- 1327 Okunma
- 19 Yorum
- 1 Beğeni
Yaşam İçinde Yaşamlar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Matruşkaları bilirsiniz. Evvela ortada büyükçe bir matruşka vardır. Muhtemelen yanakları gamzeli, çilli, uzun ve örgülü saçlı olurlar. Sonra o büyükçe matruşkayı açarsınız, içinden bir tane daha çıkar; sonra onu da açarsınız bir tane daha, bir tane daha… Ta ki o kadın gittikçe ufalana dek…
Matruşkaları severim; hatta yaşama dair bazı felsefeleri de matruşkalarla ilişkilendiririm. İçinden yaşam çıkan yaşamlar gibi. Evvela ortada büyükçe bir yaşam vardır; açarsınız başka bir yaşam çıkar, onu da açarsınız daha başka bir yaşam; sonra bir başka… Belki de bu durumun matruşkalarla tek ayrılığı, daha büyük mü yoksa küçük bir yaşam mı çıkacağını bilemememiz.
Bir matruşka-yaşam örneği mi istiyorsunuz? Memnuniyetle. Sevgilinizle, mum ışığı, müzik ve huzurlu bir gece eşliğinde yemek yiyorsunuz; ve gözlerinize bakarak size evlenme teklif ediyor. İşte bir matruşka anı. Açarsanız eğer, içinden başka bir yaşam çıkacak. Bambaşka… Sonra bir gün belki de bu evliliğin içinden çıkılamaz bir hale geldiğini düşünecek ve evliliğin içinden çıkmak isteyeceksiniz. Bir matruşka daha açılacak. Yani başka bir yaşam daha. Bambaşka…
Bir de olayın yazgı ve tesadüf boyutları var. Matruşkaları yaşamla özdeşleştirirken, durumun mutlak ve mutlak yazgı ve tesadüfle efsunlanmış olması gerek. Bir zamanlar tesadüfle ilgili okuduğum bir cümle hiç çıkmaz aklımdan : “Bütün tesadüfler kaçınılmazdır.” Altında saklı anlam ise gerçekten bir hayli dipsiz. Her ne kadar anlamında kaderci bir yaklaşımın izlerini taşıyor gibi gözükse de aslında öyle olmadığına inanıyorum. Yaşam bizlere, bizim istihkakımızdaki tesadüflerini sunuyor; bizler de o an bize uygun olanları kullanıp yaşamın içindeki yaşamları açıyoruz. Mutlu ve mutsuz tesadüflerle yürüyoruz zaten yaşamda; bazılarına dokunup bazılarını es geçerek. Dokunduğumuz mutlu tesadüfler bir öyküye dönüşüveriyor hemen. Bazen bitiveriyor öykü ya da öykücükler; bazen de bir ömür boyu sürüyor…
Her öykümüz arasında sıkı bağlar olduğuna inanıyorum. Bir öykü diğer öyküye vasiyet bırakıyor bir anlamda. Yaşanan bir öyküde yakalayamadığımız mutlukları bir başka öyküde arıyoruz. Bir öyküde birleşemeyen eksik parçaları bir başka öyküde tamamlamaya çalışıyoruz. Ya da yaşadığımız öykü devam ederken mutluluklarımızın köreldiğini hissedersek, aynı anda bir başka öyküye sarılıyor ya da sarılmak istiyoruz. Öykü içinde öyküler, yaşam içinde yaşamlar, matruşka içinde matruşkalar…
Ben de ne çok öykü bıraktım ardımda. Ne çok öykü… Şimdilerde öyküsüzüm. Ben de bir çok insan gibi öykümü bekliyorum umutla. Umarım son öykümü…
Bir çok defa mutsuz öykülerin başrol oyuncusu olduğumuzu biliyorum. Ve bir şeyi fark ettim. Onca arkadaşla, dostla paylaştığım şeylerden öğrendiğim şeylerden birini söyleyeyim: Bir çoğumuz mutsuzken, mutlu rolünü o kadar ustaca, o kadar başarılı oynuyoruz ki. Bu durumda iki önemli unsur var : Birincisi nasıl oluyor da mutlu rolünü bu kadar güzel oynayabiliyoruz; ikincisi neden mutlu rolüne bürünme ihtiyacı hissediyoruz?
Öyle işte… Yeryüzünde konuk olmuş bizlere dair aklıma gelen cümlelerden bir kısmıydı yukarıdaki paragraflar. Bazen… Bazen hepimiz sanki aynıymışız gibi geliyor bana… Sabah vakti otobüsle işimize giderken, pencere kenarına başımızı yaslayıp bir anda her şeyi aklımıza getiriveren bizler; kendini mutsuzken yalnız, mutluyken kalabalık hisseden bizler; sevdiğimizden gelen bir sevdalı cümleyle etrafımıza gülücükler saçan bizler; hüzün batağına saplanınca ne yapacağını şaşıran bizler; uyumadan önce birkaç düş kurmayı tutku haline getiren bizler…
Sanki aynıyız… Sanki… Ne de olsa öykülerimizin toprağı yaşam; yaşamın toprağı bizleriz. Sevgiyle…
Oktay COŞAR
2003 Ankara
YORUMLAR
Her insanda kendi içinde bir matruşka.Geçmişteki benin içinden bugünki bende neler değişerek çıkıyor neler aynı kalıyor ve yarına kimbilir hangi renkte,kimi mutlu kimi mutsuz matruşkalar çıkacak daha bizden.
Öykülerimizin toprağı yaşam, yaşamın toprağı bizlersek toprağımızın hep yeşil ve mevsim çiçekleriyle hep canlı kalması dileğimle güzel kaleme teşekkürler.
HEDİYE İŞTE!
yaşam;
başkaları tarafından
verilen bir hediye...
kimilerini çok sevindiren
kimilerine nerden çıktı
bu mu yani! dedirten
içinden!..
kiminin razı geldiği
gönülden!..
kimi gönülsüz de olsa
el mahkum kabul eden
ben ben...
kimine paha biçilmez
nadide!..
kimine sıradan,
alelade!..
bazen,
aldığın an,paketi açmadan
düşüp elinden kayan
paramparça o an
neden?!
yaşam;
bize sunulan armağan...
ister kullanırız seve seve
ister kaldırırız bir köşeye
peki! ben sevdim mi?
eh! işte...
olsa da olurdu olamasa da
niye zahmet ettiniz ki!..
hiç gereği yoktu aslında
hayal kırıklığı da olsa...
bizim artık sonuçta
beğensek de beğenmesek de
kabul ettik bi kere!..
hediye işte!
istemesen de...
iyisiyle kötüsüyle...
yaranılmaz kimseye!..
Gülnur Yener Sarıtaş
02/03/2011
"Mutlu ve mutsuz tesadüflerle yürüyoruz zaten yaşamda; bazılarına dokunup bazılarını es geçerek".
Tebrikler...severek :)
Oktay Coşar
Çok nazik ve asil bir duruşu var kaleminizin. İnsanın gözlerini okşayarak başlıyor kelimeler. Hiç ürkütmeden..ileride canınızı yakabilir diye tedirgin olmadan rahatlıkla içinde buluyor insan..Tebrikler,yine çok keyifliydi.