N’ABER ÇEKİRGE
Bu bir çekirge yazısıdır. Bütün çekirgeler için kaleme alınmıştır.Kastımız böcek olan çekirgeler değildir. Her ne kadar görünürde onların adı geçse de kastımız başka varlıklardır.
Meşhur şarkımızın sözlerini bu yazıda aksesuar olarak kullandık, hoş görüle evvela!
“Çekirgeyi salıverdim
Yazıya yazıya
Pot koymadı koyun ile
Kuzuya kuzuya”
Tarlaları silip süpürür, kıtlığa işaret olur.
Ne ot kalır, ne kök kalır.
Hayra alamet değildir sürüsü.
Bir zahmet gelmeyiversin çekirgeler araziye
Bir zahmet çekirge gelmeyiversin tarlaya…
İstiare yoluyla sevgiliye hitaben “Çekirgem” desek nasıl olur acaba?
Çekirgem benim, aşk bahçemi talan edenim gül tenimi harap edenim… Sana ben kalp bahçemi açtım. Sana ben ten tarlamı verdim. “Ye beni... Bitir beni” şeklinde devam etsek tahmin edersem bu yazı silinir hemen.
Çekirgenin ayağında
Narindi narindi
Bende sandım kaymakamı
Gelini gelini
Çekirge milleti atasözlerine dahi girmiş ve kahramanı olmuş bu sözlerin: “Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge…” diye kalıplaşmış ve halkın ağzında üst üstte yanlış yapanlara hitaben sarf edilir hale gelmiştir. Bir çekirge kadar dahi olamayanlara zarf olsun bu yazı.
Çekirgenin ayağında
Çizmesi çizmesi
Ne hoş olur tatlım sende
Ne hoş olur bi dönem senle
Gezmesi gezmesi
Bu yazı nereden aklıma geldi diye düşünmüş olabilirsiniz? Hemen arz edeyim:
“Baba koş!” diye beni çağırıyordu Yiğit Karan okulun bahçesinde…
“Ne oldu Yiğit Karan!” diye karşılık verdim hemen heyecanlı heyecanlı.
“Baba bak çekirdekler uçuyor hem de bir sürü!” diye yanıtladı hızlı hızlı… Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini bulduktan sonra hamamda “evraka evraka!” diye bağırıp çıkması gibiydi Yiğit Karan’ın hali.
“Baba ne olursun koş” diye tekrarladı yine…
Alelacele gittim çarnaçar.
Müstehzi müstehzi hani nerede bu uçan çekirdekler göster bakayım demeye kalmadan çekirgeleri gördüm sağda solda… Uçan konan hem de…
Çekirgeler uçuyormuş meğer!
Çekirdekler değilmiş uçan… Çıtlatamadan çekirdekleri naçizane çıtını çıkartmayan Yiğit Karan’a döndüm ve “Onlar çekirge Yiğit Karan çekirdek değil.” dedim.
İşte bu yazının ortaya çıkış hikâyesi!
“Hoplayıver çekirge
Zıplayıver çekirge
Benim canım çekirge
Pıtı pıtı pıtı çekirge”
“Çekirge nedir?” diye bir sual arz olundu diyelim. Cevap şudur ansiklopedik bilgi olarak: “Düzkanatlılardan, uzun olan art bacaklarına dayanarak uzağa sıçrayabilen, birçok türü olan böcek”
Burada kastımız bu böcek olan çekirge değil ama!
Böcekleşen bir adam tanıyorum adı Gregor SAMSA!
“Biliyor muydunuz?” diye dikkat çekici bir kelime ile başladım. “Neyi?” diyecek
olursanız şunu diyecektim, benim ilgimi çekti de: Çekirgeler sürü halinde yaşarlar ve uçarlarken asla birbirlerine çarpmazlar. Sayıları milyonu bulsa da çarpmazlar birbirlerine işte… Trafik kazaları için alın size örnek canlılar. Biz iki kişi aynı kaldırımda karşılıklı yürürken dahi omuz ata ata geçeriz birbirimizi, araçlarımızla çarpışa çarpışa geçişlerimiz dillere destandır hani? Çekirgelerdeki bu ilahi ve mucizevî sırra şapka çıkartıyorum ve ülkem şoförlerine örnek olurlar inşallah diyorum.
Siz kimlere çekirge sürüsü dersiniz acaba?
Memleketi soyup soğana çevirenlere mi?
Masadakileri silip süpürene mi?
Cebindekileri har vurup harman savurana mı?
Asıl sürü çekirgelerinki mi, insanlarınki mi?
Hop hop hopla çekirge
Zıp zıp zıpla çekirge
Benim canım çekirge
Pıtı pıtı pıtı çekirge
Bu bir çekirge yazısıdır.
Çekirge, Uzakdoğu Sporlarında savaş sanatlarını yeni öğrenenler için de kullanılan bir terimdir aynı zamanda…
Bizler de ham olana teşbih ettik
Çiğ olana…
Bir kez çekirge olundu mu bir daha normal hale dönülmez asla!
Vu bu savaş bitmez katiyen!