- 478 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİREYSELLİĞİN OLUMSUZLUKLARI
Kitlesel başarıyı yakalamak isteyen toplumlar birlik ve beraberliğin önemini kavrayamadıktan sonra arzuları, istekleri, planları hayalden öteye geçemeyeceği gibi günün birinde yok olmaya yüz tutacak; öyle bir zaman gelecek ki tarihin karalık sayfalarında kaybolup gideceklerdir. Gerek günümüzü gerekse tarihi gözümüzde canlandırdığımızda diğer devletler karşısında güçlü, iradeli dimdik duran toplumlardaki bireyler kendilerini içinde yaşadıkları toplumdan soyutlamadan, kendi köşesine çekilmeden toplumla var olduklarını kabul etmişlerdir.Bunu devletler bazında da düşündüğümüzde bir devlet diğer devletleri yok sayarak hareket etmeye çalıştığında yalnız kalır.Günün şarlarına göre diğer ülkelere hükmeden bir devlet olabilir; fakat güçsüz kaldığı anda diğer devletlerin saldırısına maruz kalacağını bilmelidir.Bunu göz ardı eden nice büyük devletler önce saman alevinin parladığı gibi belli bir süre parlayıp ondan sonra hafifçe esen bir rüzgarın etkisiyle, geride kültür mirasının bir kırıntısını bırakmadan silinip gitmişlerdir.Bunun farkına varan devletlerde nice nesillere güllük gülistanlık bir hayat yaşattıkları gibi refah içerisinde mutlu, uzun bir zaman dilimini kapsayacak şekilde tarih sahnesinde yerlerini almışlardır.Şunu da göz ardı etmemek gerekir yalnız kalmamak endişesiyle de ekonomik olarak başka devletlerin boyunduruğu altına girmemek gerekir.Bu ince çizgi ayarlanamazsa kargaların leşin üzerine çöreklendiği gibi çıkarı olan devletler o devletin üzerine çöreklenerek yok etmek için bütün imkanları kullanacaklardır.
Güzel ve ibretli şeylerin tekrarlanması güzeldir. Düsturuyla çoğumuzun dinlerken kulağının pasının silindiği birlik ve beraberliğin vazgeçilmez olduğunu anlatan hikayeye bakalım: Isız ,Sakin bir köyde dört erkek iki kız çocuğuyla hayatlarını devam ettiren bir çiftçi, hayatın getirmiş olduğu yorgunlukla birlikte çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalanır.Hasta yatağında ben öldükten sonra çocuklarım dağılır, birlik beraberlikleri bozulabilir. Bunu önlemek için ne yapabilirim diye düşünürken çocuklarını yatağının başucuna çağırır ve onlara dışardan 20 taneye yakın ağaç dalı getirmelerini ister.Getirilen ağaç dallarından birkaç tanesini kırmalarını ister en büyük oğlu birkaç dalı hemen kırıverir.Tecrübeli çiftçi büyük oğlundan getirilen ağaç dallarından hepsinin bir araya getirildikten sonra kırmasını ister. Büyük oğlu kendisine söylenenleri yapar fakat var gücüyle kırmaya çalıştığı ağaç dallarını bir türlü kıramaz. Babası bırak oğlum der ne yapsan da kıramazsın. Sizlerde birlik beraberlik içerisinde hareket ederseniz hiç kimse size karşı rakip olarak çıkmaya cesaret edemez; fakat bireysel hareketleriz sizin yalnız kalmanıza sebebiyet vereceğinden herhangi bir olumsuzlukta yenilmeye, yok olmaya mahkum olursunuz. Devletlerde bireyler gibi yalnız kaldıklarında bütün saldırılara açık hale gelirler.Bu gün olduğu gibi tarih sayfalarını karıştırdığımız da devletler başka devletlerle çeşitli ittifaklar yapmışlardır. Globalleşmenin vazgeçilmez olduğu bir dünya sistemi içerisinde gelişen ve değişen koşullar içerisinde ne bireyler diğer bireyleri nede devletler diğer devletleri yok sayamazlar. Bazen şu konuşmalara şahit oluruz. Bizim devletimiz kendini diğer devletlerden soyutlayarak her konuda tek başına hareket etmelidir. Tüketeceği ürünlerin hepsini kendisi üretmelidir. Dışardan herhangi bir ürün almayıp kapalı bir ekonomi modeli tercih etsin. Aklı selim olan bir kişi birazcık ta gündemi takip ediyorsa, bu modelin günümüzde hiçbir geçerliliğin olmadığını görecektir.Çünkü daha önceleri devletlerin nüfusları fazla olmadığı için çeşit bakımından az olan ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla karşılandığından çok ta problem olmuyordu.Günümüzdeyse ise her geçen gün artan nüfusla birlikte ihtiyaçların çeşidi artmaktadır.Tabi ki bu artan ihtiyaçların tek bir kaynaktan karşılanması mümkün görünmediğinden başka kişilerden, devletlerden temin etmek zorundayız. Bu süreçte başka devletlerle iletişimi kesmek, kendi kabuğuna çekilmek bindiğimiz dalı kesmemiz demektir.
İnsan sosyal bir varlık olduğundan gerek günlük ihtiyaçlarını giderme konusundan gerek manevi haz alma safhasında başka insanların varlığına ihtiyaç duyar.Atalarımız nede güzel söylemişler ‘’sürüden ayrılanı kurt yer’’ atasözleriyle birlik beraberlik yolunda gerçek anlamda bize ışık tutmuşlardır.Bizlerde hem birey olarak hem de devlet olarak kaliteli,coşkulu pırıl pırıl bir gelecek istiyorsak tek başına hareket etmekten vazgeçip, toplumla birlikte var olduğumuzun bilincine varıp buna göre hareket etmeliyiz.Aksi takdirde sonumuz sonbaharda dökülen yapraklar gibi hüsranla neticelenir.Hiç bir birey ailesinin ve içinde yaşadığı toplumun hazin sonunu seyretmek istemez diye düşünüyorum..
YORUMLAR
Bir yerde "inceleme/araştırma/felsefe" ile ilgili yazı görünce, hop, dalıyorum içine... Beğeniyorum ya da beğenmiyorum, önemli değil; ama o tür yazılar yazanların alt yapılarına saygı duyuyorum her daim. Keşke benim de bilgi birikimim öyle ciddi yazıları deneyecek kadar olsa. Emeğinize saygıyla...