Şafak Pavey'e özür
O değil de;
Erkek milletvekillerinden geçtim... Erkekler zaten kadınlarla ilgili tüm kararları keyiflerine göre düzenliyorlar. Ve ne acıdır ki bunu yaparken hep kadınların iyiliğini gözettiklerini düşünerek (iddia ederek) yapıyorlar.
Ben derim ki; kadınla (benimle) ilgili karar vermeyin artık. Siz kadınların (benim) sahibi değilsiniz!
O değil de;
Kadın milletvekilleri mecliste pantolon yasağının yeniden düzenlenmesi gerektiği konusunda düşüncelere gark olmuşlar. Lütfetmişler yaa...
O değil de;
Pantolon yasağını getirenler ve o yasağı delemeyenler umarım engellilere ve Şafak Pavey’e özür borçlu olduklarını biliyorlardır...
O değil de;
İyi bayramlar.
YORUMLAR
YORUMSUZ,,,,
http://www.beyazgazete.com/haber/2011/07/11/chp-milletvekili-safak-payev-odum-patliyor-dedi-haber-gunluk.html
TBMM’nin genç ve güleryüzlü ismi İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, Birleşmiş Milletler’i bırakıp Türkiye’ye döndü. Pavey, uluslararası ilişkiler uzmanı deneyimli bir diplomat ama genç milletvekili Türkiye’de sadece “etek” meselesiyle gündeme geldi.
Genel Kurul’a protez bacağıyla girmesiyle ilgili çok şey yazıldı, çizildi. Ama kimse Pavey’in hala odası olmadığından, Genel Kurul’da hareket etmesinin imkansızlığından söz etmedi. Genç milletvekili, “Tekerlekli sandalye ile Meclis’e gelmeye korkuyorum.
Kıyafet özgürlüğüne katkım olacaksa elbette sevinirim. Ama Genel Kurul’da bağımsız çalışamayacaksam, erişim imkanım olmazsa pantolon giysem ne fark eder? Herkes eteği gündeme getiriyor ama asıl sorunu görmüyor” dedi. Pavey, özel hayatından annesi Ayşe Önal’ın “muhalefetine”, yeni CHP’den TBMM’nin zorlu koridorlarına kadar sorularımızı yanıtladı:
Sürekli etek meselesinin gündeme gelmesi sizin de canınızı sıktı galiba?
Üzüldüm, biraz gücendim ve protez bacağımı görmekten artık insanların rahatsız olduğunu düşünmeye başladım. Kendime gösterdiğim saygıyı başkalarının da göstermesini beklerdim, olmadı. Hakikaten gösteri olsun diye etekle Meclis’e gelmedim. Bir kural vardı, uydum.
Kuralın değişmesi, kadınların pantolonla Meclis’e gelmesi bambaşka bir konu. Ama benim protez bacağım üzerinden ele alınma açısı beni rahatsız etti. 550 kişilik Meclis’te bunu yaşıyorsam Türkiye’de 12.5 milyona varan engelli neler yaşıyor kim bilir?
* “İlk sıkıntım etek değil merdivenler oldu” dediniz...
Evet. Biliyorsunuz engelli kotasından girmedim Meclis’e. Sadece engelli bir kadın milletvekiliyim. Bacağımı uzun süre kullanamıyorum. Yemin töreni 11 saat sürecek dendiği için tekerlekli sandalyeyle geldim. BM’de bana eşlik eden asistanım yanımdaydı. Ama asistanınızla içeri giremiyorsunuz.
Bağımsızlığıma vurulan darbe orada başlıyor. BM’de en gizli komite toplantılarına bile engelli delegeler güvenlik onayı almış asistanlarıyla içeri girebilirler. Yardım istemek zorunda kalmazlar. Genel Kurul’da gereksiz merdivenler olduğunu gördüm. O merdivenlerden çıkamayınca beni aşağı indirmek zorunda kaldılar.
Bu bağımsızlığıma yapılan bir taciz. Sıkıldığımdan, yardım isteyemeyeceğimden değil ama seçim bana kalmalıydı. Grubumuz tekerlekli sandalyemi taşıyarak beni aşağı indirdi, ama bu değil, eteğim haber oldu.
* Magazine mi döndü biraz mesele?
Öyle. Biliyorum İç Tüzük’le ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Kadın milletvekillerine pantolon giyme özgürlüğü deniliyorsa o başka bir konu. Ama benim yaşadığım sıkıntıyla ilgili doğru bir açı değildi. Tekerlikli sandalyeyi asistanım olmadan getiremiyorum. Geçtiğimiz oturumlara da bu nedenle tekerlikli sandalye ile gelemedim. Asistanımın girmesi için başvuru yapmayı düşünüyorum.
* “Uzun etek giysen polemik olmazdı” diyenler oldu mu?
Hiç bilmedikleri için söyleyebilirler. Kullanım açısından ve dizimin rahatlıkla eğilebilmesi açısından kesinlikle uzun etek giyemem. Çünkü diz protezime sıkışıyor. Kullanıcıları zaten bilir bunu.
* BM’de çok önemli görevlerde bulunurken bunlar göz ardı edilerek sadece protez ve eteğin gündeme gelmesi sizi üzdü mü?
Çok büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemdeyiz. Ben ülkeme sadece yeni CHP’den teklif geldi diye gelmedim. Bu dönemin çok tarihi olduğunu düşündüğüm için geldim. Herhangi bir döneme benzemiyor. Şu anki duruşumuza çok inanıyorum. Uluslararası hukuka, en temel insan haklarına saygı gösterilmediği bir dönemden geçiyoruz. İnsanların suçlarını bilmeden içerde yattığı bir dönemdeyiz.
Bunlar yaşanırken ve ben de insan hakları ve uluslararası hukukun genel merkezinden, BM’den gelmişken bana bunların sorulması gerekirken nelerden söz ediyoruz. Yemin töreninde Hakkari anons edildi ama bir tek milletvekili yoktu. Benim içim yandı. BM diplomatı olduğumu herkes unutuyor.
Newyork ve Cenevre’de döpiyesle işimize gideriz. Ama Haiti depreminde çalışırken elbette pantalonla rahat çalışıyorsunuz. Niyetim kimsenin gözüne protezimi sokmak değildi. Gerçi bakışların kaçırıldığını görüyorum, o da beni çok üzüyor ama...
Genel Kurul’da mı?
Evet. İnsanlar çok iyi niyetli de olsa bu konuya açık değil. Aynı bakışları otistik çocuklara bakarken yakalayabilirsiniz. Kötü niyetli değil ama barışçıl, toplumuyla barışık da değil. Ben yine de partiler üstü bir çalışma yapacağımızı düşünüyorum. Sadece algıların düzeltilmesi gerekiyor. O konuda bir sıkıntı yaşayacağımız bacaktan anlaşıldı ama (gülüyor).
* Hala size oda verilmediği doğru mu?
Doğru. Henüz verilemedi. Olacak inşallah. Meclis’te sanıyorum bir oda sıkıntısı yaşanıyor. Yoksa Meclis personeli çok iyi niyetli bana karşı ve ellerinden geleni yapıyorlar. Şu anda portatif Şafak olarak dolaşıyorum.
* Herkese oda verilmişken size bulunmaması tuhaf gerçekten...
Aslında asistanım benimle Genel Kurul’a girse odam olmasa da olabilir. 7 kilo çanta ile dolaşıyorum. Tekerlekli sandalye ile binanın içinde hiçbir yere gidemiyorsunuz. Çok zor bir bina. Aslında BM’de de böyle bir binamız vardı. Cenevre’de el ele verdik ve daha erişilebilir hale getirdik. Üstelik tarihi, koruma altında olan bir binaydı. Demek ki olabiliyor.
* “Pantolon sadece Şafak Hanım’ın değil o durumdakilerin de hakkı” gibi yorumlar da yapıldı...
Öyle yorumlar yapılıyor ki, kendimi ben mi doğru anlatamıyorum acaba: Ben de pantolonla çalışmak isterim. Kıyafet özgürlüğü konusunda bir katkım olacaksa da sevinirim. Herhalde dünyada kılık kıyafet özgürlğünü hala konuşan tek parlamentoyuz. Benim vurgulamak istediğim şu: Özgürlükler bir pakettir ve benim bacağım üzerinden, sıkıntının tümü değil kullanılmak istenen parçası üzerinden konuşulursa o zaman olmaz. “Oraya olsun, buraya olmasın” denilemez.
Sosyal özgürlük paketi gelecekse topluca gelir, bir konu dışarda bırakılamaz. Benim onurumla bağımsız olabileceğim halde mimari bir vurdumduymazlığa kurban ediliyorsam pantolon giymişim neye yarar? Kıyafet özgürlüğü protez bacak gibi garip bir konuyla dile getiriliyorsa buna yokum. Bacağım kadar Meclis’in içinde neden hareket etme sınırım olduğu konuşulmalı.
* Yani herkes eteğe takılıp yaşadığınız fiziksel zorlukları gündeme getirmiyor...
Benim asıl sıkıntım konuşulmadı. Beni şu noktaya da getiriyorlar: “Çok rahatsız ediyorsa bir gün de bacaksız geleyim”. Meclis’in içinde tekerlekli sandalye kullanmaktan ödüm patlıyor. Böyle bir Meclis olabilir mi? Sandalyeyle Meclis’e girmekten korkuyorum. Bir şey olacak, düşeceğim, merdivenlerden geçemeyeceğim diye düşünüyorum. Dün de biri, “Şafak hanım size tekerlekli sandalyeyi yakıştıramıyorduk.
Böyle geldiğiniz çok iyi olmuş” dedi. Allah Allah! “Bir gün bacağımı çıkarıp gelirsem ne olaçak? Çünkü yara da olabiliyor çok uzun kullanırsam. “Bacaksız gelirsem rahatsız olmazsınız umarım” dedim. İyi niyetle söylendiğini biliyorum ama hareket etme hakkımı iyi niyete feda etmek aynı durumdaki başkalarının haklarını da engelleyecektir.
* Kemal Bey bu meseleyi açtı mı hiç?
Kemal Bey aynen şu söyledi: “Şafakcığım, sen ne istiyor ve bu konuda ne düşünüyorsan söyle. Biz senin yanındayız. Kendi takdirine bırakıyorum. Senin için ne rahatsa o önemli”. Sayın Akif Hamzaçebi de sağolsun her gün önerilerimi not alıyor.
YANIMDA OLMAMAYI SEÇMESİ DE CESARET GEREKTİRİR
* Yeni jenerasyon sizin hikayenizi bilmiyor.
Sinema ve sanat okumak için eşimle gittiğim Zürih’te bir tren kazası geçirdim. Sol kolum ve bacağımı kaybettim. Sonra uzun bir hastane ve nekahat dönemim oldu. Bunun ardından da protezlerimle yeni bir yaşama geçtim. Engelli dünyası ile tanıştım. Bunun beni çok daha duyarlı kıldığını düşünüyorum. Ayrıca garip bir disiplin de getiriyor. Çünkü hayat o kadar engellerle dolu ki, her adımınızı önceden planlamanız gerekiyor.
Ben engellilerin istihdamına çok büyük destek veririm. Çok iyi çalışan insanlar. Plan, organizasyon, uzağı görebilme yeteneğine sahipler. Çünkü bütün hayatları engelleri aşarak geçtiği için inanılmaz bir özgeçmiş yaratıyor. Ama Adalet Bakanlığı’nda bile kota doldurulmuş değil Türkiye’de. O kotaları doldurmak çok önemli ve öncelikli.
* Eski eşinizle de ayrılık o döneme denk geliyor değil mi?
Çok özelime girmek istemiyorum. Bir kere geldi hastaneye. Bir evlilik yaşadım ve ayrıldık. Yanımda olmamayı seçti ama bu da bir cesaret gerektirir. Sonuçta bana acıyan gözlerle bakmak yerine bunu çok iyi anlayacağımı söyleyerek, kendi zayıflığını kabul ederek ayrıldı.
Esma KAHRAMAN
Engellilerin elbette çok daha ciddi ve çözüm bekleyen sorunları var ve bununla ilgili olarak yazılarımı,
www.engelsizgazete.com'dan okuyabilirsin.
Duyarlılığına teşekkür ediyorum.
:) Sevgilerimle.
O değil de;
Kadın milletvekilleri mecliste pantolon yasağının yeniden düzenlenmesi gerektiği konusunda düşüncelere gark olmuşlar. Lütfetmişler yaa...
O değil de;
TBMM’de 23. dönemde İçtüzük uzlaşma komisyonu kurulmuş, komisyonca benimsenen yeni içtüzük teklifi TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu. Sözkonusu teklifin “Toplantının yönetimi ve kıyafet” başlıklı 43. maddesi ile kadın milletvekillerine pantolon serbestisi getirilmesi öngörülüyordu. Sözkonusu maddede “Genel Kurul salonunda yer alan milletvekilleri, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilatı memurları ve diger kamu personeli ceket giymek ve kravat takmak zorundadırlar. Bayanlar tayyör ya da ceket ve pantolon giyerler. Görevlilerin kıyafeti Başkanlık Divanınca tespit edilir” hükmü yer alıyordu. Ancak bu teklif komisyonda görüşülüp Genel Kurul gündemine inme aşamasına gelemediği için “kadük” kaldı.
O değilde ,61 hükümet kurulurken gene '' kadük'' kalmasın...23. hükümetten, 61. hükümete off ne cokk zaman geçmiş Esma tebriklerim çokça sana güzel bir konuyu ele almışsın , O değilde sahi kaç hükümet geçmiş bu PANTUL YASSAHI arasında :))
O değilde , birileri çıkıp yassah vekilim yassah pantul giymek dermi acep , o değilde...
tebriklerimmmmm OOOOOOO evett :)
kalemin mutmain olsun ...Esma KAHRAMAN...
Silence tarafından 7/5/2011 3:44:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
Esma KAHRAMAN
Sevgilerimle Sayın Yazarım.
Çok anlamlı yazınızı beğenerek okudum.Ayrıca,engellilere ve Şafak Pavey'e olan duyarlılığınızı,ben de bir duyarlı birey olarak kutluyorum.Esma hanım,engellilerin,yaşamdaki sorunları o kadar çok ki anlatılmaz.Keşke bir tek sorunları,etek,pantolon olsa.
Selam ve saygılarımla.
VAZO tarafından 2/7/2012 5:16:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Esma KAHRAMAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yazarım. Sefalar getirdin.
Şafak Pavey'e özür borcu olanlar
-Kadına pantolon yasağını meclise taşıyanlar mı ?
-Bu yasa genel kurula geldiğinde "evet" oyu verenler mi ?
-Destekleyen vekillerin bağlı oldukları siyasi partiler mi ?
-Başbakan ve kabine üyeleri mi,yoksa
-Yasayı onaylayan Cumhurbaşkanı mı ?
O değil de,
Birleşmiş Milletler'deki görevini bırakıp,Türkiye'ye dönen
üstüne üstlük,siyasete atılan Şafak Pavey hanımefendiye ne demeli ?
"Harmana giren porsuk,dirgene dayanır.."
Teşekkürler Sayın Yazarım.
Esma KAHRAMAN
'Basındaki görüntülerden rahatsızlık duymadım' diyecek kadar.
Şayet oraya o şekilde kendi iradesiyle gelseydi en ufak bi rahatsızlık duymazdım ama manyakça kurallar çerçevesinde mecbur bırakıldığı için ona yapılanı utanç verici buluyorum...
Bu duruma sessiz kalanları da kınıyorum!
Sevgiler Sayın Yazarım.
Şafak Payev'in gözlerindeki asil bakışlara ve insani duruşuna hayranım.
Bir tek aklım almaz ki kadınlar neden bu kadar........
ya bırakın bu etekti pantolondu tartışmasını.
Şafak Payevi bile düşünmeyen kendi partili gerici kafalılar hala "pantolon" yasssak ! diyo.
Ya seçim diyolar da biz bunları bi daaki seçimde "Tımarhaneye" vekil seçelim.
Orada yatıp kalksınlar.
Hatta yatsınlar...
Bi daa ertesi zabahınan kalksınlar.
Ya Esma Kahraman nerden buldun bu mevzuyu.
Bak şindi gerildim.
Ya "İYİ BAYRAMLAR" ama etekli bayram.
Esma KAHRAMAN
erolabi
bunu söyleyen atamızın GSM si var .
Esma KAHRAMAN
AYSE 09
neyse dedim ya benim ilgim yok
çünkü çok moralim bozuluyor
saygılarımla
Yaşasın erkek egemen toplum!
Herşeyi nekadar da güzel yapıyoruz değil mi?
İleriye neden gidemediğimiz çok açık değilmi?
Halkının yarısını yok sayan bir zihniyetle ileri gitmek mümkün mü?
Anlamlı yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
Esma KAHRAMAN
Duayrlılığına teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
kurtuluş yok tek başına.
Kadın erkek birlikte.
Bu ülkede erkeklerin de en az kadınlar kadar özgür olmaya ihtiyaçları var.
Erkek egemen toplumu mu? Bu başka bir konu.
Zaten ortak bir kurtuluşta bu sorun da ortadan kalkar kendiliğinden.
Dikkatli, uyanık ve duyarlı olma zamanlarıdır bu zamanlar.
Sizin duyarlılığınızı kutluyorum Esma hanım...
Esma KAHRAMAN
Kaç gündür bu olaya feci şekilde kızgınım ama yazmaya elim varmamıştı. Bu konu pas geçilemezdi!
Duyarlılığına teşekkür ediyorum Sayın Yazarım. Sevgilerimle.