KADIN VE ERKEKMİ? TERCİHİN HANGİSİ? TERCİHİN İNSAN OLABİLİRMİ? HANGİ DURUMDA SEN KARLISIN?

• 23 Temmuz 2011 Cumartesi 19:27:01

KADIN VE ERKEKMİ? TERCİHİN HANGİSİ?
TERCİHİN İNSAN OLABİLİRMİ?
HANGİ DURUMDA SEN KARLISIN?

Dostlar,
Merhaba,
Bu yorum benim şahsi görüşümdür. Ve bu görüşü savunmaya beni hem aldığım terbiye, hem de yapmış olduğum çalışmalar getirmiştir. Görüşlerim ile hiçbir insanı hedef almıyorum. İnancım ve terbiyem insana hizmet üzere beni yetiştirmiştir.
Bazı özel konum ve korumaların belli bir cinse verilmesindeki işaretler ve liyakatlar, asla diğer cinse zulüm yollarını açmaz.
Asl olan, insandır.
İnsanı değerlendirirken, cinsiyetinin tek özelliği, ya korunacaktır, yâda hizmete tabi veya hizmet alıcısı noktasındadır.
İnsan her iki cins ile birlikte insandır. Biri diğerini yok ederek insan olma vasfını asla elde edemez.
Yaratılışta iki cins insan vardır.
Biri erkeği temsilen âdemdir. Biri Kadını Temsilen Havva’dır. İkisi de insandır.
Nizam ve intizam bakımından, güç ve kudret sahibi olan ise sadece yaratıcıdır. Ve yaratıcı bunu gönderdiği (Peygamber) öğretmenler ile, ve kitaplar ile sınırlarını tayin etmiştir.

Ve her şey insan içindir.

Bunu kavrayabilmek için, Elmalı Muhammed Hamdi Yazır’ın Tefsirine müracaat edip, insanı önce tanımak gerekecektir.
Toplumda Kadın cinsine karşı vahşetin artmasının sebebi, Toplumda insan denen Varlık Sırrının yok olmasıdır.
Ve bu toplumda, Çocuklarda cinsiyet ayırımına tabi tutulmadan vahşete uğramaktadırlar. Çünkü insan nesli azalıyor. Kadınlar ve erkekler sürü halinde çoğalıyor. Ve cinsiyet savaşı veriyorlar.
Toplum içinde insan barındırmadıkça, makam, mevki, tahsil ve titr sahibi ne kadar çok kadın ve erkek olursa olsun, medeniyete değil vahşete doğru sürüklenecektir.
Türkiye’de 115 bin insan cezaevlerinde, kadın ve erkek ayırımı yapılmaksızın vahşete maruzdur. Suçlular cezalarını çekmesin demiyoruz. Amma idare edenler her iki cinsten olmasına rağmen, her iki cinste hemcinslerine zulm ediyorlar.
Ve en az 300 bin dosyada bir adet mahkûm olabilecek insan Yargıtay’dan dönecek kararları bekliyor. Bunlar ıslah mı ediliyor, yoksa suç makinası olabilme eğitimi mi alıyorlar. Ve bunlara zulmedenlerin cinsiyeti her ikisidir.
Yukarısı yayınlandı.

O zaman şöyle bir feryat yükselecek göklere,
" TBMM DE KADINLAR HÂKİMİYETİ VAR. ERKEKLER ADAM SAYILMIYOR."VE " ERKEKLERİN HAKLARINI KORUYACAK BİR MECLİS İSTERİZ"
vb. serzenişler ve toplumun diğer kesiminin ötekileşmesi, ve diğerlerinin ötelendiği tezi yüksek savunmaya çıkacak. Yaratılışın esprisini kavrayamayan varlıklar, KADIN VE ERKEK AYIRIMI YAPARLAR.
—Neden meclisin tamamı kadın olursa dehşet olacaktır?
Sorusuna gelince, hemen belirteyim ki;
1.TÖRE CİNAYETLERİ AİLE MECLİSİ DENEN KATLİAM OTURUMLARINDA ALINAN KARARLAR İLE ALINIYOR. VE BU TOPLANTILARIN KAHIR EKSERİYETİNDE ANNE OLAN KADINLAR ÇOK ETKİLİDİRLER.. ÇOK KESKİN VE DÖNÜLMEZ KARARLAR ALANLAR KADINLAR. BU KONUDA GEREK ADLİ ARŞİVLER, GEREK POLİS KAYITLARI VE GEREKSE TARAF AVUKATLARININ ELİNDE DEHŞET BİLGİLER MEVCUT. BU CİNAYETLERİN VAZGEÇİLMEZLİK İLKESİDİR.
2.MECLİS TUTANAKLARINI UZUN YILLARDIR TAKİP EDİYORUM, ESKİ BAŞBAKANLARDAN SAYIN TANSU ÇİLLER DÂHİL OLMAK ÜZERE, HEMEN HEMEN TÜM KADIN MİLLETVEKİLLERİ ÇIKACAK YASALAR KONUSUNDA İLK AYKIRI ŞERHLERİ KOYANLAR OLARAK BELGELER İLE GÖZ ÖNÜNDEDİR.
3.NAMUS MEFHUMUNUN VE KİRLENME MEFHUMUNUN VE AİLE HAYSİYET VE ŞEREF MEFHUMUNUN YENİDEN TARİF EDİLMESİ GEREKECEKTİR.
EDİLMEDİĞİ NOKTALARDA, KIRSALDA DİPLOMASIZ KADIN İLE ŞEHİRDE HATTA KARİYER SAHİBİ KADIN ARASINDA HİÇ FARK YOK. HATTA KARİYER SAHİBİ KADIN KENDİSİNİ DAHA GÜÇLÜ HİSSEDİP, TOKADI EMNİYET MÜDÜRÜNE DAHA RAHAT ATMAKTADIR.
BU KONU GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ VE CİDDİ PLATFORMLARDA RESMİ VERİLERDE ELE ALINARAK DEĞERLENDİRMELİDİR.
Yakın zamana kadar KADER MAHKÛMLARI Genel Başkan yardımcısı idim. Halende “ KADER MAHKÛMLARI PLATFORMU “başkanıyım. Ayrıca “Uluslararası AF Örgütü “ Türkiye şubesi İstanbul üyesiyim. Aktivistim.
Türkiye deki 115 bin mahkûm içinde yüzde onu bile bulmayan kadın mahkumlar ile birebir yaptığım tüm istatiksel çalışmalarda ve görüşmelerde, ALLAH ŞAHİT DİR KANIM DONMUŞTUR. Örnekler vermekten ben hicap duyarım.
Kısaca anlatmak istediğim bazı ilmi ve resmi verilerde kullanılmak üzere kadın ve erkek ayırımı yapılması doğaldır. Uygundur. Ancak kamuya açık tüm medya organlarında veya söylemlerde, ERKEKLER VE KADINLAR üzerinde yapılan tüm çağrıştırmalar, ötekileştirme hareketidir.

Ve asla bu tavır ve söylemler bizi sorunun çözümüne de götürmeyecektir. “Kötü emsal teşkil etmez.“ Her insanın, annesi ve babası, abisi ve ablası, Kadını ve kocası var.
Hem Allah’ın dininde, Hem beşerin uyguladığı Anayasa ve yasalarda, cinsiyet ayırımına yönelik, direkt tepeden ERKEKLER VEYA KADINLAR ŞEKLİNDE bir suçlama asla yoktur. Ve yapılamaz da.
Bir bankayı kulelerden yöneten üst düzey bayan müdür sabahlara kadar çalışıp, bankayı soydu ve kayboldu. Geçenlerde de (MEDYADA ÇIKTI BİR AY OLMADI) bir şube müdür bayan müşterilerin hesaplarını hortumladı ve kanatlandı uçtu. Bu bir erkekte olabilir ve yüzlercesi her iki cins için mevcut.
Bu şu demek değildir, bundan sonra kadınlara asla koltuk teslim edilemez veya para konusunda güvenilemez anlamı çıkmaz.
Ve şunu üstüne basa basa söylüyorum,
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN TAMAMI HANGİ SİYASİ PARTİNİN OLURSA OLSUN TAMAMI KADIN MİLLETVEKİLLERİNDEN OLUŞAN VE OLUŞACAK MECLİSTE ERKEKLERE YAPILACAK ZULÜM KIYAS KABUL EDİLEMEYECEK KADAR AĞIR OLUR.
Ve bu durum bir asimilasyon vahşetine bile dönüşür.
1. Bir rivayet bu durumda erkek nesli sadece belli durumlar için mecburen saklanır. GERİSİ KIYIMA UĞRAR.
2. Diğer bir rivayet ise, hemcinslerini erkelerden daha fazla ezerler ve vahşeti durdurmak için yine erkelerden bir kuvvet isterler. Sonrada erkekler böyle ederler derler.
Burada özellikle tekrar belirtiyorum, zulme uğrayan ve zulmü yapanın cinsiyeti asla sorulmaz.
İdareye veya sorumluluğa sahip olmak için kimsenin kadın cinsiyetine girmesine de gerek yoktur, ve bu yükümlülükler kadına verisin demek yersi bir demagojidir. Veya erkeğe verilsin demenin de bir değeri yoktur.
Değer emanetin, yani idarenin ve sorumlulukların mutlaka ehline tevdisidir. Toplumda huzur isteyen varsa, emaneti ehline verecektir. Kadına veya erkeğe vermeyecek. Liyakat kimde ise, İnsan hangisinde ise.
BİZİ TEMSİL EDENLER İSTER ERKEK İSTER KADIN OLSUN. ÖNCE İNSAN OLMADIKTAN SONRA, CİNSİYETLERİNİN HİÇ BİRİNİN BİR KERAMETİ ASLA OLMAYACAKTIR. ÖNCE İNSAN MEFHUMU ÜZERİNDE ISRARCIYIM, KADINLAR VEYA ERKEKLER ÜZERİNDEN YAPILAN HİÇ BİR ÇALIŞMAYIDA TASVİP ETMİYORUM.
1. "İYİ İNSAN OLMAYAN HİÇ BİR DEĞER VE VARLIK İFADE ETMEZ."
2. ”İYİ İNSAN DEĞİLSEN BABA OLAMAZSIN"
3."İYİ İNSAN DEĞİLSEN ANNE DE OLAMAZSIN."
4."İNSAN OLMAYAN KENDİNE CİNSİYET ARAMASIN."
5. "İYİ İNSAN OLAMAYAN HİÇ BİR DİNİN MENSUBUDA OLAMAZ.”
6. ”İYİ İNSAN OLMAYAN HER CİNS CANAVARDIR. FIRSATINI BULDUĞU AN PENÇESİNİ GEÇİRECEKTİR.”
7. “İYİ İNSAN OLMADIKÇA AİLELERDE, TOPLUMLARDA, DEVLETLERDE DİRLİK VE DÜZEN OLMAYACAKTIR.
8. “ İDAREYİ VE İRADEYİ HANGİ CİNSE VERİRSENİZ VERİN, İNSAN OLMADIKÇA VAHŞETİ ÜRPEREREK SEYREDECEKSİNİZ.”
Kadın diye ayırım yaparken, İnsan olan kadından bahsedersek,
a. Kadın Annemdir. Kâinatın en büyük annesi, Hazreti Hatice Kübra’dır. Fatıma Zehra’dır. Hazreti Havva’dır. Hazreti Meryem’dir. Hazreti Asiye’dir. Hz. Sümeyye’dir. Ve cümlemizin neseben annelerde dünya gözlerimizle anne olarak çok değerlidir.
b. Kız kardeşimdir.
c. Kızımdır.
d. Çocuklarımın Annesidir. Kadınımdır.
e. Teyzemdir.
f. Halamdır
g. Anneannemdir.
h. Babaannemdir.
i. Kız Yeğenlerim ve Kız kuzenlerimdir.
Şöyle diyebiliriz;
Allah’ın kâmil insan olarak yarattığı Kadın, başımızın tacıdır. Ona asla toz konduramayız. Bizi evimizde ve gündelik hayatımızda idare ettiği gibi, gerekli donanıma sahip olan tüm kadınlar, gerek devlet işlerinde, gereksede ticari hayatta yönetici olmaları kadar doğal bir hadise olamaz.
Ancak, değişik hareketler sergileyerek, Erkekleri tamamen silip süpüren ve güya kadına değer veren aslında kadını baştan aşağı sömüren;
“BEŞERİYETE İBADET DİNLERİNİN VE MEZHEPLERİNİN VE SİYASİ KİMLİKLERİNİN MENSUPLARI KADINI İLİĞİNE KADAR SÖMÜRÜP, PARAYA TAHVİL ETMEKTE TÜM DÜNYADA ÇOK MAHİRDİRLER. BU TİPLERİN DİN MEZHEP VE SİYASİ GÖRÜŞLERİNE KİMSE ALDANMASIN. ASL OLAN REKLAM VE META OLARAK KADINA BAKIŞ ACISIDIR. MAALESEF DEVLET SEKTÖRÜNÜN BAZI KISIMLARINDA VE ÖZEL ŞİRKETLERDE, KADININ BİLGİ VE BECERİ DONANIMINDAN DEĞİL, GÜZELLİK VE FİZİKİ YAPISINDAN İSTİFADE ETME GAYRETLERİ, TOPLUMUMUZDA FARKLI BİR ANARŞİNİN VESİLESİDİR.”
Bu cümleden hareketle, hiç kimse, bu meseleye insan boyutunun dışında, sadece kadın kimliği ile bakmasın. Çünkü simsarların istediği zaten budur.
Bununla beraber, Toplumdaki kadın cinayetleri, töre kurbanları, cinsel oje kurbanlarının haklarını sadece aramakla kalmamalı, devleti ve siyasi iktidarı en sert uygulamaları yürürlüğe koyup, toplumun medenileşmesine, sulhu selametine, kanun ve nizam hâkimiyetine meydan vermelidirler.
Çünkü ölenler ve zulme ve işkenceye uğrayanlar bu toplumun yani bizlerin anneleridir. Eşleridirler. Kızlarıdırlar. Kız kardeşleridirler.

İnsan ekseninde, her toplumda, her ortamda, her platformda KADIN problemleri ve Çözüm yolları tartışılmalıdır. Katkı sunabileceğim sosyal aktivite dokümanlarım ve şahsi gayretlerim ile katkı sağlayabilirim.

Saygılarımla,

MUSTAFA MESUT DURMUŞ
KIZILBABA


NOT: HATALI OLDUĞUM HER NOKTADA HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYİ KABUL EDER, (YAZDIKLARIMIN ARKASINDA OLMAKLA BİRLİKTE- GEREKLİ AÇIKLAMAYI YAPTIKDAN SONRA) VE GEREKLİ DÜZELTMEYE GİDERİM.