- 585 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Cemalettin
CEMALETTİN
Hayatımda bir baktıkça geçmişte ve bugünlerde arkadaş olduğum ve bir güzel dostluk kurduklarım insanlardan Cemalettin isminin çok olmasına çok hayret ettim.
Arkadaşlıklarda asla yaşa bakmadım. Beni sevmeleri, bana güzel bilgileri vermeleri bana gerçek manada değer veren insanlar olmalarına dikkat ettim. Bugün biraz nostalji yapalım hayatıma iz bırakmış insanları analım istedim.
Cemalettin’in sözlük anlamı “ güzellik taşıyan insan” demek. Hayretle baktım ki Cemalettin adında tanıdığım insanlar gerçekten de güzellikleri sinelerinde taşıyan ve bu güzellikleri de başka insanlarla paylaşan insanlardı. En çok onlardan sevgi gördüm yakın akrabalık bağlarımız olmadığı halde..
Cemalettin isimli yaşlı dostlarımdan en çok sevdiğim tabii ki Tokat’ın Pazar ilçesinde yaşamış olan Cemalettin Beyazoğlu idi. İlkokulu 3. sınıfa kadar okuyabildiğini söyleyen bu sevecen ve her zaman güler yüzlü hayata her daim pozitif bakan insan her zaman yardımımıza koşan ve güzellikleri ondan ona taşıyan insandı.Onu unutmam , onu hatırlamamam anılarımda bahsetmemem haksızlık olur O’na, Onu sevenlere ve O’nun sevdiklerine..
Eğitimi az olmasına rağmen engin sevgisi ve hayata bağlılığı, hayatta edindiği bilgileri de hemen hayata uygulayan bunun faydasını hayatta her zaman gören insan olan Cemalettin Beyazoğlu amcamız soyadı gibi beyaz ve aydınlık güler yüzü ile bize her zaman evini, gönlünü ve paylaşacak her şeyini paylaşıp bir gün aniden aramızdan ayrıldı. Yaşadığı gibi ölmesi de aniden şaka yapar gibi oldu. Bir baba gibi sevdiğim bu insanı bugün burada anmaktan hep mutluluk duyarım.
O’nunla yaptığımız sohbetler her zaman gıpta ile izlenir ve arkadaşlıkta yaşa başa çok bakılan çevremizde yadırganırdı da çoğu zaman . Ama Cemalettin amca da ben de çevremizin ne dediğine değil de bizim gerçeklerimize baktığımızdan yani “ el alem ne der” e bakmadığımızdan hep arkadaşlıklarımızdan mutluluk duyduk ve büyük haz aldık.
Anlaşan ve birbirini hakiki manada seven insanlar sevgilerine baktıklarından başkalarının ne dediklerine, ne yaptıklarına bakmazlar. Hayatta insanın yapabileceği en kötü şey bence hayatını çevresinin istediği gibi şekillendirmektir ki, çevremizde onlarca insan olduğundan hepsini aynı anda ya da farklı zamanlarda memnun etmemiz mümkün olmadığından dolayı da “el alem ne der” i bir kenara bırakarak Cemalettin amca ile hayatta insanı karşılıksız sevmenin ne demek olduğunu yaşayarak göstermiştik insanlara. Bazıları unutsa da ben unutmadım..
İnsanlara sadece insan olduğu için değer veren insanlara da değer verdiği insanlar mutlaka değer verecektir. Er ya da geç. Cemalettin Beyazoğlu amcayı da kaybettikten sonra anlayan çok insan oldu işte bu yüzden. Onu her anışta gözlerim yaşarır ve kalbimin derinliklerinde bir sızı oluşur. İnsan yaşarsa böyle yaşamalı ve böyle iz bırakmalı işte..
Gene küçücük Pazar’da tanıdığım insanlardan birisi de Cemalettin Angun’ du uzun yıllar Hollanda’da yaşamış ve memleketi Pazar’a kesin dönüş yapmış Cemalettin amcamız ve hanımı Leman yengemiz uzaktan akrabamız olan insanlardı. Sevgisi ilgisi ve cömertliği en üst seviyede olan insanlardı Cemalettin Beyazoğlu amcamız gibi evini gönlünü sevdikleri insanlara açan, onlar ile sohbet eden ve hayatı dolu dolu yaşayan insandı Cemalettin Angun amcamız, onunla sık sık buluşmalarımız Avrupa’nın gelişimi, buna rağmen ülkemizin geri kalmasını her zaman tartıştık onunla. Bize ve ülkemize faydası olmayan ama güzel vakit geçirdiğimiz tartışmalardı.. Anı olarak kaldı. Onunla çok arkadaşımı tanıştırmıştım ve onlarla tatlı sohbetler etmişti. Hollanda’da kazandığını Pazar’a tarlalar alarak yatırım yapmış ama anlaşılamamıştı Cemalettin amcamız. Ama onu biz anladık ve sevdik. O da aniden aramızdan ayrıldı. O kadar ki o öldüğü zaman il dışında olmamızdan dolayı onu yolcu bile edemedik
Cemalettin Angun amca da gençlere hep bir şeyler anlatmaya ve insanlar ile sohbet etmeye , iletişim kurmaya gayret etmesine rağmen gençler daha çok öğrenme değil eğlenme heveslisi olduklarından dolayı da ondan yeterince faydalanamazlar , onunla şakalaşma adı altında alay edenlerde olurdu ama bizim gibi gerçek manada seven ve onu bir baba gibi dinleyen insanlarda olurdu. Çok kere bizi yan yana gören yabancılar onunla beni baba oğul sanırlardı.Ne güzel benzetmeydi.O’na zaman zaman “Sen Avrupa’da yaşamış ben İstanbul’da yaşamış insan olarak iyi anlaşıyoruz ne güzel “ der gelişmiş yerlerde yaşamanın önemine vurgu yapardım.
Pazar’da bizi evladı gibi seven başka bir Cemalettin amcamız var ki senelerce devlet memurluğu yaptığından bilge insandır ve asla seviyesizliğe taviz vermeyen insandır. Bizi her gördüğü zaman sarılır kucaklar ve bağrına basar. Bizim ile aramıza girmek isteyen insanlara asla inanmaz ve dedikoduya taviz vermez insandır
Cemalettin amcamız ve kalbi her zaman sevgi ile doludur. Millete tepeden bakmayan ve Sezar’ın hakkı Sezar’a diyerek herkese olduğu gibi değer veren bu Cemalettin amcamızın adı Cemalettin Salman. Halen yaşayan Cemalettin amcamız okuyan ve okumayı seven insana değer verdiği gibi okumuş insan olmanın önemini her zaman bilir ve sevgisini eksik etmez.Pazar’ı sever orada yaşar. İnsanların vurdumduymazlıklarına kızsa da elinden gelen bir şey olmaz. Pazar’ın gelişmesini ister ama tek onun istemesi ile de olmayacağını bilerek sesini de fazla çıkarmaz.
Daha sonra işe girdik ve Türk Telekom’da da karşımıza bir Cemalettin amca çıktı bu da kararlarından taviz vermeyen ve işten kaytarana fazla anlayış göstermeyen yani “ herkes işini en iyi yapsın” diyen kuralcı Cemalettin Kayral’dı daha önce amca çocukları Kemalettin, Nizamettin, Bedrettin beyleri de tanımıştım. Matbaacılık yapan amca çocuklarının aksine o kamuda görev almıştı. Cemalettin Kayral senelerce insanların işini iyi yapması için insanlara sevgisini göstermiş, işçilerin iyi eğitim almasına çalışmıştır. Ama eğitim seviyesi düşük insanlar onu hiç anlamamışlardır. Halen emeklilik hayatı yaşayan Cemalettin Kayral amcamız her gördüğü zaman bizimle sohbet eder, hal hatır sorar ve bizi hayatın güzelliklerini hatırlatır.
Türk Telekom’da Hukuk Servisi kurulunca bizi de orada görevlendirmişlerdi. Bu sefer Hukuk servisine Müdür olarak atanan insanın adı da Cemalettin idi. Avukat Cemalettin Temel ile tanıştıktan sonra sıkı dostluk kurduk. Gazete okuyan, gazetede yazı yazan yani benim gibi yazmayı okumayı seven bu insan ile arkadaşlık kurmak kolay oldu. O’nunla güzel anıları paylaşarak zevkli bir çalışma hayatımız oldu.
Hatta gazetede yaptığım “meslek tanıtım röportajları” nın avukatlarla alakalı bölümünde onunla röportaj yapmıştık ve yankı uyandırmıştı. Okumayı ve yazmayı sevenler “ Hacı Hacıyı bulur Mekke’de Derviş dervişi bulur Tekke’de” misali bizi de Hukuk Servisinde buluşturmuştu. Cemalettin bey daha sonra yazmayı da bıraktı gazetede . Okumaya devam ediyor sanırım bizim Telekom’dan ayrılmamız “ Gözden ırak olan gönülden de ırak olur” ata sözü misali fazla görüşmemize engel oldu. Ama Cemalettin Temel’de bizim gönlümüzde güzel bir anı bırakan Cemalettin’lerden oldu.
Siyasete de ilgi duyan Cemalettin Temel partilerde de görev aldıysa da sanırım son zamanlarda siyasetten soğudu ki , onu siyaset sahnesinde göremez oldu. İyi bir Avukat olmaya öyle kalmaya karar verdi sanıyorum.i
Dikkat ettim de bana hayatımda iyi izler bırakan insanlar arasında ismi Mehmet Ahmet gibi çok kullanılan insanlar değil Cemalettin gibi anlamı güzellikler taşıyan insan olan Cemalettin’ler olmuştu.Bunun bir tesadüf olmadığını bizim güzellikler taşıyan insanlar ile dost olmamızı isteyen bir güç olduğuna böyle inanmaktayım işte..
Cemalettin dostlarımızdan hayatta olanlara uzun ömür dilerken, Cemalettin Beyazoğlu ve Cemalettin Angun amcalarımıza da rahmet diliyorum.
TURAN YALÇIN-TOKAT