- 821 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde ihanet-3 Son Nefeste Veda Bölüm-9
Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde ihanet-3 Son Nefeste Veda Bölüm-9
1
Dönüşümüzde İhtiyarı Çağın holdingin misafirlerini ağırladığı anlaşmalı otellerinden birinde bıraktım. Akşam yemeğinde buluşmak üzere sözleştik. Holdinge geri döndüğümde Şebnem beni sabırsızlıkla bekliyordu. Hemen yanına çıktım Kapıyı tıklatıp ‘’gel ‘’ diyen sesini beklemeden kapıyı açıp içeri girdim. Beni fark etmedi bile, zoraki öksürmek durumunda kaldım. Gömüldüğü dosyaların içinden başını kaldırıp bana baktı. Sonrada çalışırken kullandığı gözlüğü gözünden çıkarıp, ‘’Hoş geldin Emir ağabey misafirimizi yerleştirdin mi?
Emir Dağlı:
_ Evet söylediğin gibi istediğin otele kral dairesine yerleştirdim. Akşam yemeğini beraber yiyeceğiz. Daha sonrası bize katıl demiyorum iki yaşlı adam erkek erkeğe İzmir’i dolaşacağız.
Şirvan:
_ Aman bende gelemeyeceğim diye çok üzülüyordum. Ama bu demek değil yarın akşamki akşam yemeğini üçümüz yemeyeceğiz. Kendinizi ona göre ayarlayın tamam mı ağabey.
Emir Dağlı:
_ Amacım kabalık yapmak değil Şirvan. Bilmeni isterim ki Sahneye en son assolistler çıkar. Şirvan Hanım sizde bu sahnenin assolistisiniz. Şimdi erkenden evine git bu akşam erken yat yarın formda olarak karşımıza çık. Sana güvencim sonsuz kızım, bizim İhtiyarın hakkından gelirsin kızım. Bu arada bir sorun daha var bu konuda bana yardımcı olabilirsin sanırım.
Şirvan:
_ Eğer çözebileceğim bir şey varsa tabi yardımcı olurum.
Emir Dağlı:
_ Benim bir sekretere ihtiyacım var. Aslında bir aday var ama senin ikna etmen lazım.
Şirvan:
_ kimmiş bu aday ben tanıyor muyum?
Emir Dağlı:
_ Şebnem’in kız kardeşi. Yasemin.
Şirvan:
_ Önce Şebnem’le konuşalım, sonra Yasemin’le. Ama o sekreterlik yapabilir mi bilemiyorum?
Emir Dağlı:
_ Ben onu yetiştirebilirim.
2
İhtiyar’ı fazla bekletmedim. Deniz kıyışana yakın lokantalardan birinde güzel bir akşam yemeği yedikten sonra Kordon boyunda yaptığımız yürüyüş bizim için adeta gençlik aşısı gibi bir şey oldu. Sahil deki çay bahçelerinden birinde iki bardak çaya geçmişin anıları içinde tadı damağımızda kalan bir Seyahat yaptık. İş konuşmak aklımızın ucundan bile geçmedi. Gecenin geç vaktinde ayrılırken birbirimizse bir kere daha sarıldık. Bu sarılışta, riya ve sahtekârlıktan uzak baba ile oğulun birbirine olan sevgi arayışını hissettim.
Sabah ilk işim İhtiyar’ı gidip almak oldu doğru benim ofise geçtik.
İhtiyar benim ofisi uzun, uzun inceledikten sonra.
_ Eh fena değil. Sana yakışır burası. Eğer ofisini beğenmeseydim kulağından tutup doğru 48. Kata götürürdüm seni.
Emir Dağlı:
_ İşleri ofis yapmıyor. Ben yapıyorum efendim. O kadarda önemli değil benim için.
İhtiyar:
_ Haklısın işleri yapan sensin. Ama bu ofisin güzel iç açıcı ve insana güven verici olması, işvereninin sana verdiği değeri gösterir evlat. Benim sana anlatmak istediğim bunlardı.
Gözü benim çalışma masamın tam karşısında asılı olan sulu boya tabloya takıldı uzunca inceledikten sonra
_ Bir ustanın elinden çıkmış sulu buya çalışma. Bu güne kadar böyle bir zevkin olduğunu bilmiyordum Emir Dağlı.
Emir Dağlı:
_ Bu özel bir çalışma. Bu tablonun bir de hikâyesi var. Tabloyu yapan dayımın çok samimi Orhan isminde ressam bir arkadaşı. Bu hanımı normalde hiç görmedi. Ve sadece benim anlattıklarımı resimleştirdi. Yani deyim yerindeyse harika bir iş çıkardı ortaya.
Biz tablodan resimden bahsederken, Seval, Şebnem’in odasında olduğu haberini verdi.
‘’Hadi bakalım İhtiyar şu buluşmayı gerçekleştirelim artık ne dersin?’’ ‘’ O zaman görelim bakalım sizin patron ne kadar patron’’.
3
Kapıyı açtıktan sonra kenara çekilip ihtiyara yol verdim ve arkasından da ben içeri girdim. Şirvan çalışma masasının önünde ayakta karşıladı bizi. Aralarında bir metre mesafe kalıncaya kadar Şirvan’a yaklaştı İhtiyar. İki rakip ringe çıkmış iki boksör gibi birbirlerini ölçüyorlardı.
Şirvan:
_Size nasıl hitap etmeliyim bilemiyorum?
İhtiyar:
_ Dostlarım bana İhtiyar der.
Şirvan:
_ Öyleyse bana dostluğunuzu kanıtlayana kadar Fevzi bey demek isterim. Dostluğunuza inandığım an İhtiyar diyeceğim anlaştık mı? Hoş geldiniz Fevzi Bey. Buyurun ayakta kalmayın. İnşallah misafirperverliğimizden hoşnut kalmışınızdır.
İhtiyar:
_ Misafirperverliğiniz kusursuzdu, Ben de gelirken dostluğumun bir belirtisi olarak ihtiyacınız olacağını düşündüğüm Bursa il sınırları içersin de olan dutluklarımın şimdilik kaydı ile on sene karşılıksız kullanım hakkını size veren bu belgeyi kabul etmenizi rica ederim.
Şirvan:
_Biz hiçbir şeyi karşılıksız kabul edemem Fevzi bey, karşılığını zaman içinde mutlaka göreceksiniz. Bizimle çalışmak istediğinizi biliyorum benimde güçlü bir müttefike ihtiyacım var onu da biliyorum. Eğer dostum olmak istiyorsan, kendi dostlarını bana karşı hareket etmelerine engel olmalısın.
İhtiyar:
_ İşin ne kadar içinde olacağım. Ve arkadaşlarım onları da düşünmeliyim.
Şirvan:
_ Her şey zaman içinde yerine oturacak bundan hiç şüphen olmasın. Zaten Emir Ağabey sizi devamlı olarak haberdar edecek . Zaman, zaman karşılıklı olarak görüşeceğiz. Ben sizin engin tecrübelerinizden her zaman faydalanmak isterim. Bu arada şu anda aramızda olmayan Seyfi Bey’le de tanışacaksınız ki onunla benden daha iyi anlaşacağınıza inanıyorum. Bugün Emir Ağabeyim görmeniz gereken yerleri gezdirecek. Akşam yemeğinde görüşeceğimizi umarım.
Temmuz 2011/ Haznedar
tugrulpekel.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.