- 651 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TERÖRİST ÜRETİM FABRİKALARI YOKEDİLMEDEN TERÖRİSTLER YOKEDİLEMEZ
TERÖRİST ÜRETİM FABRİKALARI YOKEDİLMEDEN TERÖRİSTLER YOKEDİLEMEZ
Terör nedir? Terörist kimdir? Bu ikisinin tanımlarını yapmak için terör sorunuyla ilgilenen bilim adamı olmaya gerek yok. Gerçi onların da tanımlarını da okudum. Ancak, bu Ülkede 30 yıldan fazladır bir terör belası var. Bundan dolayı Milletimiz, bu belanın ne olduğunu çok iyi bilir. Bilim adamlarının “ahkam kesmelerine” de çok gerek yok. Bir şeyi, en iyi bilen, bizzat onu yaşayandır. Bizzat onun sıkıntısını duyanlardır. İşte bunun için, Nasrettin Hoca bana “eşekten düşeni” getirin diyor. Nasrettin Hoca eşekten düştüğü anda, doktor istemiyor, “eşekten düşeni istiyor.” Aynı onun gibi, bu Millet terör belasının içinde yıllardan beri nerdeyse yandı-yıkıldı, kavruldu. Terör uzmanıymış, bilim adamımıymış, çok da önemli değil.
Evet, ne terörle mücadele uzmanıyım, ne de bu alanda bilim yaptım. Fakat, 30 yıldan fazladır, terör haberleri, terör yorumları ve ilgili makaleleri okuya okuya neredeyse hepimiz uzmanlaştık. Böyle bir uzmanlığı Allah kimseye nasip etmesin. Biz bu terörün belasını ve sıkıntısını çektik, İnşallah bizden sonraki nesiller bunun sıkıntısını çekmezler.
Yazımın başında terör nedir, terörist nedir diye sormuştum. İşte burada veriyorum cevaplarını. Terör, “şiddeti ve yok etmeyi bir vasıta edinerek, sivil-asker, masum-suçlu, büyük-küçük, kadın-erkek, yaşlı-genç dinlemeden herkesi hedef alan ve toplumda yıldırma, panik, korku ve bezginlik oluşturmayı maksat edinen insanlık dışı hareketlerdir.” Terörist, “küçük yaşlardan itibaren terör ağalarının eline geçirilerek, kademe kademe eğitimlerle insanlıktan çıkarılma ameliyesine tabi tutulan ve adeta tüm topluma karşı canavar haline getirilen yaratıklardır.” Bir fabrikada bir hammadde, nasıl ki, çeşitli aşamalardan geçirilerek, ilk halinden çok farklı bir hale getiriliyor, hatta ilk halinden tanınmaz hale getiriliyor. Mesela, bir camın hammaddesi kum, soda, kireç ve feldispat gibi maddelerdir. Camda kumu gören var mı? Elbette görülmez. Çünkü işlene işlene kum kumluktan çıkmıştır. Aynı bunun gibi, bir insan da, işlene işlene terörist haline geldiğinde insanlıktan çıkmıştır. Bir teröriste insanlık aramak, bir camda kum aramak gibi bir şeydir. Bulamazsınız.
Şimdi, buraya kadar anlattıklarımdan hemen anlaşılmalıdır ki, terörist dediğimiz kişi, bir “işleme ameliyesinden” geçiriliyor. Bir hammaddenin fabrikada işleme tabi tutulması gibi, teröristler de, terörist olmadan bir işleme tabi tutuluyor.
Öyleyse, “teörist kendiliğinden yetişmiyor”. Bir üretim atölyesi var. İşte oraya yıkmak ve yerle bir etmek gerek. Yukarıdaki cam örneğinden devam edelim. Diyelim ki, siz camların zararlı olduğunu düşünüyorsunuz ve önünüze gelen camları kırıyorsunuz. Ancak, bir cam fabrikası da devamlı cam üretiyor. Bu durumda, tüm camları yok etme şansınız var mıdır? Elbette hayır.
Öyleyse, terörist üreten kampları yok etmeden terörizmi yok etmek mümkün değildir. Ülkemizdeki baş belası PKK denilen bölücü, hain ve alçak oluşum, güneydoğudan fakir-fukaranın evlerinden topladığı gençleri, özellikle akıldan zayıf gençleri Kuzey Irak’ta Kandil, Hakurk gibi kamplarda işleye işleye insanlıktan çıkarıyorlar. Bu gençler artık birer insan öldürme makineleri haline geliyor. Şimdi bu kampları yok etmeden teröristleri yok etmek mümkün mü? Elbette hayır.
Cam üreten fabrikaları kapatmadan, üretilmiş tüm camları kırmakla bir yere varılamadığı gibi, terörist üreten kampları yerle bir etmeden ve yok etmeden de bir yere varılamaz ve teröristle baş edilemez. Yüz tane camı kırıyorsunuz, cam fabrikasında 1000 tane cam üretiliyor. On tane teröristi yok ediyorsunuz, bir kampta 100 tane terörist yetişiyor. Bu durumda işin içinde çıkmak mümkün mü? Elbette hayır.
Yazımın bu noktasında, şu tez ileri sürülebilir: “Güneydoğudaki fakirliği-garibanlığı yok etmeden terörizm yok edemezsiniz. Terör kamplarını yok etseniz de, bölücü fikir taşıyan terör ağaları ve dışarıdaki destekçileri fakirliği-garibanlığı suistimal ederek yine terörist yetiştirirler” diyebilirsiniz. Bu sorunun çözümü de bellidir. Bir kere her sorunun ana kaynağında “maneviyatsızlık” yatmaktadır. Bilhassa Güneydoğu’da bir seferberlik başlatılarak, fakirlikle, çaresizlikle, maneviyatsızlıkla mücadele edilebilir. Ancak, bundan önce, yine ana fikrimi beyan ediyorum: “Mevcut terörist üretim fabrikaları bir an önce yok edilmelidir. Başka çaresi yok.” Bu terörist üretim fabrikaları yok edildikten sonra, eğitim, kalkınma hamlesi ve maneviyat eğitimi artarak sürdürülmelidir.
Ahmet SANDAL
YORUMLAR
Sayın Ahmet SANDAL,
Yazınızı beğenerek okudum. Uzun yorumlar yapmayacağım çünkü ,
bu konuda dün bir yazı yayınladım (Türkiye'de Meydana Gelen Terör Olayları)
ve terör konusundaki fikirlerimi orada ifade ettim.
Duyarlı yüreğiniz sebebiyle sizi kutlar, saygılarımı sunarım.