4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3391
Okunma
DOSTLUK
İnsanlığın aradığı ama pek bulamadığı dostluğu , kedi,köpek,fare,tilki,kirpi,köstebek, balık ve kuşlar gibi baz hayvanların daha güzel yaşadıklarını görmekteyiz.
Böyle bir dostluğun örneğini sergileyen tilki, kirpi,kaplumbağa,kedi ve köpek arasında Bodrum-Güllük’te gördü insanlar.
Bu durumu gören bir arkadaşımız “İşte insanların örnek alması gereken bir örnek” dedi.Söz sözü açtı ve dostluk üzerine örnekler örnekleri kovaladı…
Doğadan ders alınacak daha çok örnekleri saydılar konuşmaya katılanlar. Dikenlerin, suların,güllerin,çiçeklerin, ağaçların,otların,taşların ve insanlar hariç ,bunlar arasında yaşayan diğer canlıların dostluk ve dayanışmalar içinde sarmaşıklar gibi sarmaş dolaş görüntüleri derslerle dolu binlerce örneği sergilemekte olduklarını anlattılar.
Bu sohbete katılanlardan birisi : “Biz insanlar neden ve niçin bunu yapamıyoruz”dedi. “Dost dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır,”diyen Veysel anıldı. Nâzım’ın,” Bir ağaç gibi tek başına yalnız ve hür,bir orman gibi kardeşçesine yaşamak” dizelerini anımsattı.
Konuşmaya katılan bir yazar-şair de, Muazzez Abacı’nın , dostluğa vurgu yapan teması ile çok anlamlı bir şekle okuduğu “ Sen Yoksan Yanımda, Yalnızım Yalnız…” şarkısını , denize,ormana, doğaya ve orada bulunan insanlara kaşı okudu:
“Sen yoksan yanımda
yalnızım yalnız
kendimi kendim de bulamıyorum
sen benim içimde uzak bir yıldız
görüyorum amma tutamıyorum
…… “
Dost dostu özler, görmek ister,yüreğinde bir umut yıldızı gibi saklar,dayanışır,omuz omuza, gönül gönüle olurlar,acı- tatlı günlerini paylaşırlar ve daha nice dilekleri,umutları vardır.
Güllük Oba sitesinde yaz döneminde dört yıl önce tanıdığım, lise döneminden bu yana dostluk ve arkadaşlıklarını yıllardır kopmadan büyük bir gayret ve içtenlikle yazlık dahil , her mevsimde, her ortamda ve her an içtenlikle sürdüren dört arkadaşı burada örnek olarak göstermek isterim:
Yıllar önce Sivas 4 EYLÜL Lisesi’nde birlikte okurlar,değişik okullarda okuyarak hayata atılırlar ama birbirlerini hiç unutmazlar. Her fırsatta arar,sorar,buluşur ve dostluğu,kardeşliği paylaşırlar.Tarihi Sivas Kongresi adına Sivas’ta kurulan Cumhuriyetin seçkin bir okulu olan lisede okuyan ve daha sonra değişik görevler yapan dört arkadaşı kısaca şöyle özetleyebilirim:
Birisi yağmur gibi dostluğu besler bürokrat Vedat Yağmur,birisi yıldız gibi dostluğu aydınlatır,korur,yüceltir E.Tüm General Tayfun Yıldız,birisi Tıp doktoru olarak dostluğun sağlıklı yaşamasını perçinler Prof.Sıtkı Perçin, diğeri bir iş adamı olarak eline ve işine güvenilen ve dostluğa uyumla katılan Nurettin Güvenel…
Dostluklara nazar değmesin, örnek olsun,yolları açık ve daim olsun…
Bu örnekler az da olsa var.İnsana yol gösteriyor ve mutlu ediyor…
Yıllar önce Ankara’da tanık olduğum bir dostluk anısı şöyle:
“Aksaray-Ortaköy’den Kalbi rahatsız olduğu için Ankara’ya gelen Mahmut Yeşilöz hastanedeki tedavisini takiben Kızılay’da beş katlı bir iş yerinin dördüncü katında çalışan dostunu oğlu ile birlikte görmek ister. Söz konusu binaya geldiklerinde asansörlerin çalışmadığını görürler ve oğlu babasına seslenir: “Baba kalbin hasta,bak asansörler de çalışmıyor geri dönelim sonra ziyarete geliriz” der, bu öneriyi kabul etmeyen baba şöyle der:Bırak oğlum ölürsem de dostumu göreyim de öleyim” ve merdivenlere yürür dördüncü kata çıkar. Dostlar bir birbirine sarılırlar ve kısa sürede bu gerçek anlaşılır.İşte o anda dostun sevgi,saygı ,vefa ve acı dolu gönül çeşmesi gözlerinden yağmur gibi akmaya başlar…
Nerede şimdilerde dostunu görmeden ölmek isteyenler ?
Bu dünyada sevgiyi,saygıyı ve dostluğun kıymetini bilmeyenleri ,öteki dünyada kara toprak da bağrına tatlılıkla ve huzurla basmayacaktır diye düşünüyor ve haydi dostluğa diyorum…
Yazarların,şairlerin,ozanların işlediği dostlukları canlandırıp hayata geçirelim.
Selam olsun dostluğun kıymetini bilenlere,binlerce selam…
YAHYA AKSOY