- 1330 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
"…Ve Kur’an’ı Okumakla Emrolundum”
Tüm insanlığa “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır” (Bakara Suresi, 2) ayetiyle bildirilir; Kur’an kendisinde asla kuşkuya yer olmayan kitaptır. O, Peygamber gönderen, uyandıran, dirilten, Bais olan Yüce Allah’ın benzersiz kelamıdır.
İnsanların okumaları, içindeki hikmetleri ve yaşamın asıl amacını öğrenmeleri için indirilen Kur’an’da Peygamberimiz’e, "Ve Kuran’ı okumakla da (emrolundum)..." (Neml Suresi, 92) demesi buyrulur.
Kendisinde, inananlar için güzel örnekler olan Peygamberimiz(sav), “Oku!” buyruğuna uydu, okudu, anladı, düşündü. O’nun izinde, ilk önce bu buyruğa uymalı; Kur’an’ı okuyup, anlayıp, Hz. Peygamber’in (sav) iman ettiği Kur’an’a tabi olunmalıdır.
Kur’an, her yaştan ve her kültürden insanın anlayabileceği, apaçık öğüttür. “Karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren” Allah, katından sunduğu bir nur olan kitabında, insanlara birçok ayette “Ey insanlar!” şeklinde hitap eder. Bu hitaba muhatap olduğunu düşünen insan okuyan, anlayan, düşünen insandır.
Şiddetli ışık gözleri kör ederken, Kur’an’ın kıyaslanamayacak güçteki ilahi ışığı göremeyen gözleri açar. İnsanların kalpleri imanla, ruhları da Kur’an ahlakıyla nurlanır…
Kur’an saygıyla içi titreyerek Rabb’inden korkan, sakınan takva sahiplerinin yol göstericisidir. Aydınlığı, estetiği ve güzelliği anlatan kitaptır. O, Allah ile derin bağlantıyı, en zor anda aşkı ve muhabbeti diri tutar.
Elimize her alıp okuduğumuzda, insana ve evrene dair bir önceki okumamızdan farklı sırların önümüzde açıldığını hissettiğimiz tek kitaptır Kur’an… Samimi insana, bulunduğu boyuta göre en derin sırlarını açar. Şöyle söyler İbn-i Arabi:
“Basireti açılmış olan, yani “Rabbinden bir nur üzerinde” (Zümer Suresi, 22) hidayet olunan kul ise bir ayeti okuduğu her defasında, önceki okumalarda kendisine bahşedilmiş ve sonrakilerde bahşedilecek olanlardan ayrı, yeni bir manaya iletilmektedir.
Allah O’na “Rabbim ilmimi artır” (Taha Suresi, 114) diye niyaz edenin duasına icabet etmiştir.
Anlayışı iki okumada kalan kişi ziyandadır.
Anlayışı her okumada yenilenen kişiyse kazançtadır.
Okuyup da hiçbir şey anlamayana gelince, Allah ona rahmet etsin.”
Kur’an, insanı ve evreni anlamayı kolaylaştırır; O’nu okuyan insan Allah’ın hikmetle yarattığı sayısız güzelliği, sarıp kuşattığı harikaları fark eder ve şuur kapısından içeri girer.
Şuurlu müminin iman kalbine yerleşir; işitir ve itaat eder. İnsanlara iyiliği emreder ve kötülükten sakındırır. Kibirden ve gösterişten uzaktır. Samimi, sadık ve güvenilirdir. Namazı dosdoğru kılar, yardımı yalnızca Rabb’inden diler. İhtiyacından arta kalanı infak eder. Yaşadığı olaylar karşısında sabreder, tevekkül gösterir. Yaptıklarının karşılığını verecek olanın Allah olduğunu bilir.
İnsanların Kur’an ayetlerini anlayamayacakları iddiasında olanlar yanılgıdadırlar. Yüce Allah ayetlerinin son derece açık ve anlaşılır olduğunu Kur’an’da haber verir.
Andolsun Biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan başkası inkar etmez. (Bakara Suresi, 99)
Ey insanlar Rabbinizden size ’kesin bir kanıt (burhan)’ geldi ve size apaçık bir nur (Kuran) indirdik. (Nisa Suresi, 174)
Kur’an’ı anlayabilmek için üstün bir zeka değil, düzgün bir niyet ve önyargıdan arınmışlık gerekir. Kur’an’ı kavratmak Allah’ın elindedir ve O, ancak gönülden Kendisine yönelip dönen, samimi kullarına Kur’an’la doğru yollarını gösterir, kurtuluşa ulaştırır. Kur’an tüm insanlığa gönderilmiştir, ancak yalnızca Allah’tan içi titreyerek korkan, kesin bilgiyle ahirete iman edenler için bir hidayet sebebidir.
Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitabı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)
De ki: "İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kuran’ı) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs indirmiştir." (Nahl Suresi, 102)
Bunlar hikmetli Kitabın ayetleridir; muhsin olanlara bir hidayet ve bir rahmettir. (Lokman Suresi, 2-3)
Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (Yunus Suresi, 57)
Kuran’ın indirildiği dönemde bilinmeyen birçok şey açıklanmıştır, ancak sadece düşünebilen insanlar bunların farkına varabilir. Kuran düşünen insanlar içindir; kişi okur, düşünür ve iman eder.
“…Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz; (Bakara Suresi, 219)
Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık. (En’am Suresi, 126)
(Bu Kur’an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir Kitap’tır. (Sad Suresi, 29)
Allah’ın kitabını anlamadan okumak bir yana, anlayarak okumak da yeterli değil. Kitabı bildiği halde ona uygun yaşamayanların durumunu Rabb’imiz, “Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu (içindeki derin anlamları, hikmet ve hükümleriyle gereği gibi) yüklenmemiş olanların durumu, koskoca kitap yükü taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez.” (Cuma Suresi, 5) ayetiyle bildirir. İşte bu durumda olmak, sorumluluğu daha da artan kişiyi, Kur’an’ın ifadesiyle zalim konumuna sokar. İman ehli olabilmek için ayetleri bilmek ve yaşamak gereklidir.
Kur’an ‘sinelerde olana şifa’dır. Allah her zehire şifa olacak panzehiri yaratmıştır. Vakit gelir açar panzehiri içeriz, sabrederiz; açar panzehiri içer, tevekkül ederiz. Şeytanın her zehrinin panzehiri mevcuttur; o ecza dolabında hiç eksik yoktur...
Moral Haber