- 1855 Okunma
- 35 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNEŞE SARILMAK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
O, bir yıl değil de asırları gömmüştü, acılar içinde kıvranan yüreğine… Hıçkırıklarını hapsederken; gözlerinden boşalan isyanını, içine akıtarak kapatmıştı kapılarını hayata…
Oysa bu sabah uyandığında; aylardan beri devam eden kabusunun kaybolduğunu, onu terk ettiğini hissetti. Güneşin parıltısı, kuşların cıvıltısıyla bir mucize adeta onun için doğdu. Aylardır bitip tükenmeyen, aksine her geçen gün sıkıntısına yeni bir sıkıntı ekleyen, bu sene onun için çok zor geçmişti. Önce annesini kaybetti trafik kazasında, ardından da işini… Çocukları ve kendisi aylarca aç kaldılar. O günden sonra ne yaptıysa, bir türlü kendine göre bir iş bulamadı. Bir sene ona ve ailesine bir asır gibi geldi, uzadıkça uzadı…
Ama bugün çok farklı şeyler hissediyordu. İlk defa mutlu bir şekilde kalktı yatağından. İlk defa odunsuz, kömürsüz evinin güneşle beraber ısındığını hissetti. Bugün adeta yeniden doğmuş gibiydi.
Toprakta kurumuş bir fidan gibi hissederken kendini, yeniden yeşermeye başlamıştı.
Aylardır bir damla su yüzü görmemiş bu fidan, bugün yavaş yavaş hayat buluyordu. O, insanın bütün dertlerini alıp götüren, kuşların cıvıltıları annesinin ölümüyle toprağa gömülen; mutluluğu, unuttuğu sevinci ve umudu onun içinde tekrar diriltti.
Penceresinin kenarındaki ağacın dallarında; tekrar mutluluk ve umudun doğuşunu görüyordu.
Bütün insanlar, sanki bugün onun için uyanmıştı. Bugün herkes onun doğumunu kutluyordu. Her saniye biraz daha fazla doluyordu içine mutluluk. Bu kurumaya yüz tutmuş fidanın elinden güneş tutmuştu.
Bu ışık ona bir zafer çığlığı gibi geliyordu. İçindeki neşe, bu acı günlerin geride kaldığının işaretiydi. Sanki herkes onun zaferini kutluyordu. Herkes onun zaferine alkış tutuyordu.
İnsanlar şimdiden sokağa çıkmaya başlamış, adeta ona bir kahraman gözüyle bakarcasına geliyorlardı.
Bu fidan, bu köhne yuvasında verdiği yaşam mücadelesini kazanmıştı. Artık yeni bir hayat, yeniden mutlu günler onu bekliyordu.
Güneşten gelen bütün mutluluğun, umudun, sevincin hepsini içine almak, derin derin solumak, bu mutluluğu olabildiğince hissetmek istiyordu. Çünkü; bu duygulara çok ihtiyacı vardı. Çünkü; uzun süren gözyaşının, karamsarlığın yerini; mucizevi bir şekilde bu fidana hayat veren, doğanın getirdiği harikulade duygular almıştı. İçini tatlı bir huzur kaplamıştı.
Bugün hiç bitmesin, güneş hiç batmasın istiyordu. Baharla birlikte neşeye, sevince bir adım daha yaklaşıyordu. Çünkü; nevruz onun doğum günüydü sanki… Onun doğumu, diğer insanların da doğumuydu ve kendisiyle birlikte diğer canlılara da hayat vermişti!…
Bugün ne güzel bir gün!... Bugün içinde sönmeye yüz tutmuş yaşama sevinci, içindeki kurumaya an kalmış hayat denen cılız fidan, başını güneşe çevirmiş, yeniden hayata sarılmıştı. Kendisine verilen bu yaşama fırsatının sevinciyle silkinerek; bir daha başını yere eğmemesi inancını hücrelerinde hissederek, yorgunluğuna inat, yalnızlığına ve çaresizliğine inat, yüzünü doğan güneşe çevirip, koynuna umut doldurdu.
Umudun ekmek gibi, su gibi, hava ve güneş gibi yaşamın tabii gereği olduğunu; umudun yeşil, hep yemyeşil olmasının mutlak olduğunu bilerek…
Bir güneşe bir umuda sarılarak yeniden “merhaba” dedi hayata…
Sevincini ve umudunu ona yeniden getiren nevruz sabahına, sonsuz bir şükran duyarak, büyük bir coşkuyla yeniden doğmanın ve yaşamanın sevincini iliklerinde hissederek, doğan güneşe gülümseyip; doğaya, insanlara, nevruza ve tüm dünyaya yüreğinin derinliklerinden kopup gelen büyük bir sevinçle “merhaba” dedi…
__________sessiz_gölge_________
YORUMLAR
Güzel bir yazı ile aramıza katıldınız, hoş geldiniz.
İnsan açlık, işsizlik, ayrılık, vb... ne çekerse çeksin, her durumda sabrettiği ve şükrettiği zaman, er ya da geç feraha kavuşuyor. Umuda sarıldığı zaman muhakkak bir kurtuluş yolu var demektir. Esas kötü olan kayıp, umudu yitirmek. Yazı bu temayı çok güzel işlemiş. Tebrik ederim.
Sevincini ve umudunu ona yeniden getiren nevruz sabahına, sonsuz bir şükran duyarak, büyük bir coşkuyla yeniden doğmanın ve yaşamanın sevincini iliklerinde hissederek, doğan güneşe gülümseyip; doğaya, insanlara, nevruza ve tüm dünyaya yüreğinin derinliklerinden kopup gelen büyük bir sevinçle “merhaba” dedi…
Yüreğinizin güzelliği satırlarınıza yansımış. Duygularınızı nakış gibi satırlara işlemişsiniz. İnci taneleri gibi dizilen sözlerle yüreğimizde şebnemler açtırdınız, meltemler estirdiniz. Yüreğinize sağlık. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Kaleminiz daim Rabbim yâr ve yardımcınız olsun.
defterdeki bu ilk günümde bana göstermiş olduğunuz nazik, sıcak ve samimi yaklaşımınız için hepinize çok teşekkür ederim...
beklemediğim bir ilgi ve mükafatla karşılaşmak beni ziyadesi ile mutlu etmiştir...
hepinize ayrı ayrı sevgilerimle saygılarımı sunmamı lütfen kabul buyurunuz... yolun başında olduğumu ve daha öğrenecek çok şeyin olduğunu, katedecek uzun bir yolum olduğunu biliyorum.
ve bu yola böyle güzel yürekli insanlarla beraber çıkma sevincimi bir kaç cümle ile ifade edebilmem imkansız...
iyiki varsınız, tekrar tekrar teşekkür ederim, saygılarımla...
Gölgeler sessizdir, sessizce takip eder insanı. Lakin gölgenizi oluşturan bedeninizde taşıdığınız yüreğinizin sesi, kaleminizle öyle dile gelmiş ki ve öyle çağlamış ki; önce anılardaki hüzün yağmurlarına karışmış, sonra gökkuşağını almış bağrına. Gökkuşağını kucaklayan ve bizi de o renklerin deryasına götüren bu güzel yazınızla aramıza hoşgeldin sevgili gölge. Sessiz gölge demedim, sesini hep duymak ve buluşmak dileğiyle. Sevgilerimle.
Sessiz-gölge rumuzu ile aramoıza katılan değerli krdeşim güzel ve başarılı bir çalışma ile girizgahı yapmışsın beğenerek okuduğuım bu çalışma bana daha ileride çok daha güzellerinin yazılacağının habercisi gibi geldi.Tebrikler değerli kardeşim kalemin daim olsun selamlarımla
Sessiz-gölge
Güneşe sarılmanın o yeniden yaşam tılsımının hikmetli sözlerini serpiştirmiş bu güzel yazısına
Bir ama ömür boyunca beklerken güneşi, Biz hergün güneşin doğuşunu izlememize rağmen bir türlü doğamayız yeniden
Sizi yürekten kutluyorum. Bu güzel ve başarılı öykünüz için
Sevgi ve hürmetimle (Gurur duydum)
bazen küllerimizden doğuyoruz yeniden... dibe vurduğumuz noktadan çıkıyoruz suyun yüzüne... her şeye rağmen yaşama tutunmak zorundayız, bazen penceredeki güneşle bazen de yüreğimizdeki umutla... mücadeleyi bıraktığımız an hayata yenildiğimiz andır... gözlerim dolu dolu okuduğum yazınız için yüreğinize sağlık...
sevgili kardeşim çok güzel yazılmış ve güzeliği kadar akıcı ve bir okadar da umutlu dizelerki okurken keşke böyle bir güne bende denk gelsem dedim adeta dilerim bu gün sonsuz olur
dilerim tüm günleri umut ve sevinç yüklü olur
..........
aramıza hoş geldin sevgili ustat
kalemin o kadar kuvvetliki vurguları beynimin uçralarında dans etti ve okuma hazzı uyandırdı bende
dilerim her yazınız ve eserinizi okuma şansımız olur
....
"YAZMAK GÜZELDİR PAYLAŞMASINI BİLDİKÇE"
öncelikle bende sana merhaba demek istiyorum ...
HOŞGELDİN aramıza güzel paylaşımlara inşallah...
***üzgünüm diyemez bir mermi,kovanı terkettiyse eğer.. hedefine yönelmeli ,sevmeli sevilmeli,özlemeli,beklemesinide bilmeli....diyesim geldi ..sabır denilen şey bu olsa gerek..hep kış yaşanmaz yazda gelicek baharda..hüzünlü görünsede yazının başı sonunda gülümsemek çok güzeldi***
:)))
en deli sarmaşık sevgilerimle saygımda beraberinde.....
ALEV ERSÖZ