- 1007 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİM-ÖĞRETİME BAŞLARKEN…
Okullar açıldı, 2011 – 2012 eğitim, öğretim yılı başlıyor. Bugünün ne denli heyecan oluşturduğunu bir eğitimci olarak bilenlerdenim. Ülkemizin aydınlık geleceğini şekillendirecek olan iyi bir eğitim modelidir. Bunun esasları ortaya konmalıdır.
Türkiye’nin genç nüfusu yarınlarımız için umut demektir. Geleceğimizin, ülkemizin muhteşem ve mutlu olmasını isteyenler, yeni nesillere verilecek eğitim sistemine bir baksınlar ve milli kültürle kimliğimizin ihmale gelmeyeceğini anlasınlar…
Eğitim-öğretim, insanlığın doğuşuyla birlikte başlamıştır. Eğitim, sadece okumak, öğrenmek değil, örnek davranışlar oluşturmak, toplumsal değerleri telkin etmek sevgi, saygı, doğruluk, çalışkanlık, yardımseverlik, alçak gönüllülük; gibi bütün ahlakî değerin kavratılması olarak değerlendirilebilir. Bunlar kavratılmaya çalışılırken çocuk önce ailesine, annesine, babasına, öğretmenine, yakındakilerin düşünce ve davranışlarıyla hayata bakarak gördükleri ve öğrendikleriyle yaşamaya çalışır.
Eğitim; İnsanın mensubu bulunduğu milletin değerlerine, insanlığa ve kendisine karşı vazifelerini yerine getirebilmesi için şuur ve beden kabiliyetlerini düzenleyen, geliştiren, disiplinize eden, terbiye ve öğretim faaliyetidir. Başka bir deyişle eğitim; toplumun her alanında kendi değerler bütününe göre ferdi yetiştirme faaliyetidir.
Maddi menfaat için mücadele veren, para kazanılmasını eğitimin bir amacı olarak belirleyen bir uygulama insana ve topluma bir şeyler kazandırabilir mi?
Büyüklerin; “ Ne ekersen onu biçersin, ne doğrarsan tabağına o gelir kaşığına” sözünü hatırladığımızda devletin, toplumun ve bireylerin mutluğu için milli bir eğitim en iyi çözüm yoludur. Dünyaya huzur, refah ve güvenin hâkim olması ancak ilim yuvalarının (okulların) arttırılıp kaliteli bireylerin yetiştirilmesiyle mümkündür.
Hayatta çocuklarımıza, gençlerimize örnek tavır ve davranış olarak neleri öğretiyoruz? Milli, manevi, ahlaki değerleri mi, yoksa menfaate, paraya ve paranın gücüne bağlı imkânları mı? Eğitimin içersine sevgiyi, ilgiyi ve toplumsal değerleri katmalıyız. İyi bir eğitim metoduyla karakterlerin olgunlaşmasında fazileti, ahlâkı, bilim aşkını, saygı ve sevgiyi yaygınlaştırmalıyız ki sağlıklı, gelişen bir toplum olalım…
Eğitim-öğretimden mahrum kalmak demek yok olmakla karşı karşıya kalmak demektir. Bir toplumun sağlıklı, mutlu, huzurlu, refah ve güven içinde yaşaması ve yaşama ortamı hazırlayabilmesi bilinçli, birikimli ve donanımlı değerlere bağlı bir eğitim-öğretimle mümkün kılınabilir.
Ülkemizin bekasını sağlayacak, geleceğe taşıyacak olan önemli ordu; irfan Ordusudur. Türk Ordusunu, Emniyet Güçlerini ve milletleri yetiştiren de bu ordudur. Bu Ordu sağlam temellere dayandırılmalıdır. Okumanın öğrenmenin önemi, milletlerin geleceğinin teminatı sayılır. Milletlerin varlıklarının devamında, eğitimin büyük bir rol oynadığı, insanımız eğitilirken de kültürel değerlerin ihmale gelmeyeceği bilinmelidir…
Ülkemizin geleceği için nasıl bir ürün elde etmek istiyorsak, insan imal tezgâhları olan okullarımızı ve öğretmenlerimizi daha donanımlı, verimliğinin yüksek düzeyde olmasına gayret edilmelidir. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine ancak eğitimle varılabilir.
Atatürk ; “Okul genç beyinlere insanlığa saygıyı, ulus ve yurt sevgisini, bağımsızlık şerefini öğretir.” “Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir “”Öğretmenler, bu vatan sizden fikri hür vicdanı hür nesiller ister” der Toplum dokusunun emniyet sübabı niteliği taşıyan, milli ve manevi değerlerin devamını sağlayamayan bir eğitim, milletin sosyolojik ve bilimsel açıdan ayakta durmasını sağlayamaz. Eğitimimiz kimliğimizden, değerlerimizden kopuk olmadan ve yabancı düşüncelerin kontrolü altına sokulmuşluktan kurtulmalıdır ki asli kimliğine kavuşsun... Ülkemizin gelişip kalkınması, eğitimli insanlarımızın yetenekleri ölçüsünde gerçekleşecektir. Bu yolda el birliği içinde, bütün çocukların “vatanını, milletini ve bayrağını” seven, milli duyguyla dolup taşan bireyler olarak yetiştirilmesine çalışılmalıdır. O nedenle toplum dokusunu oluşturan tüm kurumlar üzerine düşeni fazlasıyla yapması gerekir.
Hayat sınavında milli, manevi değerlerimizi genç kuşaklara iletmenin derdi ve gayretinde olmalıyız. Bir eğitimci olarak diyorum ki; gelin ülkemize, milletimize, kültürümüze hep birlikte sahip çıkarak, el ele vererek, ilme sarılarak, nesillerimizi müjde ve başarıyla geleceğe taşıyalım. En karlı yatırım insana olan yatırımdır, insanlığı kurtarır…
Bu eğitim öğretim yılının velilerimiz, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından hayırlı, başarılı ve sağlıklı olmasını temenni ediyorum…
YORUMLAR
"...
Bu eğitim öğretim yılının velilerimiz, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz açısından hayırlı, başarılı ve sağlıklı olmasını temenni ediyorum…" yahya demeli
İyi dileklerini paylaşıyorum.... Sağol.
Selâm ederim.
kadiryeter
yahya demeli
Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat Kanunu’nu değiştiren Kanun Hükmünde Kararname, yakın bir zamanda yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Eski Teşkilat Kanunu'nda Bakanlığın görevleri, anayasadaki Atatürk milliyetçiliği, Atatürk ilke ve inkılâplarıyla, başlangıç ilkelerine şöyle atıf yapılıyordu:“Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan ...”
Bu hükmü kaldırıldı.
Yeni Kanun Hükmünde Kararname ile, Bakanlığa sadece insan haklarına dayalı öğrenci yetiştirmek üzere şu görev veriliyor: "Okul öncesi, ilk ve ortaöğretim çağındaki öğrencileri bedeni, zihni, ahlaki, manevi, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak…’
Böylece Atatürk Milliyetçiliği ve Milli değerler kanundan ve ders kitaplarından kaldırıldı.
Bu şartlarda nasıl bir eğitim ve öğretimin yapılacağı gayet açıktır.
Ben, bu ve bundan sonraki Eğitim ve öğretim dönemlerinin ülkenin hayırına olacağını, ne yazık ki düşünemiyorum.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.