- 551 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT ONA ŞİFRESİNİ SUNMUŞ
HER ŞEY GEÇMİŞTE GİZLİ.....
Felsefi öğretide de belirtildiği gibi, örneklerle gerçekleşir öğrenme. Hatta çocuk yetiştirirken bile “Onların nasihate değil iyi bir örneğe ihtiyaçları var.” diyen uzmanlarımız ideal örneğin, öğrenmede her zaman çok daha faydalı olacağını belirtirler.
Herkesin örnek aldığı, çevresindeki diğer insanlara nazaran ona, kendince ideal tip gözüyle baktığı insanlar mutlaka vardır. Her yaştan, her meslekten olsun, birey olarak bu duyguya kapılıp kimlere benzemek istememişizdir ki?
Benim de örnek aldığım çok fazla insan oldu yaşamım boyunca. Her birinden bir inci alıp yerleştirdim hayatıma imrenerek. Amerika’ yı bir daha keşfetmeye gerek yok ne de olsa. Bineceksin uçağa gideceksin. Aynı zorlukları bir daha yaşamak çok lüzumsuz hatta aptallık olur sanırım. Bize düşen geçmişten dersler çıkarıp uygulamak yepyeni hayatımıza. Gerisi palavra.... çünkü hayat ne ertelenecek kadar değersiz ne de başkalarının yaptığı hataları tekrarlayacak kadar uzun. Türkiye’nin rahmetli Sakıp Ağası der ki: “Ben çok hata yaptım; ama aynı hatayı bir daha yapmadım.” Tecrübe konuşuyor burada işte.... Geçen zaman onu yontmuş ve hayat, ona şifresini sunmuş.
Bunları nereden bilebiliriz ki?.... Nereden öğrenebiliriz ki dünyanın bir başka yerinde bir başka kişisinin bizim başımızdan geçenlerin neredeyse aynısını yaşamış olabileceğini de ondan yaşamımıza pay çıkaralım. Mümkün mü ola?... Mümkün, evet mümkün. Eğer okuyorsanız, okumanın faziletine ulaşırsanız, ne servetler var o kitaplarda..... Allah’ım; bilgeliğin, zenginliğin, başarının, sevginin, yaşamanın, güzelden yana olan her erdemin sırrını barındıran, o, insana sunulmuş insan ürünü kitaplarımızın kıymetini daha iyi anlamamızı sağla. Okumadan öğrenemeyiz geçmişimizi, kuramayız geleceğimizi. Okumayan neyler, neylerse yanlış eyler.
Lafı şuraya getirmeye çalışıyorum. Elime geçen geçmişe ait bir yazıyı okuduğumda, milyonlarca yıl önce nasıl bunları düşünmüş olabilirler, dedim hayretler içinde. Hiç değişmemiş mi yaşamanın anlamı, hiç değişmeyecek mi? Biz boşa kürek çekmişiz gibi geliyor bana ve bizden öncekilerin hatta bizden sonrakilerin bile ....
Neden bu kadar geçmiş yıllara ait gerçek bir hayat felsefesinin farkında olmadığımızı, sorunun geçmişimizi yani tarihimizi yeteri kadar irdelemeyerek tekdüze yaşayıp gidiyor olmamız olduğunu bilmek, biran hüsrana uğrattı beni. Araştırmacı bir tarihçimizin bana verdiği bu metni sizinle de paylaşmak zorunda olduğumu hissediyorum. Özellikle de bu mirastan bihaber yaşayanlarla.
Düşüncenin, değer vermenin, iyi olmanın, mutlu olmanın anahtarının hiç değişmediğini ve değişmeyeceğini anladım ben bu yazıyı okuyunca. Dünyanın rengi, hayat şartları değişmiş ama özü hep aynı her şeyin. Değişim denen şey, filozoflarımın canını ortaya koyarak savunduğu gibi, gerçekten yok muydu? Ben bu düşüncelerle uzaklaşırken somutlar aleminden, siz tarihin taş devirlerine doğru yola çıkmaya ne dersiniz.?. Eminim ki siz de beğenecek ve hayat felsefenizi bir kez daha gözden geçireceksiniz.
ESKİ BİR TAPINAK YAZISI:
Gürültü-patırtının içinde sukunetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun.bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır.
Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki tek dayanağın odur. Seveceğin bir işi seçersen yaşamında biran bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.
yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzaklıkta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
yakışan Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.
Hatırlar mısın doğduğun zamanları: Sen ağlarken herkes sevinçle gülümsüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen,erdemli ol. Önünde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır.
(v.sontuz i.ö.9.yy)
editör : serap yüksel
.
YORUMLAR
Bir Manisalı selamı kopup gelsin benden. Aynı şehrin aynı havasını soluyoruz. Sayfanıza koşarak geldim, yazınızı keyifle okudum .Tam anlamıyla birpaylaşımdı, düşünme molası vermişken zihnime "biraz cesaret" dedi içimden bir ses. Tebrikler ve saygılar.