- 1104 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim mahalleye de gelsene....
Bizim mahalle tozludur, Asfaltı yoktur daha. Üstü teneke kaplı göz göz odalardan oluşur çoğu evler.
Ördek bir sobamız vardır odanın ortasında, yerde iki en kilim. Siniyi hep annem duvara dayar, örtüsü de arkasındadır her zaman. Biz hep sinide yeriz, Alışkanlık işte. Ninem ölmeden, köydeyken de hep siniden yerdik biz.
Dedem, babam annem, ben ve daha beş kardeşim bir çıkma, bir sofası olan bu evde yaşıyoruz işte. Televizyon alacaktı babam bir sonraki aylığıyla. Babam konfeksiyonda makineci benim, mont dikiyor. Hem de en güzellerini babam dikiyormuş biliyormusun? Ondan başka güzel diken yokmuş ama...
Babamı dün işten çıkarmışlar. Eline tutuşturmuşlar beş on kuruş, sen demişler artık yaşlandın bizim işimize yaramazsın, bize gençler lazım. Hem senin maaşını da çok veriyoruz, dışarda sürü halinde gençler bekliyorlar sırada. Al sana da hakkettiğin tazminat. Güle güle kullan.
Gülmek ne kelime, babam eve geldiğinde ağlayacak gibiydi. Belki de ağlamıştır gelmeden.
Anneme verdi cebinden çıkarıp. İdare et hanım dedi belki de ölene kadar görüp göreceğimiz para bu.Televizyon da alamayacak artık.
Ben sabahları simit satarım, erkenden kalkıp. Öğlende biter tepsidekiler. Eve dönünce anneme teslim ederim avucumdakileri. Köyden göçtüğümüzde üçtük, altı olduk şimdi. Allah verdi, diyor annemle babam, oldular işte. En büyüğü benim, on yaşındayım daha. En küçüğümüz ise dokuz aylık. Annem muhallebi yapıyor hep, su muhallebisi. Ayağımızda terliğimiz yok yenisinden. Üçüncü kardeşim hala benimkilerle dolaşmakta.
Dedem çpk hasta, annem dedeme bakıyor bir de. Dedemi doktora götürebilsek valla iyileşecek. Nerden mi biliyorum? Bir keresinde mahalleye gezici hastane gelmişti de muayene edip ilaç vermişti doktor amcalar. İyileşmişti birazcık. Ama babamın da sigortası yoktu ki, parası da yoktu bir daha doktora götürecek. Götüremedik işte. Götürsek valla bak iyileşecek dedem.
Benim ve kardeşimin okul masraflarımız ağır geliyordu babama ben de simit satayım dedim. Hiç ses çıkarmadı biliyormusun. Satılmayanları da eve getiriyorum bazen kardeşlerim yiyiyor.
Hep çorba içiyoruz biz, çoğunlukla tarhana. Çok besleyiciymiş annem öyle diyor. Babam yukarıki mahalledeki pazara hep gece vakti gidiyor. Toplanmıştır pazar, gitme diyor annem ama o dinlemiyor. Biliyormusun ama, babam hep haklı çıkıyor. Pazar toplanmadan yetişiyor babam. Hep poşet dolu geliyor. Ama anlayamadığım birşey var, herkes büyük büyük lahana alıyor, benim babam yaprak yaprak. Hem meyveler ile sebzeler hep birarada. Neden?
Geçenlerde elektiriğimizi kestiler, güya ödememişiz. Babam yapmaz öyle şey. Ama belki de yapmıştır, ne bileyim. Paramız yetmiyor ya. İki gece mum ışığında oturduk, dersimi bile zor yaptım. Kardeşim de öyle. Ertesi gün geldi elektrik. Annem babama bağırdı. Yapma, haram, günah diye. Anlamadım niye.
Akşamki gök gürültülerini duydun mu sen de? Ya şimşekleri? Ben çok korktum biliyormusun, hemen koştum sedirden, yerde yatan annemle babamın arasına saklandım. Sonra annemle babam kalktılar. Şıp, şıp sesleri geliiyordu kiremitlikten, ben uyumuşum. Onlar sabaha kadar beklemişler.
Komşumuz Hanife abla geldi bugün bize. Annem çağırmış, küçük kardeşime kurşun dökecekmiş. Hem karnı çok şiş, hem de çok zayıf. Göz var diyordu Hanife abla, göz var bu çocuğun üzerinde, baksana maşallah çok tatlı yavrucak. Okuyup, okuyup üflediler annemle birlikte.
Tenefüsteyiz, okulda. Bir arkadaşım, "biliyormusunuz dün deniz gördüm" dedi. Babam beni gemilere götürdü.Ballandıra ballandıra anlatmaya başladı. Hepimiz toplaştık başına. İçimizden deniz görenlerimiz vardır belki ama ben daha hiç görmemişim. Sordum hemencecik. Martılar da varmıydı denizde? Martıları nerden bildiysem, şaşırdım kendi kendime...
Bizim buralarda tozludur yollar, çamurludur, sokak aralarından hep sular akar. Oynarız bizde deniz niyetine.
Yarın bizim mahallye sofra kurduracakmış Belediye Reisimiz, annem yer tutmak senin görevin dedi, beni görevlendirdi. Babam ben gitmem diye diretti. Dedemle kalacak evde, ama ben onlara getiririm kendim yemeden.
Ne olur sen de gelsene Recep amca, bugünlerde çok meşgulsündür belki, gidip göreceğin başka cocuklar da vardır çok uzaklarda, ama olsun bir ara kaç ta gel olur mu , valla bak sana da alırım bir kap yemek belediyenin sofrasından, hem de parasız, hem de etli. Hem tatlı da varmış, baklava. Yaaa...
Ne olur Recep amca, bizim mahalleye de gelsene.
11.8.2011
I.Kaplan
...
YORUMLAR
Kavga 1 ve 2'den sonra bu yazınız da keyiflydi de "mizah" nereden çıktı diye merak etmedim değil hani...Son iki paragrafta yaptığınız "kara mizah"tan dolayı ı öyle nitelemeliyz ki... Ben sizi "deneme" yazarı olarak tanıdım, sevdim; bu yazınızı da öyle kabul ediyorum. Türkçede ve imlada ki duyarlılığınız da taktire şayandı. Tebrikler...Saygıyla...
Aynur Engindeniz
Saygılar.
Kemnur
Ruhumveben
Diyecek söz bulamıyorum....
Çok şey geçti ıslak gözlerimden. Benim olan olmayan bir sürü an ve anı...Bu insanların içinden geldim, bu insanlara yardımcı olabilmek için çırpınıyorum. Bu insanları seviyorum. Bu insanlar güzel insanlar.
İlk kez okuyorum bir çalışmanızı. Anlatımınızı da ironilerinizi de, bakış açınızı da çok sevdim.
Bugün okuduğum en anlamlı ve en etkileyici çalışma.
Kutluyorum.
Ruhumveben
Aynur Engindeniz
Ne yazık ki memleketimiz hala fakir bir memleket. Daha uzun süreler bu manzaraları göreceğiz. Allah ömür verdiği sürece "yoruldum" demeden bu insanlar için koşturacağıma kendi kendime söz verdim ben. Kalemim de bu sıradan insanları yazacak. O yüzden sizi bir kere daha kutluyorum. Gerçekten yürek titreten ama çok da arabeske kaçmayan bir anlatımla gerçekleri gözler önüne serdiniz...
Umarım Recep Amcam yetişir her çocuğa:))
Ruhumveben
Aynur Engindeniz
Sevgiler.