- 527 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kurtlar bile istemedi kızım...
(Kadın cinayetlerinin aklıma getirdiği...)
70’li yıllarda radyoda dinlediğim bir Radyo Tiyatrosu’ndan unutamadığım bir anekdottur bu.
Şu an radyoda böyle bir program var mı bilmiyorum.Ama o yıllarda,geceleri 21-22 arasında bir saat bir program vardı.Hele efektler çok canlı olurdu.
Tiyatroda oluşturulan hava,bulunduğun mekanla örtüşüyorsa,alır götürürdü seni...Nasıl götürmesin ki?Elektriği,suyu,yolu olmayan bir dağ köyünde öğretmendim o yıllarda.Giresun,Dereli İlçesinin Hisar Köyünde...Bol yağan kar ve sadece görülen gökyüzüydü.Her şey düş kurmaya müsaitti sadece.
İşte bu tiyatro da beni böylesine etkilemişti:
Kızını,sevdiği gence vermeyen adam,en sonunda kızının kaçtığını duyup,peşlerine düşmüştü...Uzun aramalardan sonra,onların bir dağ evinde saklanmış olduklarına inanmıştı.Çünkü uzaktan evin ışığını görmüştü.
-Ben size göstereceğim,cezanızı biraz sonra bulacaksınız diyerek,ormanın içindeki uzaktaki ışığa öfkeli öfkeli yürüyordu.
Bir süre yol aldıktan sonra,kurt sesleri artmıştı.Korktu.
Yürüyüşünü şu sözlerle bitirip,geri döndü:
-Kurtlar bile istemedi kızım,kurtlar bile...
YORUMLAR
Sayın Hocam, "Taha Akyol" şiirime not düşmeseydiniz, sizin güzel yazılarınızı hâlâ okumamış ve dolayısıyla siz değerli hocamın varlığından habersiz olacaktım. Yazılarınızın arasında gezinirken, mezkûr anekdotunuz bana şu şiirimi hatırlattı. Demek ki, aşağı yukarı aynı kuşaktanız. Şiirimi bu nedenle önemsedim. Mazur görün.
Radyo Saati
Annem,babam,kardeşlerim;
Toplanmışız yine bir odaya.
Her birimiz bir köşede,
Dalıp gitmişiz bir başka dünyaya!
Ablam,saçının beliğinde eli...
Abim,tırnaklarını yiyor heyecandan!
Mehmet,anneme sokulmuş;
En küçüğümüz dilini emiyor,Adnan.
Daha televizyon falan yok,
Uzak,keşfedilecek bir kıta gibi adı!
Varsa yoksa radyo,radyo saati;
Bir odaya toplanmamız bundan.
Aman Allahım,o ne büyülü kutu;
Ne yaman hayal kurduruyor insana!
Mesela gece,yıldızlar yağıyor odaya...
Rüzgâr çıkıyor,bir köpek havlıyor uzaktan!
İşte bu yüzden olacak,bizim kuşak;
Dar ve kıt zamanlardan getirdi düşlerini.
Bu nedenle yaralı,ürkek ama ölümüne sevdalı;
Ayırmadan sevdi kendi işinden memleket işlerini!
Abdurrahman Günay
sayın hocam yüreğinize gönlünüze sağlık...
saygılar...