BİR GÖNÜL SAYFASI...
Bir gönül sayfası daha kapandı...
Kapanan bir sayfamıydı, bir daha açılamayacak yoksa sevgi, özlem, mutluluk, huzur, hayat, can olarak dile getirdiğimiz duyguların hayatımızdan yavaş yavaş çıkışımıydı bu kapanan sayfa...
Sonuç ne olursa olsun gönül sayfamızda kapansa bile kapanamayan özlemlerimizde, içimizin en kuytu köşesinde kimseyle paylaşmamak üzere tozlu bir rafta bekleyen, andıkça tozunu alıp okuduğumuz, kah duygulandığımız, kah gülerek andığımız, kah kızdığımız, kah sitem ettiğimiz keşkelerle dolu olan anılarımızı deniz kenarında sahile vuran dalgalarla, çoçukların denize attığı taştan çıkan seslerle anarız bazen...
Deniz de taş sektirmeye benzemez, hayatımızdaki sekmeler...
Atıla atıla atmayı öğrenir insan. Kırarak kırılarak sevmeyi ve sevmemeyi öğrenir . Zamanla severken hep öğrenir ve öğretir öğrenme ve öğretme arzusu hep içinde olarak...
Birleşmenin insan hayatında paylaşmanın ne kadar heycan verici bir tadı varsa ayrılmakta bir paylaşımdır insan hayatında...
O yüzden yaşamda herşeyi paylaştığımız insan birden yabancılaşmamalı hayatımızda. Hiç tanımıyormuş gibi davranmamalı yaşanan günleri unuturcasına... Unutturmamalı bize ayrılık o günleri, o sıcaklığı izin vermemeli insanoğlu buz parçalarıyla ayrılırken kalbinin sarılmasına... Ilık tutmalı kalbini ne çok sıcak, ne çok soğuk ...
Kapatmamalı kapılarını aralık bırakmalı hayat dediğin can’ a ... CAN sana ışığının tamamını göndermese bile kapı aralığından gelen süzmelerle ısıtmalı seni sıcaklığı YAKMADAN...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.