- 775 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DeKoRatif Ruh/lar
Tesettür mevcut olanı örtmeyi amaçlıyorsa, olmayan bir güzelliği süreli de olsa temine çalışmaya ne demek lazım sizce? Sahtekârlık sayılmaz mı? Bu nedenle makyajın ve bilumum güzelleşme sahtekârlıklarının tesettürün ruhuna aykırı olduğuna inananlardanım.Asıl güzelliğin tende değil ruhta olduğunu unutanlar güzellik uğruna birçok eziyete katlanmaya göğüs gerebiliyorlar.
Yüzü herkesten fazla güzel ama huyu çirkin, öyle insanlar vardır ki, yaşadıklarınızın bilinçaltında bıraktığı izler nedeniyle, benzerleri görüldüğünde hiçbir anlam veremediğiniz bir soğukluk yaşatırlar muhatabınıza karşı. Dış görünüşe aldanıp, kurulan yuvaların sağlıksızlığı da buna bağlı olsa gerek. Yüz güzelliği kalıcı olamaz. Ama ruh güzelliği, iç dünyanın bakımı yapıldıkça, eksilmeyen artan bir memba gibidir. Ruh güzelliği, helal lokmadan, faydalı ve bid’atlerle kirletilmemiş ilimden, güzel ahlaktan ve salih amelden beslenir.
Maneviyattan uzaklaştıkça, nesnelerin tüketimi kadar insan, arkadaş ve ahbap tüketimi de hızlanmış durumda maalesef! Eşya ile kurduğumuz ilişkiler canlılarla kurduğumuz ilişkinin bir önceki aşaması niteliğinde adeta..Mevlevi kültüründe üzerinden çıkartılan kıyafetin, onu soğuktan sıcaktan koruması ve setretmek suretiyle kişiye hizmetine hürmeten, katlandıktan sonra öpüp başa konmak şeklinde saygı görmesi, eşyaya hürmetin doruk noktası olsa gerek. Düşünün bu terbiyeyi içselleştirmiş bir kimse, insana nasıl muamele eder?
28 Şubat sonrası kıyafetler seneler içinde eski tabirle "suya girmiş gibi" çekti. Daralan ve kısalan kıyafetler modayı takip ediyor olmanın bir belirtisi addedilmeye başlandı. Gerçek anlamda tesettüre hitap eden bol kıyafetler “demode”, kullanıcıları da “zavallı acuze” muamelesine maruz bırakıldı.
Bu yıpratıcı sürece dayanabilen küçük azınlık hala tesettürün bol ve uzun olanda olduğu fikrine sadık kalmaya çalışırken, dönemin moda akımlarına kapılanlar sonu belli olmayan bir yolda kaptırıp gitmiş durumdalar. Ya da kaptırıp gitmenin eşiğinde dolaşıyorlar.
Şöyle bir sormak lazım kendimize, "örtünmek için mi örtünüyoruz?" Yoksa "güzelleşmek için mi?" Örtü bizim "hayatımızın amacı mı?" Yoksa "bir takım dünyevi emellerimizin aracı mahiyetinde mi?" "Birileri, nefsimizi ya da vicdanımızı tatmin etmek için mi", yoksa "Allah rızası için mi örtünüyoruz?" Okuyan herkes “tabii ki Allah rızası için” diyebilir. Ama iki sevgi bir gönülde olamayacağına göre, bir kez daha düşünmek, bir defa daha niyetlerimizi inceden yoklamak gerekir sanıyorum....
..........
Eşyaları yeterince kullanıp eskidiğine kanaat getirdiğimizde fırlatıp attığımız gibi çevremizde iyi zamanımızda arkadaş, ahbap hatta dost olarak tanımladığımız insanlara benzer muameleyi yapıyor olmamız geçmişe küfretmenin, kıymet bilmezliğin, kişilik erozyonunun, bir yansıması olduğunu unutmayalım.. ..
Kalplerin sırça bir köşk olduğunu kırılan ve bir defa güç bela tamir edilen bir gönlün, bir daha tamirinin çok güç hatta imkânsız olabileceğini ve her şeyden önce gördüğümüz görmediğimiz, bildiğimiz bilmediğimiz her şeyin ve kırdığımız kalbin, gerçek sahibi olan Allah’ı, ve Allah’ın "kalpleri kıranlarla" değil, "kalbi kırıklarla" beraber olduğunu hatırlayalım.. ...
Sokaktaki herhangi birisi gibi adi ve kaba davranışları örnek alıp, hayatımıza geçirmenin, bozuk para harcar gibi, insan, arkadaş ve ahbap tüketmenin, bizi düşüreceği derekenin farkına varalım. Kim olduğumuzu ve ne için vazifelendirildiğimizi düşünmeye çalışalım. Emin olun bu dünyada dirlik ve düzen sağlamak adına hepimizin en az bir yaratılış gayesi vardır.
Kendisinden çok başkalarını düşünen, içinde ben geçen cümlelerini biz ile değiştirmeye çalışan, güzel insanlardan olmak duasıyla..
ßen’cil değil Sen’cil olabilmek çabasıyla Kalın efendim.
DipNot: muhammeD ßOZDAĞ /ın RuhsaL zeKa kitaß’ını okumanızı öneriyorum...
YORUMLAR
Düşüncelerinize katılmamak mümkün mü ? İçinde bulunduğumuz dünya bunu gerektiriyor ne yazık ki !
Ye kürküm ye dünyası . İnsanlar giyimlerine göre değerlendiriliyorlar . Nerde gerçek değerler , içimizdeki insan .
Onu kimse görmüyor . Hadi iyice allanıp , pullanalım ; ipeklere , renklere bürünelim ..
Sizi kutluyorum . Selam ve sevgilerimle ..
Edeb-i Şiirsel
İnsan kıyafete göre ağırlanır,konuşmaya göre uğurlanır.
Ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu,ne insanlar gördüm ,üzerinde elbisesi yoktu.
Derin manaları olan bu sözleri herkes istediği yöne elastik bir şekilde cekip uzatıyor ve kendisini haklı gösteriyor.
yabancı bir kadın
mümin bir kadına sorar.
neden dışarı çıkarken örtünüyorsun,süslenmiyorsunda,evinde yapıyorsun bunları?
cevap çok anlamlıdır mümin kadında...
Benim bir adet kocam var, oyüzden der ...
İnsan aklen ve ahlaken kendisini yetiştirmiş ise,cuvalda giyse o ADAM/dır.
ağzını acıp bir kelam etmesi yeterlidir,üzerindeki cuvalı yerle bir etmeye.
saygılarımı sunuyorum...sevgiyle kalın..
Edeb-i Şiirsel
OKUMAK VE ÖĞRENİP,ÖĞRENDİĞİN BİLGİLERİ UYGULAMAK KADAR RUHU DOYURUCU BAŞKA BİR YOL YOKTUR DAHA.
OKU7MA AŞKINIZI HİÇ YİTİRMEYİN İNŞALLAH
Edeb-i Şiirsel
üŞENMEYİP YAZILARIMA VAKİT AYIRIP OKUYAN GÜZEL GÖZLERİNİZ,
DOLU YÜREĞİNİZ HERDEM HUZURLA-RAHMETLE COŞSUN.
BURADA,EDEBİYAT PARCALAMAK,VE FELSEFİ BİR SON İÇERMEYEN SÜSLÜ KELİMELERİ BİRBİRİ ARDINCA SIRALAMAK,KONU İÇERMEYEN BİR USLUP VE MESAJ İÇERİKLİ BİR YAZI YAZMAMAK HAYAL ÜRÜNÜ ŞEYLERİ MAKALE DİYE ASMAK,DAHA İNSANLARIMIZIN İLGİSİNİ ÇEKİYOR VE OKUYORLAR.
HELE BİRDE İÇİNDE AŞK YOKSA,KİMSE VAKTİNİ AYIRIPTA NEDEMİŞ DİYE
MERAK DAHİ EDİLMİYOR.
BU YÜZDEN BEN SİZİ KUTLUYORUM.