HOŞ GELDİN YENİ YIL
Yılın son zamanları geldi işte. Ben bu anlarda daha bir hüzünlü olurum. Belki ömrümden bir yıl daha gitti diye. Belki de bir yıl daha yaşlandım diye. Nasıl geçti koskoca bir yıl? Nasıl geçiyor yıllar? Bazen çok uzun, bazen de çok kısa.
Geriye dönüp baktığım zaman ya yaşadığım büyük mutsuzluklar ya da yaşadığım en keyifli zamanlar aklıma geliyor. Arada kalanlar ise unutulmaya mahkum gibi.
Ne çok şeyi öğretti bana geçen yıllar…
Birçok şeyi yanlış , eksik , hatalı yaparak en çetin kışları yaşarken bile bana baharların küsmediğini öğrendim. Bu nedenle de her üzüntünün arkasından sevincin geldiğini bilerek beklemenin, sabretmenin kıymetini öğrendim.
Gün geldi kendi kabuğuma çekildim. Çevremden uzaklaşarak kendime ayna tutmaya çalıştım. Bu serüveni yaşarken yalnız kaldım. Böylece yalnızlığın değerini ve çeşitlerini öğrendim.
Sevdiklerime sıkı sıkıya bağlı kalamadım çoğu zaman. Bağlı olmak, bağımlı olmaktan daha sağlıklı diye düşündüm. Çevremde sevilme ihtiyacıyla yanıp tutuşan gönüllere köprü olamadım. Sevilmenin değil belki ama sevebilmenin gücünü öğrendim.
Kendi hayatımı yaşadığımı zannedişlerim çok oldu. Çevremin bana sunduğu hayatı yaşamayı bırakarak kendim olabilme çabasına girdim. Güvenli limanlardan çıkmak, zincirlerime elveda demekle mümkün olabildi. Vazgeçebilmenin zor ama bir o kadar da şart olduğunu öğrendim.
Kendimi tamamıyla bir işe, bir olaya adayıp diğer rollerimi hiç aksatmadım. Ama öyle roller oynadım ki, asıl BENi arayıp bulmakta zorlandım. Bu nedenle , ne yaşarsam yaşayayım kendimden caymamam gerektiğini öğrendim.
Öyle bir sevda yaşadım ki, yorulduğum zamanlar kendimden yardım istedim. Kalbimde fırtınalar koparken , beklentileri bir kenara atıp, karşı tarafa huzur verebilmeyi öğrendim.
Gördüm ki konuşmayı beceremiyorum kendimi yazılarla ifade edebilmeyi öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Kelimeler hayatıma renk katıyor, değiştiriyor. Yazdıklarım bir nebze de olsa çizgimi gösteriyor.
En önemlisi de;
Ben geçen her yıla teşekkür etmeyi öğrendim.
Öğrenecek daha çok şeyim olduğunu hissettirdiği için, umutlarımı da yanıma katarak, var gücümle yeni yıla “ Hoş geldin, İyi ki geldin” diyebilmeyi öğrendim.
YORUMLAR
Nefis bir yazıydı.Yani...Ne demeli bilmem ki...Belli başlı yazarları okurum.Hani şu gazetelerde sohbet tarzında yazan tipler.(Haşmet Babaoğlu gibi mesela...)Özellikle şu kısımlar hoşuma gitti:
"Böylece yalnızlığın değerini ve çeşitlerini öğrendim."
"Sevilmenin değil belki ama sevebilmenin gücünü öğrendim."
"Kalbimde fırtınalar koparken , beklentileri bir kenara atıp, karşı tarafa huzur verebilmeyi öğrendim."
"Kelimeler hayatıma renk katıyor, değiştiriyor. Yazdıklarım bir nebze de olsa çizgimi gösteriyor."
Evet..Yazabilmek..Ama en önemlisi kendimizi kelimelerle çizebilmek...Teşekkürler "Solojin"...
Gördüm ki konuşmayı beceremiyorum kendimi yazılarla ifade edebilmeyi öğrendim...
Ne kadar güzel bir cümle,uzun süre bu cümlenin üzerinde takılı kaldım.Sanırım hepimizin içindeki yazma duygusu işte bu cümlenin içerisinde saklı...
Yeni yıl zamanı gelince benim aklıma hep bir önceki yıla girdiğimiz zaman gelir...Girmeden önceki 2 hafta,girdikten sonraki 2 hafta...Arası muamma...İşte bu aradaki zamanın nasıl geçtiğini bir türlü kavrayamıyorum...
Ellerinize sağlık,çok güzel bir yazı...