- 753 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
FENERBAHÇE'YE NE YAPALIM ?
Ben aslında Galatasaray’lıyım. Fakat tam da o ruha sahip, rakip takımlara düşman gözüyle bakmayan, yenmek kadar yenilmenin de sporun gerçeğinde var olduğuna inanan centilmen bir taraftarım.
Rakip takımın felâketine sevinmeyecek kadar olgun hissederim kendimi.
Fenerbahçe ve onunla birlikte sanırım beş takımın daha şike iddialarıyla başı fena halde dertte bu günlerde. Spor kamu oyu kadar sporla pek ilgisi olmayanların bile dikkatlerini çeken bir olay bu.
Bu günden yirmibeş kişi kadar yönetici ve futbolcu tutuklanmış durumda.
Şimdi herkes merak ediyor ve türlü tahminlerde bulunuyor. Fenerbahçe ile birlikte altı takımın küme düşürülmesi, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunun iptali ve Şampiyonlar ligine gönderilmemesi gündemde.
Türk sporu için tam bir kaos olan bu duruma herkes çözüm bulmaya çalışıyor. UEFA da süratli fakat kesin ve adil bir sonuç beklediğini duyuruyor.
Karar vermek hatta çabuk karar vermek belki de mümkün olabilir. Fakat bu kararın kesin ve adil olması çok önemli. Öyle ya ; karar verilip Fenerbahçe’nin şampiyonluğu iptal edilir ve Şampiyonlar ligine gitmesi önlenirse, bu durum Fenerbahçe’ye çok büyük ölçüde maddi kayıplar vereceği gibi camiayı çok kötü etkileyecektir.
’Hak etmişlerse oh olsun !’ diyebilirsiniz. Elbette hak eden cezasını bulmalı. Sanırım buna en fanatik taraftarın bile itirazı olamaz. Fakat ya uzun süren soruşturmalar, itirazlar sonrasında suçsuzluk kanıtlanırsa ne olacak ?
İşte bu noktaya değiniyor Aykut Hoca ve UEFA. Haksız bir kararın vereceği kayıpların telâfisi mümkün olmaz.
Bence de karar vermek için acele edilmemeli. Bu dava uzun vadeye yayılıp iyice araştırılmalı ve sonunda varsa eğer elbette suçlular cezalandırılmalı.
Yani şimdilik ne kimsenin şampiyonluğu iptal edilmeli, ne de kimse küme düşürülmeli. Şampiyonlar ligine de Fenerbahçe gönderilmeli.
Yani birden bire ortaya çıkan bu şok iddialar, çok zararlı bir kaosa yol açmamalı. Adalet yerini bulmalı ama aceleye getirilmemeli.
Bence çok kişi böyle düşünüyor ve böyle de olacak. Gözaltına alınanların da önemli bir kısmı yakında salıverilecek. Dava uzun vadeye yayılıp, zamanın seyrine bırakılacak. Öyle ki sonuçta çıkacak kararlar şok etkisi yaratmayıp, kaos önlenmiş olacak.
Gelelim terazinin diğer kefesine.
Ergenekon ve Balyoz davalarında da böyle yapılmalıydı. Haklarında halâ somut iddia ve deliller sunulamayan o askerlerin hiç birinin kaçma ya da delilleri karartma ihtimali yoktu. Belki çoğu yıllarca içeride yatıp ceza bile almadan salıverilmek zorunda kalınacak. Fakat masumlukları kanıtlanıp beraat etmiş olsalar dahi, ruhen yıpranmış ve terfi edememiş olacaklar. Yani onların da kayıplarının telâfisi mümkün olmayacak.
Galiba adalet herkese lâzım. Spor adamlarına, takımlarına olduğu gibi askerlere de !
Adaleti temsil ettiği söylenen o terazinin iki kefesinin de mutlaka eşit olması gerekir. En azından bu günkü kadar ağır basmamalı bir tarafı.
Merak etmeyin Fenerbahçeliler : Borsadaki kayıplarınız dahi telâfi edilebilir. Maddi hiç bir zararınız söz konusu olmaz.
Fakat birileri de unutmasın ki ; terfi haklarını kaybeden vatansever askerlerin de tüm vatanseverlerin gönüllerindeki değerleri asla düşmeyecektir.
Kiminin maddi kazançları önemlidir, kiminin de manevi değerleri her şeyin üstündedir !
Fikret TEZAL