PEDAGOGLARIN ŞAHINA SELAM OLSUN !
Geçenlerde izlediğim bir TV programında, aynı zamanda ses sanatçısı olan psikolojik danışmanın şu sözleri beni derinden etkilemişti : ”Osmanlı Devleti’nin torunları olarak Türkiye’de psikoloji ilmine gerek duyulmaması lazım…” Çok yerinde bir tespit. Keza bizim dinimizin prensipleri, insanın mutluluğunu hedef almıştır. Ama günümüzde ebeveynler pedagogların kapısını aşındırıp para sarf etmektedirler. Hâlbuki dünyaca ve diğer tüm âlemlerce ünlü pedagogların şahı efendimiz(sav)in metotlarıyla (hem de hiç para harcamadan) iki dünya saadetine kavuşmak mümkündür. İnşAllah bu deryadan aklımın erdiği, dağarcığımın yettiğince birkaç damla paylaşacağım…
SİHİRLİ DOKUNUŞ
Annenin tensel dokunuşuyla, tüm sevgi ve şefkatini bebeğe aktarması, onu sağlıklı ve mutlu bir birey yaparken, mahrum bırakması, onun güvensiz ve saldırgan bir kişiliğe bürünmesine yol açar. Bu konuda tüm uzmanlar çok şey söyledi. Ama Efendimiz(sav), uzmanlar gibi söylemlerde bulunmak yerine yaşayarak öğretti ebeveynlere. Öyle ki tek reçetesi sevgi, şefkat ve merhamet idi. En çok çocuklar severdi O’nu. O’nun gül kokulu teni, çekerdi çocukları hemen tutarlardı o mübarek ellerden. Ve bırakmazdı âlemlere rahmet olarak gönderilen, o minicik elleri. Ta ki küçük eller terk edinceye kadar Peygamberi. Ola ki minik yürek hissetmesin diye terk edilmeyi.
Bir gün mukaddes peygamberlik mührüyle oynadı Küçük Eme. Babası telaşlandı ve kızdı bir an. Ama “bırak oynasın” diyerek izin verdi Peygamber, küçük kızın dokunmasına. Biliyordu sevgi akışının dokunarak aktarılacağını.
Ve dokunmanın fevkinde bir tüyo veriyor bizlere. “Çocuklarınızı çok öpün. Zira her öpücük için, size cennette bir derece verilir ki, iki derece arasında beş yüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar. ”Sevgi dolu bir buseyi, ibadet sayan başka bir inanç sistemi var mı bilmiyorum. Bu konuda en şanslıları Hasan ve Hüseyin idi. O mübarek dudaklar çokça dokundu, torunlarına. Her busesi gül idi, gül kokardı. Özellikle de karınlarını öperdi şefkat yüklü dudaklar. O cahiliye karanlığını, nuruyla aydınlattı. Öyle ki karanlığa gark olmuş insanlardan bazıları gelip: “çocuklarınızı öper misiniz biz öpmeyiz” dediklerinde, bu merhamet kuraklığına üzülerek: “Allah sizin kalbinizden merhamet duygusunu çıkarıp aldıysa ben ne yapayım?” dedi.
Ama gelin görün ki, dokunmak ve öpmek bu kadar önemli ve tesirliyken, hurafelerle bezenmiş geleneklerimiz, evladını okşamayı, öpüp koklamayı ayıp saymıştır. Tercih bizim ya taklidi bir iman ile geleneklerin dediğini yapacağız ya da bize gönderilen yüce kitabın tabiriyle “gözlerin nuru” çocuklarımıza sevgimizi aktaracağız. Muvaffak olabilmek temennisiyle…
Bismillâhirrahmânirrahîm…
Ve onlar ki, "Ey Rabbimiz!" diye niyâz ederler, "Bize göz nûru olacak eşler ve çocuklar bahşet; bizi Sana karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseler için örnek ve öncü yap!"
( Furkan 74)
Sevgi - selam - dua
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.