Gidişin Kader Değildi Nariçe
hayrettin taylan
hamiş:(sevgiliye değil en sevgiliye ithaf)
Kader yolun tamamında yanında değildi. Gitmek kaderin değildi.
-Bu yol ayrımlarının ayrılıkçı gerillası bendim. Ben’den beklemediklerinden ürken ceylan gibiydin.
-Güzergahın gah güz, gah yazları tümlerdi.Aslında sen yazgımın yazıydın, hasat olmuştun sevmeye, kadın olmaya, anne olmaya.
Keskin bir dönemeçte sanmadıkların ,hayal edemediklerin, can kırıkların devrildi.İçindeki “ ben “ yaralandı ya da öldü.
-Ve s’apakların başka ufkun dehlizine dahil edildi.Burası kaderden değildi. Beni sevişin, bana gelişin, bende kalışın, benimle bütün ilkleri yaşayışın kader;ama benden gidişin kader değildi Nariçe.
-Çaresizsin.
-Ömrünün en kısasıyla en uzunun kesiştiği bensiz yengeç dönencesinde yenge olmaktan çıktın.Artık kimse sana yenge diyemiyor .
-Hangi aruzun kalıbına sığdırıp mazimden bir şiir yapmaya kalktıysa başaramadım.
- Melul mahzun sözler sıraya girip ağladı. Şiir ıslandı. İçimdeki sen kağıdı yırtıldı. Bahtım açık denizlerde foralar geçirdi.
Yücelmiş vakitlerin yüce duygularına yazıldım. Sensiz her vakitten mezun olmak için zamansızlığın sızısı olup eridim aşk geçmişinde.
Bir salyangozun s’alya dersinde içi geçmiş aşk topraklarında saklandım.
-Acıların kıymık oldu, senli her güzele buluşup param parça etti beni senden.
-Ben’ini buluşturdu kıymıklar. Kıyamların devam etti mecalsiz kaldığım düşlerde.
*Çırpınışların çaresizliğine aldı kederin ıstakozun. Oysa deniz görmemiş özlemlerim vardı.Beni böyle yalnız saramazsın.
Ruhumun kapısındaki takoza can kırığı çivilerini çakıp öyle gidemezsin.
Kirli emellerin ocağındaki yellozun ten sarması yapamazsın beni.Bu benim kaderimden değil.Ömrümden sana kurbanlar keserken, bayram gelmeden. Ki anla beni demek sana deliyim, her dem sana kurbanlar kesiyorsam deliye her gün bayramın h’alayındayım,
-H’alayıklar anlamaz beni.
-Üstümden kaldır bu bahtsızlığın molozunu. Ben senli viranbağların köyüm, sevgi tavukların yumurtlar yüreğimde. Sensiz öten horozun
Can sesiyim, seni anıyoruz demlerden, aşklardan.
-İçinde aşkın bebek Musa’sı var sana doğru gelen salımda. Sen salına salına gelmeye devam et. Al kucağına beni ilk gün gibi. Dün gibi. Dünya gibi.
-Muhteşemlerin şemi yanar ay şahit. Ay ,şem den önce var olanlarıma aşk lalesi sunuyor baharlar bana açılırken. Soyunuk arzularımı giydirmeye gelmelisin Nariçe.
-Su lalesi, raks eder bahtımın denizinde. Seyrine gel, hayrına gel.
Peri suretin yanısın yakamozlarına.Yaktıkların, yakarışların, yalnızlıkların yansır can toprğına, aşk özüne, çiçek özüne. Beni arılara al yapıyorsun öyle uzak güzel bir çiçek olarak kalarak.
-Sana gelmeleyim, senden bal yapmalıyım ve yarin tadına karışmalıyım. Özünden, sözünden, iki gözünden ilham alıp şiirin kucağında ,aşkının ocağında ç’oğullarıma sevi özlemler sunmalıyım.
Üzülme bana. Aradığım sen’den sonradır. Arandığın sen’den öncedir.
Öncelerimle , öndeşlerim arasında Araflar var. Bulduğun hangi sen bilmiyorum.Bana gelen mi, bende hep kalan mı benden giden mi bilemedim. Binlerce sen’e sene olup güncelerimi erittim yazı diplerinde .Narın yaktı yazgımı, yazımı, yazlarımı. Narın dağıldı yüreğimde yazılanlara. Tane tane seni topladım yazılmamış sözlerimde, özlemlerimde bilesin Nariçe
YORUMLAR
Çok farklı bir doku vardı ve temas etti yüreğime. Ilık bir söyleşi gibi, nemli ama hüznü alınmaya çalışılmış bir elçi misali. Gel dedikçe kaçan ve bir şekilde ona ulaşınca kabuklarını ören biri. Çok beğendim. Tebrikler.