- 1189 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Oradan, çok uzaktan....
Sana;
adı yeni, kendi baştan başa eski bir yalnızlık olan bu şehirden yazıyorum
Göğe yakın ama aynadaki yansımasına bunca uzak
İnsanların şehrinden.
Zamanı içine sindiremeden aceleyle konuşmak,
Kavga ederce öpüşmek buralı bir şey olmalı
Yaşlandığını anlamadan dolan vakit, ürkütücü.
içe dönük yaşamların sessiz birleşmesi ile çelişkili
Ve diyorum ki; New York; şiire elverişsiz şehir.
Yediğin her şeydeki metal tadı,cismin kendine yabancılığı
Ehli bir yalnızlık duygusu tenimin hatırladığı
Onca hengame içinde, yinede her sabah
İçime işleyen sıcacık merhabaları…
Her şehrin bir müziği vardır, inanırım
Yoksa şayet betonlaşır kalbi
Aidiyeti olmalı insanın,
Sokağındayken; sokak kedisi olmalı
Duyumsamalı denizdeyken kendini balık gibi
Yaşadığı şehrin uzvu olmalı insan. Kulağı, gözü, eli…
Akşam inince derin bir hüzün doluyor gözlerine şehrin
Ağladı ağlayacak bakıyor bulutlar, belki yanlış mevsim burada olmak için
Bir çocuğun saçlarını okşasam dinecek sızısı kemiklerimin
Sanki koparıp yaşadığım topraktan
İğreti koymuşlar bu şehrin göbeğine bedenimi
Üstüme üstüme yürüyen kalabalık içinde seyrediyorum
Parkların dinginliğini
Kaybolmuş çocukların korkusu ve tedirginliği nasılsa
Öyleyim, birilerinin elini tutmak istiyor ellerim.
Hani kalıcısı olsam; önce masmavi ve gürül gürül bir deniz
Üstüne, onu enine boyuna kesen beyaz gemiler,
Göğüne bir dolu martı, ağızlarına simit çizerdim
Caddelerine şıkır şıkır işportacı, ekmek arası balık sandalları
Ve kapalı çarşı havasını eklerdim. Nalburlar,jetoncular
Rengarenk pasta, şeker dükkanları, hepsi ama hepsi iç içe
Ve ortasında sen, her şeyin en ortasında sen.
O zaman burası da Istanbul işte!
Biliyorum biraz uzun oldu, belki de kendi dilimde acılanmayı özledim…
Yüreğinden öperim.
New York-2004
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.