- 1718 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
2008 -2009 İLK DERS KONUŞMASI
“ben aşkı bir üveyikten satın aldım, yaşım onaltı
o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
daha şıvan düşmemişti böğrüme
daha deli deli esmemişti ruzigar
kalbim acıya düşmemişti
sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
halayda delikanlı başı olacaktım
bıyıklarım yeni terlemişti.....”
(İbrahim Sadri)
Sayın Müdürüm, değerli arkadaşlarım ve konuklarımız, sevgili öğrencilerimiz, velilerimiz; Ne hissettiniz? Sizler de bu sıralardan geçtiniz.
Bir düşünün? Hayatın bir yerine takılır bazen duygular..O yer okul yıllarıdır.İlk orta derken, lise yılları...Sanki hepsi birden bitti.Yok öyle bir şey! Yağmurlar iliklerine kadar ıslanmayı, hayat ise iliklerine kadar yaşamayı öğretmeli bize. Benim artık bir tekerlemem var. Eskiler bilir. İlk derse o sözle başlarım; “Çocuklar! Bu gün okulun ilk günü, yarın okulun son günü.” Bunu duydu bu sene son sınıfa gelenler, ilk geldiği gün bu okula. Bir anda geçmedi üç yıl, ama hiçbir şey durduğu yerde durmuyor. Galile de öyle söylemişti, dünya dönüyor. Evren dönüyor. Fide büyüyor. Bahar, sonbahar, yaz ve kış. İşte insanın da dört mevsimi var. Tüm mesele yaşadığımız anların dönüşü olmadığını bilmek ve o anların hakkını vererek, pişman olmadan yaşamak… Ne diyordu şair; Otağ isimli şiirinde…
“Sevgilim, işte eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün
Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir
Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
(İsteğin bulanık kıyısında)
Bundan değil midir aşkımızda
Sürekli bir akşam hüznü vardır”
92 yaşında hayata veda eden şairimiz İlhan Berk’i, bu vesileyle rahmetle anıyoruz.
Nasıl bir eğitim? İçimizde hiçbir kimse beğenmediği bir şeyi alır mı? İsterken bir şeyi hep en iyisini en güzelini… İsteriz. Biz bunu isterken neden biz başkalarına en iyiyi ve en güzeli sunmayalım. Bu öyle bir çabadır ki, size hayat verir. Her alanda yetişmiş ama iyi yetişmiş insana ihtiyacımız var. İşte olimpiyatlar bitti. Sporcularımız toplamda sekiz madalya aldı. Yeterli mi? Tabi ki yeterli değil. Aklınızda ne kaldı? Kim en çok sizi etkiledi?
1972 olimpiyatları, Münih’te yapılmıştı. Mahallede bir tek bizde vardı televizyon. Babam Almanya’dan getirmişti. Onbir yaşımdaydım. Oradaki bir ismi 36 yıl boyunca hiç unutmamıştım Mark Andrew Spitz’i. Tek başına tam yedi altın madalya almıştı… Pekin’de vatandaşı Michael Phelps olimpiyatlar başlamadan önce “hedefim 8 altın madalya” demişti. Tüm dünya tarihe geçen bu genç adamı dikkatle izledi… Tabii ki Useyn Bold’u hatırlamamak mümkün mü?
Olimpiyatların ruhunda olan şey sizde de olmalı. Başarı için sadece üç şey vardır. Bilin ki kimse çalışmadan bir yere gelemez. Başarı için HEDEF–ÇALIŞMAK ama DİSİPLİN içinde çalışmak… Bunu kim uygularsa mutlaka başarır.
Bu nedenle Mustafa Kemal ATATÜRK; ”Tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak.”derken ne kadar da haklı…
Biz geçeriz… Yüreklerden geçeriz… Bu sıralardan geçeriz…1975 yılında, Eşrefpaşa Lisesinde okulumuza yeni atanan felsefe öğretmenimiz Ali Bey,”Bu sıralardan çabuk geçildiğini” söylemişti bize… Evet, Öğretmenim, gerçekten çok çabuk geçiliyor…
Sırada bizim okulun hikâyesi var. Başındaki ismi silemem, sonundakini beraber söyleyelim. Bu aynı zamanda nereden nereye geldiğimizin de resmidir.
Bizim Okul
Haydar Rüştü Öktem Anadolu Lisesi
Böyle gözükür burası
Karşısı Kadifekale
Karşıya bakarken, buraya bakarsın
Burası Gürçeşme Polis karakolunun üstü
Burası Yıkıkkemer in altı
Burada da yaşar insanlar
Bakınca uzaktadır Karşıyaka
Bakınca aşağıdadır Fuar ve Alsancak
Ve iki yakayı ayıran ’yeşildere’
Yalnızca yolu var
Deresi yok, deresinde balıkları
Öyle mi anlatırdı Ramazan amca;
’Bindokuzyüzaltmışta, balık tutardık orda
Uzanıp kıyısına, içerdik suyundan kana kana...’
Kendi gitti, adı kaldı yadigâr
İki yakayı kavuşturan dere
Yol oldu tarihi kemere
Buradan görünür yol da, kemer de
Burada tam sekiz yıldır varım...
Bu tepe, bu manzara, bu ağaçlar, bu gökyüzü...
Farkına vardığında insan,
okul binasının tüm kötü görünüşüne aldanmadan,
sever bu tepeyi... Bu tepedekileri...
Bu mahalleyi... Buraları...
Yoldan geçen biri gibi değil...
Yüreklerden geçen bir derviş gibi geçtim...
Ve gidiyorum... Gidiyoruz...
İşte sekiz yıldır okuttuğum talebelerim
ve gökyüzüne bakan bütün çift gözler adına;
baktım gökyüzüne, baktım yeşildere ye...
ve denize...
Kuşçu teyzemin bir el kaldırışına,
durdurur arabamı,
alırdım onu, gideceği yere götürürdüm...
Konak taki güvercinlere yem satar,
tek başına,bir göz odalı evde yaşar..
Ama yüreğinde güvercin sevdaları,
hergün gökyüzüne kanat çırpan...
Yani buradakiler de sevmişti hayatı, kuşları,
Yolumu kesen ihtiyar teyze,
bütün sevimliliği ile Kemal amca
ve bu mahallenin çocukları...
renkleri ne olursa olsun,
ülkemin çocukları
beyaz önlükle beni gördüklerinde
sorarlardı’iğne de yapıyor musun’diye
yalnızca geçerdim yanlarından,
bakarlardı ve severlerdi
bir tebessümüm onlara ne çok şey verirdi...
ve giderken biz..
bu tepeden geçenlerin
bu tepeye olan aşkları
yedi tepeli İstanbul gibi değilse de
bu tepeden İzmir e bakan
işgalci orduların komutanı gibi
körfezi, bir kuş bakışı ile süzer...
yeni sevdalara kanat çırparsın...
bu tepe bizim tepe
burası bizim okul
buraya yolu düşenlere
bir ’bakış’ yeter
kaç türlü sevdalanırsa insan
hepsi burada yaşanmıştır.
Burası Övgü Terzibaşıoğlu Anadolu Lisesi
Burada atar gençlerin yüreği
Ülkemin geleceği,
Burası İzmir,
Burası Övgü Terzibaşıoğlu Anadolu Lisesi
(İzmir.16.11.2007)
Tabii ki bir şeyi unutmamak gerekir, sevgili Övgü’müze Allah’tan rahmet diliyor, bu ramazan günlerinde dualarınıza onu ve ailesini katmayı unutmayın. Övgü’nün adını başarıya dönüştürecek olan sizlersiniz. Bu duygularla;
2008–2009 Eğitim-Öğretim yılı Türk Milli Eğitimine hayırlı olsun.
“ÇOCUKLAR BUGÜN OKULUN İLK GÜNÜ, YARIN OKULUN SON GÜNÜ”
08.09.2008
Mehmet DEMİRKAPI
Fizik Öğretmeni
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.