- 541 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN VE BİZ FARKI
Bilim ve teknolojide ilerlemiş gelir seviyesi maksimum seviyedeki toplumların yapısını incelediğimizde, onların tarihiyle ilgili sayfaları karıştırdığımızda ben egosuyla değil de biz düşüncesiyle hareket ettiklerini çok rahatlıkla görebiliriz. Bireyler, kendi toplumlarının diğer devletler karşısında boynu bükük birilerin başını okşamasını bekleyen yetim gibi,bir köşe başında mendilini yere sermiş avuçlarını gelip geçen insanlara doğru biraz utangaç,biraz çekingen,biraz mahcup bir edayla uzatmış, kendisine verilecek birkaç lirayla sevinmeyi bekleyen bir dilenci gibi; olmasını istemiyorsa bir çok şey kaybedeceği halde kendi menfaatlerini elinin tersiyle itip,toplum yararına olanı tercih etmelidir.
Tarihimize baktığımızda Fatih Sultan Mehmet çıkardığı Kanunnamede devletin bekası için kardeşin katledebileceğini belirtmiştir.İlk başta ne kadar acımasız bir kanun gibi görünüyor; insan kardeşinin öldürülmesini nasıl isteyebilir diye bir düşünce aklımıza gelebilir. Fakat bütün vücudun kangren olmaktansa kangren olan parmağın kesilmesi daha mantıklıdır.Burada biz tabiî ki kardeş katlini hoş görmüyoruz; fakat devletin devamlılığı için kardeşten dahi vazgeçildiğini görmekteyiz.Bu kanunu çıkaran toplum, ben duygusuyla değil biz düşüncesiyle hareket ettiği için zamanında dünyaya liderlik yapmıştır.Zaten böyle bir karar devlet,millet söz konusu olduğunda alınır.Fatih Sultan devrinden bir örnek daha verelim.Fatih Sultan tebdili kıyafet yapıp çarşıyı pazarı dolaşır.Bir dükkana girip sabun,şeker,makarna v.s.malzeme almak ister.Bakkal sabunu verip parasını aldıktan sonra kendisinin siftah yaptığını diğer ihtiyaçlarını yan taraftaki bakkaldan almasını ister.İkinci bakkala gittiğinde aynı şekilde o bakkalda bir ürün sattıktan sonra kendisinin siftah yaptığını diğer ihyacını yan komşusundan almasını ister. Başka bir ihtiyacı için diğer bakkala gider.Böylece ihyacı olan malzemeleri değişik bakkallardan karşılar.
Fatih, bakkalların ben düşüncesiyle değil de biz düşüncesiyle hareket ettiklerini görünce duygulanıp nemli göz yaş yaşlarıyla böyle bir millete sahip olduğu için Allaha şükreder.Çanakkale den bir örnek verelim.Çanakkale savaşına oğlunu gönderen ve aynı zamanda kendiside yaralı askerleri tedavi etmek için Çanakkale de bulunan doktor, yaralılar arasında dolaşıp onların tedavisini yaparken birde bakıyor ki kendi oğlu çok ağır şekilde yaralanmış.Birden göz yaşına boğulur ve oğlunun yanına gider oğlu çok ağır bir şekilde yaralanmıştır.Tedavide geç kalındığını anlar göz yaşları içerisinde oğlunun baş ucundan ayrılıp diğer yaralı askerlerin tedavisini yapar. Doktoru yakından tanıyan bir subay doktorun yanına gider, elini doktorun omzuna koyup söze şöyle başlar oğlunu, neden tedavi etmedin belki de tedavi sonucunda oğlun sağlığına kavuşurdu.Bize göre doktorun cevabı yürekleri dağlayacak,dağları tuzla buz edecek ,yıllarca akan ırmakları donduracak şekildeydi bakalım doktor duygusunu nasıl ifade etmiş. Oğlumun baş ucuna gittiğimde dünyam yıkılmıştı ve baktım ki çok ağır yaralanmış tedavisini yapsam dahi uzun süreli yaşamayacaktı. O yüzden oğlumu bırakıp diğer yaralı askerleri tedavi etmeye gittim belki o yaralı askerler iyileşirde başka bir savaşta veya verilecek her hangi bir görevde burada olduğu gibi kanın son damlasına kadar vatanına ,milletine faydalı bir hizmette bulunur. Bu cevap karşısında kimin gözleri nemlenmez,kimin gönlü burkulmaz.kimin duyguları şaha kalkmaz,kimin kulakları radar gibi açılmaz biliyor musunuz ? İsterseniz ben cevap vereyim Rabbena hep bana diyen, ben egosunu her şeyin önünde tutan, sadece kendini düşünen,toplum menfaatiyle kendi menfaati arasında bir tercih olduğunda kendi menfaatini tercih eden, kişilerde bu düşüncenin hakim olduğunu çok rahatlılıkla görebiliriz.
Bize düşen görev en zor zamanımızda dahi olaya toplumsal bakıp ben düşüncesiyle değil de biz düşüncesiyle hareket etmek.Bu düşünceyle yoluna devam eden bireyler hem kendi yaşam kalitesini artırır hem de toplumdaki bireylerin yaşamına katkı sağlar.Aksi takdirde o millet yok olmaya mahkumdur.Yok olmasa dahi başka milletlerin boyunduruğu altın da yaşamaya mecbur kalır.Tarih boyunca bizim milletimiz ben değil biz düşüncesiyle hareket ettiğin den başka milletlerin esareti altın da kalmayı kabul etmemiştir.Toplumdaki her ferdin bu düşünceyle hareket ettiğine inanıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.