- 663 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AH BU BİZ MÜSLÜMANLAR!!!
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı, Cengiz Semercioğlu’nun yazısı ilginç. Bilmiyordum bu gerçeği, duyunca da çok şaşırdım. Anında da aklıma, acaba, doğru mudur ki sorusu takıldı, araştırmaya çalıştım lakin internette konuyla ilgili, C.Semercioğlunun yazısı dışında işin gerçekliğine dair hiçbir bilgi yok. Ya da ben rastlayamadım. Bu defa da bu bilgiyi nereden edinmiş olabileceği takıldı aklıma ama yanıt kendisinde, bunu bilmem mümkün değil kendisine sormadıkça.
Doğru da olabilir, hele de Müslüman ülkelerde oynanan oyunlar düşünüldüğünde lakin doğruysa, kökeni onların da bizler gibi, dinlerini iyi bilmemelerinden, cehaletlerinden, sömürgeci devletlerin, maksatlı görüşleri bir şekilde yaymasından, sahte din adamları vasıtasıyla, ülkeye sahte inançlar, hurafeler sokmasından kaynaklanıyor olsa gerek!
Efendim okumayanlar olabileceği ihtimaliyle, kısaca yazının konusuna değinmek istiyorum. Somali halkı Müslüman, onlarda da tarikat gerçeği var ve bu tarikat balık yemeği haram kılmış, o nedenle de kıyısı bulunan denizlerde, ton balığı kaynıyor olmasına rağmen, ne balık tutar, ne de yerlermiş onca açlığa katlanarak.
Gerçekten ilginç!
Öyle çok şey düşündürdü ki bu yazı bana. Kendimizi gördüm bir yandan da, hatta bütün İslam ülkeleri ve halkını. İllaki Allah’la aramıza birilerini sokacağız, illa Kuran’ın, yani Allah’ın ne dediğine, Hz Muhammed’in ne yaptığına değil de, tarikat liderlerinin ne dediğine bakacağız, illa oturup kaynağından öğrenmek yerine, ondan bundan kulaktan dolma bilgiler edineceğiz.
Çocukluğumda rahmetli anneannem anlatırdı da, masal dinler gibi dinlerdim, “Özellikle köylerde ve doğuda hoca kılığında kişiler, üstelik kadrolu çalışır, aslında Müslüman olmadıkları halde, Müslüman görünerek, vaazlarında, dinimizde olmayan, hurafeleri sokarak, yanlış bilgilendirirlermiş. Burada da vardır, gerçekten hoca, imam sandıklarımız, o nedenle, siz siz olun, her duyduğunuza hemen inanmayın, araştırın, aslından öğrenin, hatta çoğu Hıristiyan inancı olan yanlışları İslam’a mal edişlerine kurban olmayın” derdi, anlamazdım o çocuk denecek yaşta, sonra sonra, hele de şimdi ne demek istediğini iyice anlamış oldum. Ne çok yanlışı da, İslam adına yapagelmiş olduğumuzu da!..
Bir ülkeyi köle etmek istiyorsanız kendinize, sömürmek istiyorsanız, dilini, dinini, inançlarını, değerlerini, ülkü birliklerini, hatta ve hatta akıllarını yok edeceksiniz ki attığınız oltaya çabuk takılsınlar, onlar sizin hurafelerinizle oyalanırken de, siz parsayı toplayasınız!
Tembeliz; okumak, araştırmak, düşünmek zor geliyor, birileri okusun, düşünsün ve bize anlatsın hazırcılığına bayılıyoruz! Hele de bir tarikata mensup ve başındaki her kimse ondan icazet de almışsak, o tamam demişse nasılsa cennetliğiz de, o halde ne diye yoracağız kendimizi bedavadan cennet varken?!
İşte bu zihniyetle, aç da bırakırlar biz Müslümanları, sömürürler de, oyuncak da ederler, maskara da ve de biz kendimizi cennet umut ederken cehennemin dibinde buluveririz!
Şimdi doğruysa C.Semercioğlunun değindiği konu, gerçekten yazık, gerçekten aptallıklarına doymasınlar, deniz balık kaynasın, sen otur aç aç yardım bekle!..
Ah akıl, ah bilinç, Ah Allaha direkt ve doğru yoldan ulaşma kolaylığı varken kolay görünürlü en zor ve dolambaçlı yolu seçiş…
Şimdi fit sokmak olarak algılamayınız lütfen, diğer gerçekleri görmüyorum da sanmayınız, onlar da var tabii ama başka başlık altında ele almak gerekir. Ben bu yazımda sadece bu yanına değinmek istedim.
Vebal alıyorsam da Allah affetsin ama yardım etmekle, balık tutmayı öğretmek yerine balık veriyor durumuna mı düşüyoruz ki diye sormadan da edemiyorum bu durum karşısında.
İş bu raddeye geldikten sonra, oturup da aç adama balık tutmayı öğretmeye çalışmak da şu an için anlamsız, öncelikle bir karınlarını doyuracak, sonrasında da, öğretime geçeceğiz…
Geçeceğiz de… Ama bize kim öğretecek?!
Düşündürücü doğrusu!..
Ah bu biz Müslümanlar; ne geliyorsa başımıza cehaletimizden, tembelliğimizden, Allah’la aramıza, kişileri, tarikatları sokmamızdan geliyor hep!
p.r.alkan
YORUMLAR
vebal alıyorsunuz ve Allah affetmez..çünkü işinize geldiği gibi yorumlayanları alkışlıyor doğruya ulaşmaya gayretiniz yok.semercioğlu gibileri anlatan bir yazısı vardı taraf gazetesi yazarı Rasim bayramın hayran kaldım..okuyun derim..http://www.balikligol.com/Guncel-luks-iftar-protestolarinda-kemalist-selefiler-9914.html
pek çok yerde var ilk önüme gelen adresi yazıyorum size
ayrıca internetten yaptığım şu alıntıyı da okuyun lütfen...."Somali , 1991 öncesinde dünyanın önde gelen balıkçı ülkelerinden biri olmaya adaydı. Bir çok Avrupa ülkesi ve Sovyetler Birliği Somali’den balık almak için yüz milyonlarca dolarlık anlaşma yapmıştı. Ancak Batı güçleri Somali’ye girip otoriteyi kaldırdıktan sonra ilk işleri zengin balık sahalarını kendi balıkçılarına peşkeş çekmek oldu. Yabancı balıkçılar Somali kıyılarından her yıl 300 milyon dolarlık balık çalıyorlar.
Bu da yetmezmiş gibi Somali’de bir devlet otoritesinin olmamasını fırsat bilen Batılılar, Somali kıyılarını zehirli kimyasal ve nükleer atık çöplüğüne çevirdiler. İsviçre’li Achair Partners ve İtalyan Progresso firmalarının zehirli atıkları Somali kıyılarına dökmek için savaş lordlarından 80 milyon dolar aldıklarına dair evraklar mevcut. Bunun yanında Fransa, İspanya, İngiltere ve Yunanistan’dan bazı firmalar da Somali’yi zehir çöplüğü olarak kullanıyor. Kirli atıklardan kurtulmanın maliyeti Avrupa’da ton başına 1000 dolarken Somali’de sadece 2,5 dolar.
Zehirli atıklar Somali halkında çeşitli deri hastalıkları, ülser, kanama ve radyasyondan kaynaklanan bazı hastalıkların çıkmasına sebep oldu. Bu yüzden en az 300 kişi öldü.
İşte Somali’de korsanlık, kıyılarındaki balık sahalarının başkalarınca sömürülmesi ve bu kıyıların zehirli atık çöplüğüne dönmesi yüzünden çıktı. Korsanların bu işten yıllık 100 milyon dolar civarında geliri var. Diğer ülkeler Somali’ye ait denizlere tecavüz etmeselerdi Somali’nin kendi kıyılarından kazanacağı paranın 500 milyon dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.
Korsanlıktan toplanan paralar fakir Somali halkının yaşaması için kullanılıyor. Onların yaptığı, zenginden alıp fakire vermek. Hiçbir korsanın aldığı fidyeyle zengin bir hayat yaşamak gibi bir derdi yok. Onlar sadece ülke kıyılarını korumak ve yaşamak için korsanlık yapıyorlar.
Yaptığınız suç değil mi? diye sorulduğunda, “ Eğer masumları rehin alırsanız suç işlersiniz. Eğer kıyılarınızda illegal balıkçılık yapan ya da zehirli atık dökenleri rehin alırsanız bu suç değildir. “ diye cevap veriyorlar.
Korsanların her şeye rağmen hayatlarından memnun oldukları da söylenemez. Geçen yıl Hollanda Antilleri bayraklı, Samanyolu isminde bir Türk gemisini rehin almaya çalışırken yakalanan korsanlar yakın bir tarihte Hollanda’da hakim önüne çıktılar. Savcı, korsanlık yaptıkları için 5 kişinin 9 yıl hapis
cezasına çarptırılmasını istiyor. Fakat hiç biri hapiste yatacağı için üzgün değil. Tam sersi, hapishanede daha güvenli bir hayatlarının olacağı, Somali’nin fakirliğinden kurtulacakları, güzel yemek yiyecekleri, futbol oynayacakları ve televizyon izleyecekleri için hapis cezasına çarptırılmak istiyorlar.
Hapishane bile Somali’de korsanlık yapmaktan ve yaşamaktan daha cazip geliyor. Fakat birileri bu insanların neden korsanlık yaptığını sorgulamadan onlara düşman muamelesi yapıyor. Mevzudan bihaber yük gemilerini rehin almayı elbette desteklememek gerekir ve desteklemiyoruz da.
Ancak başkalarına ait geçim kaynaklarını çalmanın da, özgür bir ülkenin kıyılarını ihlal etmenin de bir cezası olmalı değil mi?
Somalilerin ki kendilerine yapılan haksızlığa başka bir haksızlık yaparak verilmiş bir tepki. Kimse Somalilere karışmazsa Somaliler de kimseye karışmayacaktır.
Kara kıtanın bu kara ülkesinde milyonlarca insan bugün kuraklıktan kaynaklanan nedenlerden dolayı açlıktan ölmemek için yardım bekliyor. Neden Somalililer kuraklıktan dolayı açlık çekiyor? Somali bir tarım ülkesi değil ki !
Somali bir balıkçılık ülkesi. Somali’nin balıkları Somalililere bırakılsaydı kuraklık olsa da olmasa da kimse açlık sorunu yaşamayacaktı.
Somali’ye balık vermeye de balık tutmayı öğretmeye de gerek yok. Birileri uzak dursun yeter.
Bugünlerde Somali’ye yardıma hazırlanan ülke ve STK’ların bu konuyu da uluslararası arenada tartışması Somali için yapılacak büyük bir iyilik olacaktır.
En azından gelecekte benzer bir sorunla karşılaşmanın önüne geçilmiş olur.""
ve ne olur elinizi vicdanınıza koyun semerci ile bir ağız çözüm üretmeyin araştırın önce..Tarikat yol demektir hatta bir lin daha size kendi yazım "http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=66066"
bayılırız beylik teşhislere semercioğlu da bol keseden atmış...lütfen kimsenin oltasına gelmeyelim adaşım sevgilerimle
perihan reyhan ALKAN
Dikkatli okursanız, Semercioğlunun dediklerine şaibeyle baktığımı, bahsettiği konuda, bir bilgiye ulaşamadığımı belirttim yazı girişinde, yani oltasına gelmedim, hemen inanmadım, ağız birliği hele hiç yapmadım, sadece yazıma girişte kullandım yazısını çıkış noktası olarak, bir bilgiye ulaşamadığımı da özellikle belirttim ki büyük ihtimal yalan olduğu kuşkusuyla.yani doğru söylüyor deyip alkış tutmadım. Özellikle de açtım ki konuyu, doğru bilgiye ulaşmış olanlar varsa, açıklık getirip, hepimizin bilgilenmesini sağlasınlar ki bakın iyi de yapmışım, eksik olmayın epeyce aydınlattınız!
Bu seçtiğim yol da doğruya ulaşma gayreti değil mi? Bu yanıtı yanlış kişiye verdiniz doğrusu. Ayrıca bahsettiğiniz konu ayrı bir başlık altında ele alınmalı, benim değinmeye çalıştığımla ilgisi yok direkt olarak.
Şayet bir tarikatın etkisiyle balık yemiyorlarsa, bunun nedenleri üzerinde durmak istedim, dinin kaynağından öğrenilmesi gerektiğine, kendisini, şeyh, şıh ilan edenlerin kurduğu, sahte tarikatlerin peşinden gidilmemesi gerektiğine, hatta varsa, böyle bir tarikatın egemen güçlerce maksatlı kurulmuş olup Somali halkını yanlışa yönelterek amaçlarına ulaşmak adına olabileceğine değinmek istedim.
Bizde de yok mu, saçma sapan, insanları saçma yollara sürükleyen sahte tarikatler ve liderleri? Doğruya ulaşmak adına olan tarikleşmelere lafım yok. Çünkü güzide peygamberimiz de tarikleşiniz demiştir. Sözcüğün kökü tarik=yol. Yani bir araya gelerek doğruya ulaşma adına birleşmek, araştırmak gelişmek gayesinde olmak. Tek başına zor, o nedenle de demiştir, peygamberimiz, bir işi yapmadan önce, en az 3 kişiye sorun diye!
Bence siz yazıdaki amacımı yanlış anlayıp beni yaftalayarak, Allahın beni affetmeyeceğine Allah adına hüküm vererek ki gerçeği O bilir ve takdir de Onundur, vebal aldınız ama ben siz gibi hüküm vermeye yetkili görgümüyorum kendimi, haddim de değil, Allahtan bu konuda icazet de almadım, o nedenle sadece vebal alışınız, hakkımda hüküm verip olmayanla beni suçlayıp yaftaladığınız, en önemlisi de, incitip üzdüğünüz için, Allah sizi affetsin diyorum efendim.
Selam ve saygımla iyilikler dilerim.
Esmize - Perihan Kılıç
işte siz bu kulaktan dolmaları yazıya döküp görüşlerinizle süsleyip yanlışları Allaha mal edip yanlışım varsa affet diyorsunuz " Allah affetmezi "buna dayanarak söyledim..söz konusu ben, sen, ali, veli değil.... dine dayalı bir görüşe açıklama ya da yorum getirecekseniz duydum kulağımda kaldı ile değil; GÖRDÜM YAŞADIM OKUDUM ARAŞTIRDIMLA gelmelisiniz..aksi bu allaha,onun getirdiği ilahi nizama iftiradır.....Allah buyurur ki bana şirk koşmayın şirk koşmak onun yerine geçip karar vermektir..tarikatı, haccı maşallah her şeyi yorumluyoruz ananem dedi çevremden duydum...ben biliyorum iddiasında değilim ama böyle bir konuda kalem oynatsam kalkar bir çok sahih kaynaktan araştırırdım..Allaha yanlış yapmaktan çekinirdim..yazılarımyazılarım bu tutumumun örnekleri ile doludur ...EVET çok affa ihtiyacımız var adaşım...hep beraber af dileyelim
perihan reyhan ALKAN
Evet ben Kuanı arapça olarak okuyup tercüme etmiş ama yetinmeyip tüm tefsir ve mealleri de okumuş biriyim, normal üniversite öğrenimimden hariç bu konunun da eğitimini aldım lakin yine de bu konularda bu budur demekten imtina etmekteyim ve korkarım Allahtan o nedenle sıklıkla Allah bilir ve affetsin sözcüklerini kullanmaktayım. Bir de her yazanın, yazarın demiyorum dikkat ediniz, bir üslubu vardır, bazen bilir bilmezden gelir, bazen bilmez görünür, bazen de yoruma açık yazarım ki okuyan üzerinde düşünebilsin. Gerekirse araştırsın.
Gerektiğinde dediğiniz le de gelmekteyim. Ama bu yazıda belirttim,araştırdım ama böyle bir bilgiye rastlamadım dedim. Bu bilimsel bir yazı değil, araştırma yazısı değil, bir köşe yazısı eleştirisi, yazara yanıt, siz neden bunu göremiyor da sürekli beni eleştirip duruyorsunuz, nedir benimle alıp veremediğiniz, tanımak bilmeksizin sadece iki yazımdan yola çıkarak?
Yazılarımın neresinde, Allaha iftira var, neresinde şirk koşuyorum,hangi yanlışı Allaha mal ettim. Yazxdıklarımda Allahın dedikleri hilafına bir söz var mı? Tessüf ediyorum bu iftiranıza, bu defa incinmedim, çok da kızdım doğrusu, hem iftira atıyor, hem yaftalıyorsunuz.
Ayrıca herkes benim gibi düşünmek zorunda değil, beğenmek zorunda da değil. Ama hak etmediğim eleştiri ve yaftalamalar da bırakın da beni incitip ziyadesiyle üzsün ve de bırakın da neyi nasıl yazacağıma ben karar vereyim, siz de beğenmiyorsanız okumayınız, çocuk değilim bana da akıl vermeyiniz.
Ben sizin yazım tarzınıza, uslubunuza, şahsınıza hiçbir laf ettim mi yazılarınızda. Laf etmeyişim de mükemmelliğinizden değil, benim had bilirliğim ve yazana saygımdan!
Burada bir iki haftadır anladığım tek şey şu oldu, ben okunmuyor ve tanınmıyormuşum. Çünkü yıllardır yazdığım yerel gazetelerde de, int gazetelerinde de aynı yazıda, ne demek istediğim gayet iyi anlaşıldı ve buradaki gibi kimse hadsizleşmedi. Sadece başlıktan yola çıkarak ya da şöyle bir okuyarak, sadece bağcı dövmek adına yorum yapmadılar.
Üstelik burada herkes din alimi, herşeyi herkes biliyor ve en doğru da kendileri. Yazılar üzerinde derinlemesine düşünmek de yok, hiç tanımadıkları biri hakkında fetfa da verebiliyor, fütursuzca, cehenneme de gönderiyor,dinsizlikle de suçlayabiliyor insanlar. Sanırım Allah buradakilere icazet vermiş benim yerime yargılayıp gereğini yapın diye. İlginç.
Son sözüm, hakkımda istediğinizi düşünün, hiç umurum değil, çünkü sizin ne düşündüğünüz değil, Allahın ne düşündüğü önemli
Ahirette görüşmek üzere efendim.
Somali nin güneyini kontrol eden Şabab örgütü bir çok yardım kuruluşunun bölgeye ulaşımını yasaklamış durumda. Bundan birkaç yıl önce Şabab, Batının Somali'li çocukları yok etme planıdır diye aşıyı yasakladı. Şu anda da açlığın yanı sıra kolera, kızamık ve tifüs salgınları bölgede etkili olmakta. Balık hikayesinin ise pek gerçekçi olduğunu sanmıyorum.
perihan reyhan ALKAN
Selam ve saygımla efendim.
Ne diyeyim.bilmiyorum ki. balık yemezlerse, balina yesinler diyecek kadar siyasi dehası olan Paşalarıda yok ki.O zaman Türkiyeden gelecek olan kırık dökük ekmek ufaklarını bekleye dursunlar. Bizim baronlar yeyecek, artacak, dökülecek, sonra toplanacak, ve içinde gerçekten dişe dokunur bir şey varsa onada el konulacak, geri kalan kırıntı somaliye gidecektir.
O kalan giderse şayet, yine de Allaha hamd etsinler. Onuda bulamaynlar vardır.
Fakat, ben yine bir noktaya parmak basmak isterim. birilerini sevmeye biliriz.birileri çok yanlış yapabilirler.Birileri satılmışda olabilir.Amma biz yinede suçu, NE İSLAMA, NEDE İSLAM ÇİNDE MÜSTESNA YERİ OLAN MUTASAVVIF HAREKETE, NE HERHANGİ BİR İDEOLOJİYi suçlamayalım. Mesela ,Kıbrisi denen vatandaş, çok değersiz ve çok yanlış yapan bir vatandaş olabilir.Amma asla kıbrisinin şahsında yunuslara, ahmet yesevilere,mevlanalara, hacı bektaşi velilere, vb. TASAVVUF VE TARİKATLAR ÇATISI ALTINDA GİYDİRME YAPPMAYALIM.
BAŞARILARINIZININ devamını dilerim.
saygılarımla,
perihan reyhan ALKAN
İslama da mal ediyor değilim, yazımda İslamı bu anlamda kötüleyen, tembelliği İslama mal eden, İlamı suçlayan bir unsur var mı, İslam şüphesiz ki öncelikle çalışmaya önem vermekte ve Allah da ayetinde dikkat ederseniz ben Müslümana veririm demiyor, çalışana veririm diyor. Dolayısıyla İslama mal ediyor değilim, hele de suçluyor hiç değilim. İslamı yanlış yaşayanlara sözüm ki dikkatle okunduğunda anlaşılacaktır da. Yalan mı, çoklukla tembel değil mi Müslümanlar, hazırcı değil mi? Bu da İlamın gerçeği değil, kendi zaaflarıdır!
Onca açık ve izahlı yazıyorum ki yanlış anlaşılmayayım diye, yine de yanlış anlaşılıyorum, siz ve bazılarınca, onca kişi doğruyu anlarken, acaba ben yazmayı ya da ne demek istediğimi anlatmayı mı bilmiyorum ki. Soğuyorum böylesi durumlarla, böylesi yanlış anlaşıldığımda ve kalemi kırıp kenara çekilesim geliyor doğrusu ve de çok üzülüyorum.
Beni bilen biri olarak bu anlamları çıkartışınıza bakan tanımayanlar da beni Allah ve İslam düşmanı ve nifak sokucu gibi algılıyorlar ki bu çok daha üzüyor gerçekten. Oysa eğindirmek istediğim, Gerçek İslam, görünenler, uygulananların ve de bu gün pek çok kişice yaşanan yanlışların gerçek İslam olmadığına dikkat çekmek istiyorum tüm iyi niyet ve samimiyetimle.
Yine de yanlış anlaşılıyorsam da yabileceğim bir şey yok. Allah bilsin diyorum sadece, biliyor da zaten asıl ve salih niyetimi. O da bana yeter.
Allaha emanet olunuz efendim.