SÜPÜRGENİN GODETİ- ARDAHAN ÖYKÜLERİ- 224

• 18 Eylül 2011 Pazar 22:29:25

"Kuzuların sessizliği"
Antony Hopkins’in menşur filmi: Dr. Hannibal yamyam’ı...
Kuzuların sessizliği, bizim vaktimizi deruhte eder hikayedir, burada.
O filmle hiç alakası yoktur. Bizim kuzuların sessizliği.
Kesin ifadeden uzak duracağım demiştim. Yinede itidali elden bırakmamak işin ehliliği.
Kadir mevlam bilir. Herşey olağan, herşey olur demişti eskiler.
O günüsü, hademe Nihat Efendiyle yolu uzatmamak için buyandan gittik. Nihat Efendi:
" Abelemesine kılıç gidak." dedi.
Keskinlik ve kestirme vede kılıç’ı bir cüzde değerlendirmek ne çok hoşuma gitti.
Yaradan allah hakkı için... Yeminle!
KILIÇ GİDEK!
HE BABA; HE BABAMCAN GİDEK!
Kılıç gitmek? Dolambaçsız hilesiz hurdasız gitmek değil mi?
"So let’s go!"
Pekiyi öyle olsun!
Kılıç gidelim!
Dobracılık ifade indinde, çok önsenen bir tavırdır. Yada benim inancım bu merkezde. Neblem!..
Ardahan iletişim ve söyleşisi zihinbilimde: kitabın ortasından konuşmak diye tabir edilirdi.
Nihat Efendinin KILIÇLAMA gidelim demesi hem zaruretten, hem lisan göstergesi olarak, tercihi çok hoşuma gitti.
Şehrin spesifik epistemolojisiydi;
Dikkatimi çeken hususu anlamaya belki yakındım.
Umarım doğru yoldaydım.
Umarım KILIÇLAMA yolu yarıp geçecektik.
Ben ve Nihat Efendi.
Ölüm ne zaman ölümdür bilir misiniz?
Yadedilmeyince.
Süpürge öldü mü, ne zaman ölür?
Süpürge başına godet derdik. Anneler çocukları godetle dövdüklerinden yadigar GODET.
Gönül umsuyor: Süpürge godeti, süpürge sapı, süpürge başı ile derkenar unutulmasın!
Süpürgenin godeti elektirik süpürgesine ne galeba çalması? Yerle yeksan olmuştur.
Yazılarda GODET’i ölüme terketmemek’i iş kayırmalıyız.
Ne acı çocukluk anılarımız, başımızda patlayan süpürge godeti... unutuluyor.
Godetin acısı imge olarak izlenim sadece. Ve Bilinçaltlarında.
Yaramazlık yaptı mıydı çocuklar?
Ebeveyn süpürgeyi kapardı. Sen misin yaramaz laf dinlemez.
Godetle enine uzununa!
SÜPÜRGENİN GODETİ;
İki tarz-ı hal ile yazıda vazedelim:
Dayak ve çocuklara dayak atılması, sakın, tasvipkarlık’a dair bir intibaa çıkmasın!
Çocuk dayağı, çağdaş eğitimde kılıçlamasına ret edilir.
İnsan’a keza, dayak hiçbir şart altında kabuledilmez.
Dahası dayak ve benzeri şeyler suç olarak kabul edilir.
Anneler babalar eğitim ve öğretimleri ile dayaktan uzaklaşmıştır. İletişim her sorunu çözmektedir.
Çocuk: masum ve bilinçsiz yaratıktır. O öğreniyor. Öğrenirken hata yaparak öğrenir.
Ötekini anlamak için çaba ve sabır gerekiyor.
Öteki çiçektir. Çocuk gül çimendir.
" - Daha ne desin herif!"
KILIÇLAMASINA dersek: Çocuk dögülmez!
Damar nedir biliyor musun?
Okçor gibidir.
Damar çürüdü mü?
Kalbi, doktorlar okçor gibi tetkik eder.
Reso var idi.
Reso halk hekimiydi. Oda başka yerden öğrenmişti.
O mu? Onun çok derin işleri var idi.
Çiçekliye, uyuza düşeni, ey ederdi.
Reso’ya kim örğetmişti.
Valla bilmem... ben bir araştırem.
Diyelim köpek diş batırdı.
Ne yaparsın?
Saboni kaynatacan. Sabon peyner gibi olur. Saboni kaldırıp sürecen; deriaviye sürer gibi.
Doldolikle kaynatıp batan yere çektin mi? Doldolikle sabon yarayı eyeder.
Reso! Hangi çiçekleri... kurt davarı yaralamışsa onu bilir, eyletirdi.
Çiçeği vardı. Toz yaperdi yaraya doldurerdi. Tantürüt’da baserdi. Katranı baserdi ki.
Katranı Kolikli Kahraman saterdi.
Dükeni mi?
Cincorop caddesindeydi.
Katran başka yerden gelerdi.
Öküzün boynu şişerdi; boyundurukta şişerdi.
Siyah toprakla yoğurdu, kaşığıyla PAPA gibi gibi yaraya çekerdi.
O güzelce şişi çekerdi.
Morufkalı Reso! Barverisi...
Barveris yapraklı ottur. Biryerin şişti da! Reso barverisi ile acısını alırdı şişin.
Babam söyleyim!
Bazı otlar neye yarer? Çiçek neye yarer? O otları bize toplattırerdi.
" O petek, o çiçek’e ne döker? " derdi. Bal o yüzden eydir, derdi.
Romatizmanın ilacınıda söyledi. Şimdi unuttum.
Almayı yeyin derdi. Elizden geldiğince yeyin! derdi.
Almanın kabuğu güneşin ışığını en iyi çeken şeydir derdi.
Almayı ele kabuğnan yeyin! demişti.
Abu güne kor bağem!
- Ya yemin etme dayı allah razı olsun. Bize kılıçlama neler anlattın neler!

yalçıner yılmaz
19-09-2011
ardahan