}, H.z Hasan {r.a.}, H.z Caferi Tayyar {r.a.} ,H.z Sad bin ebi Vakkas {r.a.}, H.z Bilal {r.a.},H.z Hamza {r.a.}, H.z Ukkaşe {r.a.}
H.z Habbab bin Eret {r.a.}...
Ne olaydı bir kez göreydik rüyamızda, o aşk dolu gözleri...
Gönül dostu ile sohbet; pillerin iki kutbu bir araya gelince nasıl enerji üretirse, gönlü ilahiaşk ile yanan dostlar ile sohbette bizim gibi ışıksız, aşksız kalmışlara demdir, ilaçtır, şifadır.
Yüreğimiz kanatlanır coşar.
Bulut oluruz.
Damlalar buharlaşır .
Yeryüzü zindanından bir pencere bulur, özgürlüğe kanat çırparız.
Öyle bir iksir ki bu sevda...
Mekke’de başladı. Medine’den tüm dünyaya dağıldı. Güneşimiz doğmamış olsa idi nereden bilecektik aşkın sırlarını. Peygamberimiz H.z Muhammed {s.a.v} aşk için yaratılmıştı. Sen olmasan onsekiz bin alemi yaratmazdım demişti, Ebedi Sevgilisi.
(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım) [Mevahib-i ledünniyye]
Hira’da buluştular. Aşk ile yanan gönlü uzaklaştırdı, O’nu; ailesinden, evlatlarından, akrabalarından, dostlarından.
Hira’da sakinleşti. Müjdelendi.
Şükür makamını tattı. Maşukluğun, Naz makamının sırlarını keşfetti.
Nasıl şükretsek azdır gönül nimeti için.
Gönül olmasa idi nasıl bulurduk Ebediyyet sırlarını.
Bir aşk ile Allah nidası, gönüldeki tüm dertleri sıkıntıları pasları temizliyor.Yüreğimiz kaynıyor, ağyardan ne varsa yakıp yok ediyor.
İnsan bir fener gibi yanmazsa rahat bulamaz. Gönül fitilini tutuşturacak aşkîler lazım. Bir mum bin mumu tutuşturur. Sönmeyen bir nur aleme yayılır. Önce gönüller aydınlanır . Zulmetler yok olur. Dalga dalga bu nur tüm aleme yayılır.
Dünya karanlıklardan kurtulur. Barış, kardeşlik,dostluk hakim olur.
Kapılar kilitlenmez artık, çünkü hırsız kalmamıştır, herkes zengindir.
Aşk yoksa Namaz ruhsuzdur
Aşk yoksa Yemek tatsızdır
Aşk yoksa Meclis feyizsizdir
Aşk yoksa Çocuk neşesizdir
Aşk yoksa Evlilikler, soğuk-robotvaridir.
Aşk yoksa Sanatlar devamsızdır
Aşk yoksa Secdeler açılmayan kapılardır
Aşk yoksa Hac turizmdir,seyahattir.
Aşk yoksa Mesafeler çoktur
Aşk yoksa Ruhlar uzak birbirinden uzaktır
Aşk yoksa Ümmet peygambersizdir
Aşk yoksa İstanbul ilimsizdir
Aşk yoksa Türbeler garip, ziyaretçisizdir
Aşk yoksa Yollar zikirsiz, korna gürültüleri doludur
Aşk yoksa Eyüp Sultan tanınmaz
Aşk yoksa Aziz Mahmut Hüdayi’nin kalbiyle ısıttığı su anlaşılmaz
Aşk yoksa Merkez Efendinin merkezi bilinmez
Aşk yoksa Şehidin kurbanlığı anlaşılmaz
Aşk yoksa Gelinlerin kınası bilinmez
Aşk yoksa Kurban bayramının hakikati nereden bilinir
Aşk... ah... aşk...
Aşk yoksa Kelebek neden ateşe atlar bilinmez
Aşk yoksa Bedenen kavuşamayan canların rabıtası nereden bilinir
Aşk yoksa Dört mevsimin hikmeti nasıl bilinir
Aşk yoksa Kabz ve bast halleri nasıl çözülür
Aşk yoksa Hasret ve vuslatın
Kerem ile Aslı’nın
Leyla ile Mecnun’un neden kavuşamadığı nasıl bilinsin
Leyla’dan Mevla’ya geçmenin tadını
Fenafillaha ermeyi, gönül haccını tadmayı
Bekabillah’ta hizmet aşkıyla tutuşup, Ebedi Sevgiliye; lekesiz, kusursuz,en nadide nakışlar ile en güzel çeyizleri (salih amelleri) hazırlamayı
Ölümün bu kadar güzel oluşu, Sevgiliye kavuşmanın heyecanı,
Kur’anın kölesi olmayı, H.z Muhammed (a.s)ın yolunun tozu olmayı,
Ezanların buluşma davetiyesi oluşları, sıcacık yataklardan o eşsiz davet ile Sevgilinin evine toplanıp, O’nun manevi ikramları ve aşkı ile nasiplenmenin güzelliğini nereden bileceğiz.
İlahiaşk ile Huzura erdik
Kamil insana mutlak sevgi ikramdır.
Çektiği ahların mükafatıdır
Aşık maşuğu ile buluşur
Damla deryada yok olur
Yüzünde güller açar
Gönül sarayı ağyardan temizlenir.
Açılan dua ellerine damla damla nurdan feyiz yağar.
Saatin tiktakları aşk aşk diye atar
Kuşlar nağmelerini aşk aşk diye öter
Allahım aç kapılarını
Allahım aşk kapılarını
Aç...
Bizleri ilahiaşkın ile canlandır yeniden.
Yeni Fetihler nasip et.
İlahiaşkın ile dolsun cümle alem...
İlahiaşk/ Bezm-i elest
Mihrican Ulupınar
[email protected]
05:56 20.06.2011