- 865 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"Aynılar"Aynı Yerde,"Ayrılar" Ayrı Yerde.
1990’ların başıydı.
Ve meslek örgütleri,sendikalar ortaya çıkıyordu.
Fakat,tanıdık bir filme benziyordu:"Aynılar" aynı yerde,"ayrılar" ayrı yerde.
Oysa,kendi adıma bu maçı "oynamış" ve kaybetmiştim!İkinci kez aynı suda yıkanılamayacağına göre,bu maçta oynamaya hiç niyetim yoktu.
Yavaş yavaş da olsa "sorgulamaya "başlamıştım hayatı.Çünkü Sokrat’ın bununla ilgili güzel bir sözü vardı:
-Sorgulanmayan yaşam,yaşam değildir.
Bu arada Amerikalı "Yankee" şair Robert Frost’u da tanıdım.Şair,"Ormanda bir yol ayrımına geldiğimde az seçilmiş patikayı izledim.Her şey bu yüzden farklı oldu."demekteydi.
Ben de farklı olmak/olabilmek kararındaydım.Geçmişle yüzleşmek ya da geçmişe yolculuk anlamında hızla okuyordum.
Bu arada okuduğum beş kitaptan bahsetmeden geçemeyeceğim:
1-Taha Akyol’un " Hayat Yolunda",
2-Mina Urgan’ın "Bir Dinozorun Anıları",
3-Oya Baydar’ın "Hiçbiryere Dönüş",
4-Hasan Cemal’in "Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım",
5-Gün Zileli’nin "Sapak" adlı kitaplarıydı bunlar.
İçlerinde paylaştıklarım var;paylaşmadıklarım da...
Ama "bilmek" zorunluluğunu hissediyordum.
Bu bağlamda Yılmaz Karakoyunlu’nun "Ezan Vakti Beethoven" kitabını da sonradan okudum.Güzel bir tatlının üzerine dökülmüş taze Afyon kaymağı gibi "Perize."
"Kendi gerçeğimizle yüzleşmek" istiyorum diyenlere sadece duyururum.
Ve lakin "ezberi bozmanın" kolay olmadığını kabullenebilmek şartıyla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.