- 1749 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
"Sususluk Ve Umutsuzluk"
Yıl 1966 yer Doğu makedonya sevendikli köyü ve dağları,
İşimiz çobanlık, kendi sürümüze koyunları otlatmak.
Günlerden bir gün, aylardan ağustos ayı, sabah erken saatlerde koyunları otlamağa yola çıkıyoruz, ağabim İbrahim ve ben, evde azığımızı suyumuzu anamız hazırladı ve her zamanki gibi yola koyulduk.
Yavaş yavaş, koyunları otlata otlata dağlara doğru çıktık,
Bu arada havada iyice ısınmağa başladı, ve susuzluğumuzu gidermek için su içmek ihtiyacını duyuyorduk, içtikçe suyumuz azaldı, derken evden ve sulak yerlerden bayağı uzaklaştık, hava sıcak mı sıcak, güneş çıktı tepemize.
Anamızın hazırlamış olduğu azık, yani domates ve peynir koymuş yanımıza, onları yedik ve susadık, su içmek istedik mataramıza baktık ki hiç suyumuz kalmamış, etrafta su bulmamız imkansız derelerden çeşmelerden çok uzaklardaydık, ve dağın ortasında günün en sıcak saatlerinde susuz kaldık,
Havada sıcak mı sıcak, bir tane bulut bile yok,biz başladık Allaha yalvarmağa, dualar etmeğe,
Bir yudum su için çok şeyler verebilirdik, bu arada koyunlarla ilerlemğe devam ediyorduk ki aradan 45 dakika geçer geçmez, hava kararmağa başladı, üzerimize kara bulutlar gelmeğe başladı, derken bir yağmur başladı ki, böyle yağmuru o zamana kadar görmemiştim, yağan yağmurdan mataramızı doldurduk, ve o yağmur suyunu içtik, aradan yarım saat geçmeden yağmur durdu, herşe normale döndü.
Ağustos sıcağında böyle bir gün yaşadık.
Ağabim İbrahim ve ben bu günü hiç unutamayız, ne zaman bir araya gelsek bu anımızı anarız.
MAKEDONYA ERİKLİ DERESİ ANISI 1966
BEN RAMAZAN 9 AĞABİM İBRAHİM 15 YAŞINDA.
YORUMLAR
Ramazan bey kul ister bir göz ama allah verir iki göz suzuzluğu ben istanbulun göbeğinde çok yaşadım çocukluğumda o yüzden ziyan etmemek lazım suyun kıymetini daha iyi anlamak lazım saygılarımla