- 896 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İçin İçin İÇİMİZİ KEMİREN HATALARIMIZ
Kendi hata ve yanlışlarımızı kabul etmeden yaşadığımız hayatın bir gün bütün kapılarını kapayacağını tahmin edemeyiz. Hayatın aksilikleri ayağımıza takılmaya başlayınca, silkinmeye başlarız kendi içimizde. İçin için içimizi kemiren yanlışlarımızın bizlere yaptıkları karşısında söyleniriz durmaksızın.
Hata kılavuzdur yanlışların seferberliğine
Takıntıların tekme tokat hezeyanlarında,
Çılgınlıktır sessizlik tutarsız sözler girdabında
Kalıtsal doğruların eğrilen çizgilerinde… Doğruların eğriye yaklaşan yanlarında çıkar yol ara(mak)tan başka çareleri yoktur ikilemler karşısında ruhların. Ruh ve beden çıkmazlarında, karşılıklı kaoslarla gidip gelmelerin mide bulandırdığı bulanık anlarda, gidişleri yaşar ve ölüme yaklaşan hayatlarının cenaze törenini yapar mahlukatı ezeli. Yapacakların teminatını sözlerin yetersiz kaldığı zamanlara yaslar ve yaslanırlar yanlışlarına. Olmuşluğun verdiği olurlarla yaşamaya çalışırken, çabaladıklarının çabasız gayretlerini yine yeniden yanlışlarla süs(ler)ler. Hataların baş edilmezliğinde yapay süreçlerin akılsızlığında gönülsüzce yol alırlar.
Yürünen yollar kırılır bir gün
kalp döküntülerinin başladığı yerde
heyhatsız heyheyi gelmiş duygular çemberinde
samimiyetin dikişi söküldü yarıya kadar… Gölgesine denk gelen ayak izlerinin silinmeye yüz tutmuşluğunda yüz(süz)leşir yaşadıkları insanın. Beşerin hür bırakmaya çalıştığı amansız çığlıkları boğulur ses tel(ler)inde. Kesilir nefesi sevgi zindan(lar)ının sevgisizliğinde. Feryat- figan gazeller yazar ve yaşar geçmişin alnı secde de anları için. Bekleyişlerin sandıklara koyduğu ağıtların dudak arasına sıkışmışlığında sıkıntılara sığınan sığ düşüncelere dalar gidermiş rüzgarsızca bedenler. Tasviri olmayan ya da yapılamayan sancılı ve yontulduğu düşünülen yontulmamışlığında sarılır yatarmış gecenin kollarına. Teheccüde kalkarcasına dualanırmış göz bebeklerinin deli divaneliği. An ve ansızın ve anlıkların dönüşü olmayan zamanlarında bulanır da bunalırmış çöküntü hislerinde.
Renklerin yansımayı bilmeyen soluk ve zarafetsiz göründüğü his bunalımlarından, çağ betimlemeli çizgilerle çiz(er)miş rengarenk üzerini hayatının. İkiye ayırdığı bedeninden eksiklerini tamamlamak adına, kalbinin üşüdüğü meydanlara çadır kurar ve otururmuş yalnızlığıyla kaldığında. İzohipsler çizerek belirlemeye çalıştığı ruh coğrafyasını, görünmeyen taslaklar da ve gerilerde bırakırmış mekânı kalbinin sınır(lar)ında.
Düğümlenen Ab-ı Hayat rüzgârında sürüklendiği kuralsızlığını yanlış ve hatalı davranışlarının haritasında bulmaya çalışır benlik muhasebelerinin içinde kaybolurmuş insan fıtratı itibarıyla. Her bedene verilen karakter aynılığının farklı miktarları içinde benliğini bulmaya çalışırken, kendinden geçer ve geçtiği yerleri sel sebil edermiş eskiyen düşünce bahçelerinde.
Doğumla ölüm arasında geçen süreçlerin Bilal’i bir sesle aksi diyar edilmesiyle tekrarlanan, coşkun tarihin sayfalarında halk olurmuş. Kendi çapında çarpanların çarptığı çarpıklıkları yere çarparak başlarmış baş edilmeyenlerin başlangıcından sözler ettirmeye. Başlangıçların formüle edilmiş fonksiyonel işlevinde sonuca gitmek uğruna savaşırmış aklının umman-i ağırlığında. Kütlesel anatomisinden parçalar kopararak yükünü azaltmaya çalışır ve hatasızlığını azaltırmış çaresizce. Fiziğin yetersizliğinde yetinemedikleri karşısında kararsız kalır ve kalıntıları abideleştirilmiş hayatında.
SONUÇLARIN ASLETTİĞİ HAYATIMIZI SEBEPLERLE BİTİRMEDEN SEBEBİN GELDİĞİ NOKTADAN ÇIKARAK HATALARIMIZI VE YANLIŞLARIMIZI DÜZELTEBİLİRİZ. BOŞA ZAMANLARDAN KAÇMAK LAZIM…
YORUMLAR
faydalı bir yazıydı, benim çıktığım sonucu söyliyimmi, yanlışlar kapar, doğrular açar (Allaha inandım de ve dosdoğru ol) BÜTÜN GÜÇLÜKLERİN AÇILMASI TEMENNİSİYLE kalın sağlıcakla.
hansahatun
saaygılar