- 810 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Bittiğim an -13-14-15- :)
ANILARIM 13
Ah şu bekarlık. İnsanın başına ne gelirse ya meraktan, ya bekarlıktan gelir. Bu seferki meraktan. Bir gün arkadaşlarımdan bir tanesi gelirken yanında bir İncil getirmiş. Ne o dedim misyoner mi oldun. Hayır ama merak ettim bu misyonerleri dedi. Bak dedim, bunlar şöyle insanları kandırmaya çalışıyor, aldım incili elime, kaldırdım. Ve nasıl kandırmaya çalıştıklarını sahneleyerek konuşmaya başladım;
-bakın bu elimdeki hak dindir. İsaya inmiş asıl kitaptır. (bu bazda konuşmaya devam ederken karşımdaki herkes put kesilmiş bir vaziyette idi. Bende, vay be ne anlatıyorum insanlar nasıl pür dikkat izliyor derken …) bi an arkamdan telsiz sesi geldi, İncil elimde arkamı döndüm.
Sivil polisler sigara yakmış beni dinliyor. Gerisini bilirsiniz;
Al bunu al al al al :)
ANILARIM 14
Bir gün yine bir radyo yayınındayım, yaklaşık bir buçuk saat geçmiş. Canlı yayınlar ve mesajlar alıyorum, ama o kadar katılan insan var bir tane erkek yok. Full bayan. Bi an sinir oldum duruma, erkek dinleyicilerimden de katılım olsun tarzında anons geçtim. 3 dakka 5 dakka 10 dakka, katılım yok! Var ama hep bayan. En sonunda anonsa girdim, arkadaşlar beni anlayın 10 dakkadır istiyorum hiç yok bayan arkadaşlar dursun ben erkek arıyorum dedim. Sen dinleme dinleme, tam o anonsta radyoyu aç. Kim olacak patronum :) haberim yok dinlediğinden tabi, canlı yayın geldi erkek dediler. Oh dedim bi tane çıktı. Kariyerimi yakan o konuşma;
-meraba
-meraba Ahmet
-bu ses tanıdık geliyor gerçekten
-(güler)evet ben …. (şimdi patronum olduğunu anladım)
-a meraba efendim bir bayın katılımı yinede çok güzel
-ya doğru ama senin sevgilin ne oldu Ahmet
-sevgili?
-ya şeyi diyorum hüseyini, hani radyoya getirip bizimle tanıştırmıştın ya (bknz. Bittiğim an 3-4-5)
- ….. (ses yok)
Diğer günün sabahı başka bir ülkeye mülteci olarak gitmeye karar verdim.
ANILARIM 15
Bir ara profesyonel radyoya başlamadan önce kendi işimi açmak istedim. Bu hikaye, neden bu mesleği seçtin? Sorusunun cevabı niteliğindedir. O zamanlar maddi durumum iş yeri açacak kadar yoktu. Ama bir şirket açmaya karar verdim. Sonunda profesyonel radyoculuğa geri döndüm. Olan olayları okuyunca bazen diyorum ki, Allah istemedi sanırım. Çünkü her şey tesadüften öte gibi. Ya sizce? :)
Bir şirket açıp web üzerinden televizyon açmak istedim.
1- Şirketi açmak için bana para desteği yapacak arkadaşım, parayı vereceği gün trafik kazasında öldü
2- Ortağımla birlikte Evden toparladığımız parayla şirketi kurdum. Muhasebe iş işten geçtiği anda bir o kadar daha para istedi.
Borç para toplayıp ödedim.
3- Gerekli internet bağlantısını alt kattan yarısını ödemek koşuluyla alıp yayını bastık. iki gün sonra
adam bir gecede toplanıp gitti. Yayın kapandı. Tüm eski faturalarını benim üstüme yıktı. Faturaları
borç bularak ödedim.
4- Yine borç para bulup televizyonu yayına sokabilmek için host aldım. 4 gün sonra host aldığım iş yeri
iflas etti. Televizyon yine kapandı. Verdiğim parada gitti.
5- Tekrar annemin bileziklerini bozdurarak işi bilen profesyonel bir arkadaşıma çalışmasını teklif ettim. Kabul etti.
evleneceği için maaşını peşin almak istedi. Bir buçuk milyar Peşin ödedim. Üstüne Eşinin yüzüğünü veresiye ile alıp hediye ettim.
İkinci günü ortadan kayboldu. Bir buçuk milyar ve yüzük toz oldu.
Bitmedi..
4 gün sonra babası beni arayarak borç para istedi.
6- Tekrar borç bularak hostu ve internet bağlantısını alıp Fransa host lokasyonu ile yayına başladım. 48 saat sonra
Fransa, kendi vatandaşı olmayanların sunucularını iptal edecek yasa çıkardı, sunucular kapandı, hostlarla ödediğim para gitti.
7- Ablam bankadan kredi çekti ve o parayla ilk host aldığım ortaklardan birisinin üzerinden tekrar hostu aldım. Televizyonu
yayına verdim. Gece 03’e kadar sitenin başında bekledim. Herşey yolundaydı. Mutlu bir şekilde uyudum. Sabah babam beni uyandırdı.
"-oğlum kalk sizin siteyi hacklemişler!" Sanırım intihar etmek için yeterli veriye sahiptim o an.
8- Siteyi eski haline çevirip güvenlik açıklarını kapattım. Tv yi tekrar yayına verdim. Bu sefer çok kararlıydım. Bu sefer olacaktı.
Hemen atılım yapıp valiyi arayarak televizyondan çekim için gelmek istediğimi söyledim. 15 dakika sonrasına randevu verdi. İlk yaptığım
çekimdi bu. Çekim bittikten sonra montajlamak için bilgisayara atıp açtığımda birşey farkettim.
Çekim sırasında mikrofonu kapalı unutmuşuz.
9- Hemen sonraki gün 23 Nisandı. Bu çuvallamayı telafi edecek bir fırsattı. Çekimi yaptık. Bilgisayara atamadık ama.
Çünkü, Görüntüleri kayıt eden hafıza kartı bozulmuştu. (Tabi para yokluğundan en ucuzunu alabilmiştim)
10- Sonra bir arkadaşım yanıma gelerek evin elektrik faturasını kredi kartıyla ödemesi gerektiğini ve kartının olmadığını, bana parayı elden verip benim
kartım üstünden ödeyip ödeyemeyeceğini sordu. Tabiki dedim verdim. Ay sonunda bir milyarlık fatura geldi. Çocuk hala kayıp.
11- Tekrar binbir zorlukla kredi kartını ödeyip, televizyonu yayına soktum. 6 saat sonra tv hostunun kirası için ödenmesi gereken ücretin
gecikmesi sebebiyle firma site yayınını durdurdu. Her şey gitti.
12- Sırada ne var diye düşünürken. İki gün sonra, ortağım lenf kanseri çıktı.
12- Tekrar ayağa kalkacak durumda değildim. Bir büyük rakı alıp içtim. Çıkış yolu bulamayınca İntihar etmeye karar verdim.
Bir kutu fare zehiri içip ölecektim. Ama buda olmadı. Çünkü fare zehrini almak için eczaneye giderken, fare zehiri alacak paramın olmadığını farkettim.
O an ne hissettiğimi tahmin dahi edemezdiniz sanırım.
13- Bir sonraki gün başka bir bankadan kredi kartı geldi. biraz ayağa kaldırır diye umut ettim. Tam para çekmeye giderken yolda bir kadın yolumu kesti.
Evinin faturalarını ödeyemediğini çocuklarının okuduğunu söyledi. Dayanamadım. kadına benimle gelmesini söyleyerek bankamatiğe gittik. limit olan 400 tl yi çektim.
Ben bu parayla nasıl olsa kurtulamam ben yandım bu kadın kurtulsun diye paranın 395 tl sini kadına uzattım. Aldı. Geriye kalan 5 tl ile sigara alacaktım.
Kadın arkama doğru dikkatle baktı bi an. Başımı arkaya çevirdim kimse yoktu. Önüme döndüğümde kadın koşuyordu. Elimdeki 5 tl de uçmuştu.
Korna çalan arabalar olmasa, sanırım uzun bi süre öylece elim havada sabit bir şekilde kalacaktım.
14- Tekrar ayağa kalkmak için tam hamle yapacakken biriken elektrik su aidat maaşlar önüme geldi. İcra takipleri başlamıştı.
Kurtulmak için nakit avans çekerek ödedim. Nakit avansı da ödeyemeyince yine icralık oldum. bu sefer bankadan 6 milyar kredi çektim.
Parayı elime aldığımda içimden ilk geçen şey, "demekki bu bankalar kredi verdiği kişileri araştırmıyor" olmuştu. Neyseki tüm borçlarımı
kapatmıştım. En azından tek bi yere borcum vardı. Ve küçük taksitlerle ödeyebilirdim kolaylıkla. Ama bir arkadaşımın bi darbe daha vuracağını
o an bilmiyordum. İş yerime gelerek halime acıdığını ve bana karşılıksız yardım etmek istediğini söyledi. Vay be dedim, insanlık ölmemiş.
bir hafta sonra iş yaptığım bir adamı 1 milyar dolandırdı. Adam haklı olarak beni muhatap aldı. Çocuk ortadan kayboldu. Ha bide, Bi sonraki ay 340 milyon
telefon faturası geldi. Tabi ödemek zorunda kaldım.
15- İş başvurusuna bir bayan gelerek maaş almadan çalışmak istediğini ve getirdiği reklam üzerinden para alacağını söyledi. Tekrar ayağa kalkabilmek için
süper bir fırsattı. Ama o bayanın bir belalısı olduğunu nerden bilebilirdimki.
Bayan para getirmeye başlamıştı. Tekrar ayağa kalkmaya başladım. Bu seferde kızın belalısı şirketime gelmeye mafya grupları göndermeye, ve şirketimde
kadın satıldığını idda ederek beni kızı işten çıkarmam için tehtit etmeye başlamıştı. Tek para girişi o elemandan geliyordu. Kızı işten çıkarmadım.
Bu seferde silahlı adamlar yollamaya başladı. Tam o sırada yine bu tarz bir kişiyle tanıştım. Konudan haberi olunca, sen merak etme ben hallederim dedi.
Bu sefer koruma amaçlı onlar gelmeye başladı. Çayları sigaraları yemekleri derken tekrar borca battım. Sonunda ne mi oldu?
Kız işten ayrıldı, beni koruyanlar gitti. kızın belalısı olan Adam hala peşimdeydi..
:) bir daha şirket açmak mı, eskidendi o
sanırım bu mesleğim daha verimli :)