- 836 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KABİR ZİYARETİ
KABİR ZİYARETİ
Öncelikle kabir kelimesinin ne manaya geldiğini irdeleyelim.Ölen kişilerin toprağın kazılarak belli derinlikte ölünün konulduğu mekan. Niçin ölüler toprak kazılarak gömülür,
Çünkü dış etkenlere karşı cesedin bozulup çürümesi yaşayan insanların maruz kalacağı hastalıklardan korunması için gereklidir. Aynı zamanda cesedi hayvanların musallat olmasının önlenmesi içinde yapılan bir işlemdir. Diğer taraftan insanlar üzerinde bırakacağı psikolojik etkiyi bertaraf etmek, yaratacağı tahribatı önlemek için toprağa ,yani açılan çukura konur.
Mezar ‘da kelime olarak ölünün gömülü olduğu yer mekan manasına gelir.Kabir,çukur kelimeleri ile eş anlamlıdır.Ölüleri gömmek Adem peygamberin oğullarından beri uygulanan dini ve örf olarak insan toplumlarında uygulana gelmektedir.
Hz. Muhammet (s.a.v.) ilk önceleri kabir ziyaretlerini yasak etmiştir. Bunun sebebi ise ölünün arkasından yüksek sesle ağıt, feryat , gibi uygun olmayan davranışlar yatmakta idi. Sonraları bu yasak yine kendisi tarafından kaldırılmıştır. Kendisi de kabir ziyaretlerine giderdi. Bu ziyaretler günümüze sünnet olarak intikal etmiştir.
Kabir ziyaretleri aslında selam la başlar. En uygun selam Hz. Muhammet’ten günümüze intikal eden selam şeklidir.<<ESSELAMÜ ALEYKÜM YA EHLE’L-KUBÜR>>Müminler ve Müslümanlar diyarının ehline selam olsun.
Ölüler için yapılacak en güzel dua da yine peygamberimizin yapmış olduğu duadır. O dua mealen şöyledir. Allah bizden evvel ölenlerle bizden sonra öleceklere rahmet eylesin! Allah sizi ve bizi bağışlasın.Sizler bizim öncümüzsünüz. Bizler de peşinizden geleceğiz.İnşaallah mümin kullar olarak sizlere kavuşacağız.
Şu dua ezberden biliniyorsa veya yanımızda yazılı metin varsa oradan okunabilir. Bahse konu dua şudur.ESSELAMÜ ALEYKÜM EHLE’D –DİYARİ MİNEL-MÜMİNE VE’L-MÜSLÜMİN VE İNNA İNŞAALLAH LE-LAHİKÜN. ES’ELULLAHE LENA VE LEKÜMÜ’L- AFİYE.
Kabir ziyaretleri üçe ayrılır. İnsanlara ölümü hatırlatır.Mümin bir kişi olarak bu ziyaretler de usulüne ve gereğine uygun olmalıdır.
A- Şer-i kabir ziyareti: Meşru ve sünnete uygun olan ziyarettir.
B- Şirk içeren ziyaret: Kabir başında durarak ölüden rızık ,yardım, hastalıktan kurtulmak için tavassut istemek, ölü adına orada kurban kesmek, Çocuğu olmayanların çocuk istemeleri, kocaya gidemeyen kızlar için baht açılması talebinde bulunmak ve ev araba sahibi olmak için niyazda bulunmak. Bu şekildeki bir ziyaret tamamen şirktir. Yanlıştır. Sapkınlıktır.
C- Bidat içerikli ziyaret: Kabir etrafında dolaşarak tavaf etmek. Bilhassa tekkelerde çok yapılan bir bidat tır. Kabirlikte namaz kılmak,Kabir mermerini öpmek, elle tavaf etmek, kabiri kutsal sayıp ona tapınmak. Kabir hayrına orada para, yemek vs. dağıtmak.Kabire mum yakmak. Anadolumuzda çok meşhur olan çabut,bez ve paçavra bağlamak. Bütün bu sayılanların yapılmaması gerekir.
Kabir de Kuran okunmaz. Sadece dua edilir.Peygamber ve ashabı kabir ziyaretinde hiç kuran okumamıştır. Okunursa bidat olur. Bidat dinde sapıklıktır. Din de sapıklık insan için ateşten gömlek gibi dir. Müslüman bidat eden değil kaldıran sünnetle amel eden olmalıdır.
Kabir ziyaretini hem erkekler ve hem de kadınlar yapabilir. Hiçbir engel ve yasaklayıcı hüküm yotur.Ziyaretten maksat ölüm ve ahret için ders almaktır. Ders alacak olanlar sadece erkekler değil kadınlarda ders alacaktır. Dinde böyle bir ayrım yoktur. Kabir ziyaretlerinin belirli bir günü yoktur. Belli günlere bağlamak yanlıştır. Sadece arife günü yapılan ziyaretler sünnet tir. Kabir ziyaretinin sevabı çoktur gibi bir düşüncede tamamen yanlıştır.
Kabirleri çok süslü, aşırı lükse kaçan ,taşlarına uygun düşmeyen lüzumsuz yazılar yazdırılması çok yanlıştır. Kabrin çok sade olması ve sünnet geleneğine uygun olması gerekir.Aşırısı bidat tır. Yani sapkınlıktır.
Ölü den bazı isteklerin yanlış olduğunu belirtmiştim. Hiçbir dini temeli olmayan bu durum hem bidat hem de şirk tir. Çünkü kabirdekiler ölüdür. Tüm fizyolojik yapılarını kaybetmişlerdir. Ölü insanlar işitmezler ,gezmezler, göremezler, eğer görür ve bizim talep ve isteklerimizi bilirler dersek şirke girmiş oluruz. Peygamberin hiçbir sünnetinde ve naklen intikal eden hadislerinde böyle bir şey yoktur. Var iddiasında bulunan resmen yalan söylüyordur.
NEML-80 =Sen ölülere işittiremezsin.
FATIR-22=Sen kabirdekilere işittiremezsin. Meali ne kadar açıktır.
Ölünün defini esnasında imamın telkini diye bir şey de yoktur. Bu konuda ne bir ayet nede sünnet ve nede hadis yoktur.
Definden sonra ölü sahiplerinin mezarlıkta sıralanıp durarak taziyeleri kabul etmeleri de çok yanlıştır.Bidat tır. Taziye ölü sahiplerinin ev , işyeri veya köyü ikameti bilinen yerlerde olur.
İnanç sahibi bir Müslüman, kalp kırmaz. Tatlı dilli olur. Her zaman kuran ayetlerine ve peygamber sünnetine uyar.Dini pazarlayan din dışı cemaat,uyduruk tarikat ve nefsinin esiri olmuş guruplara uyarak doğruyu yanlışa devşirmez.Kişilerin kutsallaştırıldığı, onların görüş ve kitaplarını din diye pazarlayan süslü sözlerle insanları kandıranların peşine takılmaz.
Ne diyor Şair.
İster villada yaşa ister gecekonduda,
Herkes için son yataktır kabir.
Mezar taşları farklı farklı olsa da,
Toprak için zengin fakir hepsi bir.
Nusret ORHAN
Allah çok yücedir. Hamd da onadır.
DURMUŞ KARABAĞLI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.