- 7719 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
Sevemedim ayrılıkları...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hiç sevmedim veda sözlerini, hoşcakal demeyi...
Ayrılıkları hiç sevemedim.Bir gün de olsa, bir ay da olsa, bir yıl da olsa...
Sevemeyişime rağmen, bir çok defa ayrı kaldım sevdiklerimden.
Gidenler, otobüs camından bakıp el sallarken, gözyaşlarıma hakim olamadım uğurlarken.
Hep son söz kendine iyi bak oldu.Bu durumda kendine ne kadar iyi bakılabilirse...
Zaman su gibi akar, üzülme denildi.
Üzülme.Ne kadar basit bir kelime, ne kadar sıradan...
Zaman giden içinde kalan içinde su gibi akmıyor.Sevdiklerinden ayrı kalmak, özlem kolay olmuyor.Ve daha da kötü olan, vakit varken söylenilemeyen sözler.Son olarak seni seviyorum diyemediysen, giden de kalan da bunu duyamadıysa, bir ağırlık çöküyor omuzlarına.Ya bir daha fırsat olamassa.Ya gideni uğurladığın gibi, kalanı bıraktığın gibi bulamassan.Ayrı ayrı geçirilen zamanlar da giden de kalan de değişirse...
Vakit varken söylenilemeyen, duyulamayan sözler, belki de bir daha hiç söylenilemez, duyulamaz sözler olur...
Hep mi gidilir.Bu gidişlerin dönüşü olmaz mı?
Bir otobüs, bir uçak, bir araba mutlaka gidişi / gelişe ve kavuşmaya dönüştürmez mi?
Yolcu ederken sevdiklerini, ayrılığın akıttığı gözyaşları ,sevinç gözyaşlarına dönüşmez mi?
Dönüşsede ayrılıklar kavuşmalara, ben sevemedim ayrılıkları...İstemem bu yüzden sevinç gözyaşlarını...
Sevemedim ayrılıkları.Vedaları. Hoşcakal/ ı sevemedim...
Son söz olarak söylenen kendine iyi bak olur mu demeyi de, duymayı da sevemedim...
Sevemedim a-y-r-ı-l-ı-k-l-a-r-ı, sevemeyeceğim de...
YORUMLAR
Şu uçak kazasının ardından nasıl dokundu bu yazı en taze yarama... Onlarda bir çoklarına sevdiğini söyleyememiş, belki hoşçakal bile diyememişti. Nasıl doğru bir yazıdır bu, nasıl gerçeği aktarır ve yüzümüze çarpar bir tokat gibi...
Gurbetin hamuru ölümün soğukluğu ile yoğrulmuştur derim ben hep. Öldürmez ama acıtır öyle kanarsın ki, giden olsan asfalta kazırsın yüzünü geride kalanlarının, kalan olsan dönüş yolunda camın üzerine... Zor be ustam... Çok sevdim gerçeğin yankısı yazını...
"vakit varken söylenilemeyen sözler.Son olarak seni seviyorum diyemediysen, giden de kalan da bunu duyamadıysa"
en büyük yara, en büyük vicdan azabı bu durum...ne kadar zor...
şimdi neden her defasında demedim diyip duruyor insan:(
derin bir yazıydı melek...içde bir yara olan durum:(
sağlıcakla kalasın...