Son Limanında Limon Satan Mecnun
hayrettin taylan
Sular sessizliğini alkışlıyor.Senden sürüklenen her kaya ben.Islanmış bir geçmiş.
Sen aşkın denizi,kıyındaki kayalara yazılan ayrılık sözlerimi okumak için her ayrılan
Sahiline geliyor.Ve ben limon satıyorum.Her eve lazım. Her evde mutlaka yüreği yanık birisi vardır.
-Bağırıyorum bugün var yarın yok.Yetişen alır diye. Jargonlarıma geliyor balıklar.
Yunus hariç. Yunus de atıldım yokluk denizinden.Bahtımın gemisi battı.
- Ecele giden ecirlerim yok. Ecinnilerim mahşerini oynuyorlar.
Bir filiz yeşerdi içimde.Uzaktan da olsa yüreğimin bütün yeşillerini uyandırdı.
Oysa kavlimiz var kabul edilmiş özlemlere.Sözlerinden önceydi gözlerinin söyledikleri. Olsun gözlerin öpsün algılarımı.Ben köpüklerinde kirli emellerimi temizlerim yine.
-Azıcık sahilinde uzanayım .Sakın zabıtayım deme.Bir güzelden zabıta olmaz zaten.
Bana yudum k’öpücük getir,anan baban hayrına.Biraz da hayır işle.Hep dünya, hep ayrılık,hep hüzünbaz sevişmeler.
Biraz dalga dalga bereket saçıver umutlarıma. Varlığın vazgeçilmez bir ada ve ben seni isteyen aşkın coğrafyası. Dünya gibi geoit değil seninle anladım.
-Aşk ayrılığa uyaklı bir şiir gibi her daim. Bu dünyanın kuralıysa,bu sevmeleri neden kurban ediyor bu temiz kalbe.
-Neden dize dize ölüyor sevdiğimizin dizinde. Nedenleri sulayan kim bulun getirin bana.
Günahı ahlara koştur, sonrası ya çok hoştur ya da boştur. Dinlen benlik ağacımın gölgesinde üst benimde sana asılı asmalar var.
-Ye beni tana tane.Sen zaten şarabın mahzeni.Sarhoş olmamak elden mi ki?
En iyisi sensizliği harmanlayayım. Hasatlarınla gelişin sardım bahtıma.
İki ucu ateş olan aşka tutunduk.El ele yanıyoruz. Gönül gönüle yangılarımız alkışlanıyor
-Su ver Leylam.
-Söz ver Aslım.
-Tadıver Şirinim.
-Sarmaşığı yakmamak için değildi sarılmalarımız. Her sarılış aslında dumanlı dağımızdaki her şeyi yakmaya hazır olmaktır.
*Oysa aşk daha filizdi. Oysa kökleri ruhumun hazlarında.Yarına , yarine dal olmaya ,çiçek olmaya,meyve kalmaya ve benle tatlanmaya özünden kadimdi.
-Yeşeriver Filiz bu uzak ,bu senli,hisli, özerk denklemin nadaslarında.
Kuruyan bir geçmişin üstüne ,üstüme dahası üstsüz hayallerime sar yapraklarını kadınlık gövdenle.
Sensizliği emanet ettiğim bir günler y’ellerini yollamış.Bir günden bin güne şifreli huzurlar asılı. Sen güzel günlerin uçurtmasını yapıver.
Yarın hava senli esiyor.Yarin uçar her şeyinle.
Sürgüne gönderilmiş aşk şehzadesiyim.İyi bilirim ayrılığı.Bana ayrılık türküsü okumadan güzelliklerin kavuştaklarında kavuşmalarımızı oku.
-Varsayımların ötüşmesinden bırak.Biraz kendinden özlemler pişir ucu bucağı belirsiz sıcak kıtanda.
-Saklı bir kentin Ortadoğusu gibi kanamasın yüreğin.Elbet bahtına taş atanlar var.
Huzurunu kemiren yaşamayı bilmeyen papağanlar,kurgusal çakallar var.
*Hayat bir filizdir,sevgiyle,güzelliklere,güzel paylaşımlarla ağaç olup ömre çiçek sonra meyve sonra sonsuzluk olur.
-Gölgende gölge oyunu oynamaya geldim. Hacivat ben ,Karagöz sen.
Gerisi hep oyundur,herkes kendi gizil oyunlarına ömür.